Depremi engelleyebilir miyiz?
Bunun için bilimsel olarak bir şeyler yapılabilir mi?
Olmadığını biliyorum!
Yağmur gibi, kar vb doğa olaylarını değiştirmek için;
Henüz insanoğlunun yapabileceği hiçbir şey yok!
Bilim adamları bile bu konuda aciz kalırken;
Bazı coğrafyalarda yerel halk, inançları doğrultusunda çareler bulmaya çalışmışlardır yüzyıllardır.
Kızılderililer veya Afrika’daki bazı kabileler bunu çok tanrılı inançları doğrultusunda yapardı.
Tek tanrılı dinlerde ise, dualarla ritüeller uygulanır kimi zaman…
Hatta kimilerine göre inancın yaydığı enerji, kimilerine göre tamamen tesadüfü şekilde bazen olumlu sonuçlar alındığı da oluyormuş!
Peki bu ritüellerin depremleri, benzeri olayları veya bıraktığı yıkımı engellediğini gören var mı?
Maalesef, hayır!
…
Evet, bazı doğa olaylarını engellemek mümkün değildir!
Ama bilimin azımsanamayacak şekilde ilerleme kaydetmesi;
Bu olayların gerçekleşmeden, haberdar olmamızı sağlıyor.
Mesela; meteoroloji bilimi sayesinde, fırtına olacağını önceden öğrenip, gerekli tedbirleri alıyoruz!
Veya
Kar yağacağı haberini aldığımız gibi araç lastiklerini değiştiriyoruz.
Aksi halde kayma sebebiyle kaza yapma olasılığımızın fazla olduğunu biliyoruz.
Ve meteoroloji sayesinde, birçok maddi ve hayati zararlara karşı önlemimizi almış oluyoruz.
Yazdığım; bir çoğumuzun bildiği, bilimin önemiyle ilgili sıradan örnekler…
Fakat;
Bilime inanmayan veya söylediklerini umursamayan insanların birçok hayata mal olduklarını da biliyoruz ne yazık ki!
…
Daha geçen hafta birilerinin vurdumduymazlığının bedelini, binlerce masum insan canıyla ödedi!
Halbuki, özellikle 2018’den beri jeoloji mühendisleri, deprem uzmanları, akademisyenler bulundukları her mecrada yaptıkları araştırmalarda, edindikleri verilerle durumun aciliyetini anlatıyor;
Yine bazı CHP milletvekilleri, bu tehlikeyi TBMM’de dahi dile getirmiş, özellikle 2020’de Elazığ’da meydana gelen 6.8 şiddetli deprem sonrası, Kahramanmaraş’ın büyük bir deprem riski altında olduğunu basın toplantısı düzenleyerek de uyarıda bulunmuşlardı.
Bu uyarılara rağmen, bugüne kadar ne gibi tedbirler alındı!
Muhtemelen olması gereken; akademik odalar, belediyeler, yapı denetimciler, teknik ekipler ve uzmanlarla tam teyakkuz durumuna geçmesiydi.
Ki;
Birgün Olağanüstü Hal vaziyetine gerek kalmadan;
Olağan tedbirlerle, uyarıları dikkate almak gerekirdi!
O yüzden kimse binlerce insanın ihmallerle ölümünün doğal olduğunu;
Manevi duygularımızdan dem vurup, kader olduğunu söylemesin!
Çünkü yaşadıklarımızın özü aslında:
“Sağırdırlar, dilsizdiler, kördürler. Onlar (bu özelliklerinden dolayı) akletmezler (2/ Bakara171)
...
Kahramanmaraş depremi akletmelerine sebep olur mu bilemem ama!
Yıllardır Kahramanmaraş fay hattı kadar olası Marmara depremi hakkında da, uzmanlar uyarılarda bulunuyor!
Hatta bırakın olasılıkları, artık yüzde 80 gibi bir rakamla, olma riskinin ne kadar yüksek olduğu belirtiliyor.
Bilim insanları; jeolojik görüntüleri, fay hatlarının yerlerini, gelişen hareketliliğe kadar;
Ellerindeki tüm bilimsel verilerle; rakam rakam, harf harf kanıtlıyor, anlatıyorlar!
Yetmiyor!
Haritalarda, sarı, turuncudan geçtik!
Marmara fay hatlarının nasıl kıpkırmızı olup, uyarı verdiğini, defaatle gösteriyorlar!
Prof.Dr. Naci Görür iki gün önce ekranlardan hem uyardı, hem de şunu sordu:
“Artık sonlara yaklaştık. Marmara’da 7’nin üzerinde deprem olma olasılığı yüzde 80’lere çıktı. İstanbul depremi de Maraş depremi gibi eli kulağında. İstanbul depreme hazır mı?”
“Değil!” diye tekrar acil uyarıda bulundu.
Geçtiğimiz günlerde deprem sonrası TMMBO’nun düzenlediği depremlerle alakalı basın toplantısında;
Kahramanmaraş depremi, deprem bölgeleriyle ilgili riskler, alınması gereken tedbirler, ivedilikle yapılması ve yapılmaması gereken uygulamalar, konunun uzmanları tarafından etraflıca anlatıldı.
Jeoloji Mühendisleri Odası, Güney Marmara Şube Başkanlığına yönelik;
“ Bursa’da Nilüfer bölgesi zemin araştırmasında, ciddi bir sulanma gözlemlendiğiyle ilgili haberler doğru mu?” şeklindeki soruya, verilen yanıt oldukça tedirgin ediciydi!
“Sadece Nilüfer’in olduğunu söyleyemeyiz. Orhaneli, Büyükorhan hariç tüm ilçelerde risk oldukça büyük!”
…
Bu durumda beklenen depremi durdurun (!) diyebilir miyiz?
Tabii ki hayır!
Fakat depremin afet veya felaket haline gelmesini engelleyebiliriz!
Tıpkı karın yağacağını öğrendiğimizde, araçlarımızı kış moduna getirdiğimiz gibi veya yağmur yağacağını duyunca, şemsiyemizi yanımıza aldığımız gibi…
Kaldı ki deprem öncesi almadığımız tedbirlerin sonuçlarının;
Yağmurdan ıslanmak değil, Hayatı ıskalamak olacağını da biliyoruz…
İyi de bunca kötü tecrübe ve bunca uyarıya rağmen;
Bu kez birileri duyacak mı?
Veya oralarda bizi duyacak birileri var mı!
Yorumlar 5
Kalan Karakter: