Nezaket Çetin/ Nöbetçi GazeteTürkiye’de şiddetin önüne ne yazık ki geçilemiyor. Özellikle kadın cinayetlerinde ciddi bir artış söz konusu. Verilen cezalar, önlemler kadınların katledilmesini önleyemiyor. Biz de, Bursa’nın kadına karşı şiddetle mücadelesinin neresinde olduğunu Bursa Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Derya Şimşek Aksakal’a sorduk.
Aksakal, kentteki kadın cinayetlerini ve şiddetle mücadeledeki mevcut durumu Nöbetçi Gazeteye anlattı.İŞTE BURSA’DAKİ RAKAMAksakal’ın verdiği bilgiye göre, ŞÖNİM (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi) verileri Bursa'da en az 7 kadının öldürüldüğünü gösteriyor. Ancak Aksakal, bunun kesin rakam olmadığının altını çizerek, ‘’Bu rakam en az olan sayı. Yılın 11 ayında Bursa’da katledilen kadın sayısının daha fazla olduğunu düşünüyoruz’’ dedi. KADIN NEREYE SIĞINSIN?Başkan Aksakal, Bursa’dan örnekler verirken önemli bir eksiklikten de söz etti. Bursa'da, kadın sığınma evlerinin yetersiz olduğuna değinen Aksakal, “Kentimizde, Büyükşehir Belediyesine ait sadece bir sığınma evi bulunuyor. Oysa yasaya göre nüfusu 100 binden fazla olan şehirlerde her 100 kişi için 1 sığınak açılması gerekiyor. Bursa’nın kalabalık 8 ilçesinde de sığınak olması lazımken maalesef bulunmuyor. Yasada var ama, kadının gerçekte sığınacağı yer yok” ifadelerini kullandı. “YETERLİ BİLGİLENDİRME YOK”Aksakal, sivil toplum kuruluşları ve belediyelerin "kadına şiddet, şiddet çeşitleri" gibi konularda kadınları ve toplumu bilgilendirme konusunda yeterli olmadığını da kaydederek şunları söyledi:“En etkili yöntemleri kullanan ve çalışma üreten kesimler STK’lardır. Belediyelerin acilen Kadın Danışma/Dayanışma merkezlerini kurmaları gerekiyor. Bu merkezlerde psikolog ve avukatlar tam zamanlı çalışmalı. 7/24 şiddete karşı başvuru hattı kurulmalı ve bu hat anında kolluk, hastane, BARO gibi kurumlarla etkileşim içinde olmalı. Hatta Avrupa ülkelerinde olduğu gibi şiddete maruz kalanların başvurduğu merkezlerde kadının tüm ihtiyaçları orada karşılanırken, travmasını tetiklenmesini engelleyecek mekanizmalar geliştirilmelidir.” Kadın cinayetleriyle ilgili yürütülen kampanyaların da daha yaygın hale gelmesi gerektiğini belirten Aksakal,“Toplumsal farkındalığı artıran çalışmalar çoğaltılmalıdır. Ülkemizde en aktif muhalefet, kadın hareketidir. Kadın örgütleri bu konuda birçok proje, çalışma ve kampanyalar yürütüyor. Toplumda ciddi anlamda şiddete karşı farkındalık artmış durumda. Yapılan araştırmalarda kadına karşı şiddetin haklı gerekçe diyerek bazı maddeler sıralanmış ancak cevap verenler kadınları yüzde 85’i, erkelerin yüzde 82’si hiçbiri haklı gerekçe olamaz demiş. Bu önemli bir veridir” dedi.
“DÜZENLEMELER YETERSİZ”Kadın cinayetleriyle ilgili yasal düzenlemelerin yeterli olmadığını vurgulayan Başkan Derya Şimşek Aksakal sözlerine şöyle devam etti:“6284 sayılı yasamız var. Bu, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun. Yasa tam ve etkin uygulansa, bir çok cinayet engellenebilir. Nitekim, kadın örgütlerinin en çok kullandığı sloganlardan biri ‘Yasalara dokunma, uygula’dır.” “TEDBİR DEVLETİN GÖREVİDİR”Kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli olanın önleyici tedbirleri almak ve etkin şekilde uygulamak olduğunu da kaydeden Derya Şimşek Aksakal, bu tedbirler hakkında da örnek verdi.Aksakal, önleyici tedbirlerden ilkinin kadın sığınma evlerini arttırmak olduğunu bir kez daha yineleyerek “Bu imkandan yararlanma noktasında engellerin ortadan kaldırılması gerek” dedi.Başkan Derya Şimşek Aksakal sözlerinin devamında ise, “Kadın 12 yaşından büyük erkek çocuğu varsa çocuk sığınağa alınmıyor ve yetiştirme yurduna gönderiliyor. Şiddet ortamında yüksek düzeyde travmatik hale gelen kadın ve çocukları ayrı kalmak durumu oluşuyor. Doğal olarak çocuklarının bırakmak istemiyor, başka bir yer bulamadığında da şiddeti yaşadığı yere geri dönüyor. Devletin görevi kadınları bu durumda çaresiz hissetmelerinin önündeki engelleri ortadan kaldırmak, onlara güvenli ve sağlıklı ortamlar sağlamaktır” açıklamasında bulundu. CİNAYETLERİN TEMEL SEBEBİ NE?Derya Şimşek Aksakal, işlenen cinayetlerin temel sebebinin toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğunu bildirdi. İktidarın, kadınları sürekli aile içinde tanımlamasının, birey olarak görmemesinin, erkeği toplumsal açıdan üstün gören ifadelerin eşitsizliği körükleyen tutumlara karşı etkili olduğunu vurgulayan Aksakal “Toplumsal rolleri pekiştiren her söylem, toplumda şiddeti artıran faktörler arasındadır” şeklinde konuştu. CİNSİYET EŞİTLİĞİ ÖNEMLİHer alanda toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak düzenlemeler yapılması gerektiğini de vurgulayan Aksakal, bununla ilgili de şu cümleleri kullandı:
“Kadınların kamusal ve özel alanda daha fazla görünür olmasını sağlayacak kota dahil pozitif destekler uygulanmalıdır. Özellikle kamu personeli toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde eğitimler verilmelidir. Okul öncesi eğitimden başlayarak toplumsal cinsiyet eşitliği dersi konulmalıdır. Oğlan çocuklarına şiddetin kabul edilemez olduğu, kadınların eşit haklara sahip olduğu öğretilmelidir. Kız çocuklarına ise kendi bedenlerine sahip çıkmayı, hayallerini gerçekleştirmeyi öğretmeliyiz.”
Aksakal sözlerini, “Hiçbir koşul şiddeti aklamaz ve haklı çıkaramaz. Giderek artan şiddet olayları toplumu duyarsızlığa da neden olmaktadır” diyerek sonlandırdı.
Nezaket Çetin
Aksakal, kentteki kadın cinayetlerini ve şiddetle mücadeledeki mevcut durumu Nöbetçi Gazeteye anlattı.İŞTE BURSA’DAKİ RAKAMAksakal’ın verdiği bilgiye göre, ŞÖNİM (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi) verileri Bursa'da en az 7 kadının öldürüldüğünü gösteriyor. Ancak Aksakal, bunun kesin rakam olmadığının altını çizerek, ‘’Bu rakam en az olan sayı. Yılın 11 ayında Bursa’da katledilen kadın sayısının daha fazla olduğunu düşünüyoruz’’ dedi. KADIN NEREYE SIĞINSIN?Başkan Aksakal, Bursa’dan örnekler verirken önemli bir eksiklikten de söz etti. Bursa'da, kadın sığınma evlerinin yetersiz olduğuna değinen Aksakal, “Kentimizde, Büyükşehir Belediyesine ait sadece bir sığınma evi bulunuyor. Oysa yasaya göre nüfusu 100 binden fazla olan şehirlerde her 100 kişi için 1 sığınak açılması gerekiyor. Bursa’nın kalabalık 8 ilçesinde de sığınak olması lazımken maalesef bulunmuyor. Yasada var ama, kadının gerçekte sığınacağı yer yok” ifadelerini kullandı. “YETERLİ BİLGİLENDİRME YOK”Aksakal, sivil toplum kuruluşları ve belediyelerin "kadına şiddet, şiddet çeşitleri" gibi konularda kadınları ve toplumu bilgilendirme konusunda yeterli olmadığını da kaydederek şunları söyledi:“En etkili yöntemleri kullanan ve çalışma üreten kesimler STK’lardır. Belediyelerin acilen Kadın Danışma/Dayanışma merkezlerini kurmaları gerekiyor. Bu merkezlerde psikolog ve avukatlar tam zamanlı çalışmalı. 7/24 şiddete karşı başvuru hattı kurulmalı ve bu hat anında kolluk, hastane, BARO gibi kurumlarla etkileşim içinde olmalı. Hatta Avrupa ülkelerinde olduğu gibi şiddete maruz kalanların başvurduğu merkezlerde kadının tüm ihtiyaçları orada karşılanırken, travmasını tetiklenmesini engelleyecek mekanizmalar geliştirilmelidir.” Kadın cinayetleriyle ilgili yürütülen kampanyaların da daha yaygın hale gelmesi gerektiğini belirten Aksakal,“Toplumsal farkındalığı artıran çalışmalar çoğaltılmalıdır. Ülkemizde en aktif muhalefet, kadın hareketidir. Kadın örgütleri bu konuda birçok proje, çalışma ve kampanyalar yürütüyor. Toplumda ciddi anlamda şiddete karşı farkındalık artmış durumda. Yapılan araştırmalarda kadına karşı şiddetin haklı gerekçe diyerek bazı maddeler sıralanmış ancak cevap verenler kadınları yüzde 85’i, erkelerin yüzde 82’si hiçbiri haklı gerekçe olamaz demiş. Bu önemli bir veridir” dedi.
“DÜZENLEMELER YETERSİZ”Kadın cinayetleriyle ilgili yasal düzenlemelerin yeterli olmadığını vurgulayan Başkan Derya Şimşek Aksakal sözlerine şöyle devam etti:“6284 sayılı yasamız var. Bu, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun. Yasa tam ve etkin uygulansa, bir çok cinayet engellenebilir. Nitekim, kadın örgütlerinin en çok kullandığı sloganlardan biri ‘Yasalara dokunma, uygula’dır.” “TEDBİR DEVLETİN GÖREVİDİR”Kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli olanın önleyici tedbirleri almak ve etkin şekilde uygulamak olduğunu da kaydeden Derya Şimşek Aksakal, bu tedbirler hakkında da örnek verdi.Aksakal, önleyici tedbirlerden ilkinin kadın sığınma evlerini arttırmak olduğunu bir kez daha yineleyerek “Bu imkandan yararlanma noktasında engellerin ortadan kaldırılması gerek” dedi.Başkan Derya Şimşek Aksakal sözlerinin devamında ise, “Kadın 12 yaşından büyük erkek çocuğu varsa çocuk sığınağa alınmıyor ve yetiştirme yurduna gönderiliyor. Şiddet ortamında yüksek düzeyde travmatik hale gelen kadın ve çocukları ayrı kalmak durumu oluşuyor. Doğal olarak çocuklarının bırakmak istemiyor, başka bir yer bulamadığında da şiddeti yaşadığı yere geri dönüyor. Devletin görevi kadınları bu durumda çaresiz hissetmelerinin önündeki engelleri ortadan kaldırmak, onlara güvenli ve sağlıklı ortamlar sağlamaktır” açıklamasında bulundu. CİNAYETLERİN TEMEL SEBEBİ NE?Derya Şimşek Aksakal, işlenen cinayetlerin temel sebebinin toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğunu bildirdi. İktidarın, kadınları sürekli aile içinde tanımlamasının, birey olarak görmemesinin, erkeği toplumsal açıdan üstün gören ifadelerin eşitsizliği körükleyen tutumlara karşı etkili olduğunu vurgulayan Aksakal “Toplumsal rolleri pekiştiren her söylem, toplumda şiddeti artıran faktörler arasındadır” şeklinde konuştu. CİNSİYET EŞİTLİĞİ ÖNEMLİHer alanda toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak düzenlemeler yapılması gerektiğini de vurgulayan Aksakal, bununla ilgili de şu cümleleri kullandı:
“Kadınların kamusal ve özel alanda daha fazla görünür olmasını sağlayacak kota dahil pozitif destekler uygulanmalıdır. Özellikle kamu personeli toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde eğitimler verilmelidir. Okul öncesi eğitimden başlayarak toplumsal cinsiyet eşitliği dersi konulmalıdır. Oğlan çocuklarına şiddetin kabul edilemez olduğu, kadınların eşit haklara sahip olduğu öğretilmelidir. Kız çocuklarına ise kendi bedenlerine sahip çıkmayı, hayallerini gerçekleştirmeyi öğretmeliyiz.”
Aksakal sözlerini, “Hiçbir koşul şiddeti aklamaz ve haklı çıkaramaz. Giderek artan şiddet olayları toplumu duyarsızlığa da neden olmaktadır” diyerek sonlandırdı.
Nezaket Çetin
Elinize sağlık, önemli bilgiler veren bir haber olmuş.