İlk merhaba zordur…
Sevinç, heyecan ve sabırsızlıkla kelimeler birbirine karışır…
Nereden başlasam, nasıl anlatsamlar havada uçuşur…
Bir yerden başlamalı, kilit kelimeyi bulup cümlenin en güzel yerine yerleştirmelidir ki, yazının devamı gelsin, akıp gitsin…
İşte yine böyle bir durumdayım…
Yeniden okuyucularla buluşacak olmanın heyecanı yorumlarınızı beklemenin sabırsızlığındayım…
Böyle bir haldeyken, içim içime sığmazken kim olduğumu, nereden geldiğimi, nereye gitmek istediğimi anlatmak iki katı zor…
…
Önceleri ihtiyaçtan kullanıyordum harfleri, kelimeleri…
Anne karnım acıktı…
Baba para ver…
Bunlar, ailem ve çevremdekilerle iletişim aracımdı…
Zaman geçtikçe 29 harfle bütünleştim…
Kimi zaman arkadaş olduk, oyunlar oynadık…
Kimi zaman sevgili olduk…
Hem de ne sevgili…
Hem de ne sevmek…
Yazın hayatıma AVM yöneticiliği yaparken ara versem de, içimdeki yazma coşkusu ilk günkü gibi ayakta dimdik durdu yıllarca…
Bugün bakıyorum da, kelimeler kendimi ifade etmemin ve uzun hikâyelere gebe olmanın dışında, bana hep yepyeni kapılar açmış…
Yeni yüzler sunmuş…
Farklı hayatlarla buluşturmuş…
…
Yazımı yazarken bir kez daha 'Onların Hikayesi'ni hatırladım…
Nasıl gazeteci olduklarını…
Ayşe Arman’ın ilk yıllarında tercümanlıktan çok çaycılık yaptığını,
Duygu Asena’nın çok çalışkan olduğu için çok kovulduğunu,
Uğur Dündar’ın Türkiye’nin televizyonla yeni tanıştığı günlerde, gazeteci olmak isterken nasıl televizyon prodüktörü olduğunu…
Hakan Akpınar’ın kaleme aldığı 'Onların Hikâyesi' adlı kitap, bana hep kendi hikâyemi hatırlatır...
1998 yılında başladığım gazetecilik serüvenim de ilk günden itibaren farkını ortaya koymaya çalışan biri olarak,
Bursa’nın çeşitli gazete ve dergilerinde çalıştım...
Muhabirlik te yaptım, editörlük te…
Yeri geldi spor takımlarının peşinde Türkiye’yi dolaştım,
Yeri geldi bir röportaj için Bursa’dan İstanbul’a taşındım...
Spor ile başlayan serüvenim magazinle devam etti.
Basın yönetmenliği de yaptım, basın danışmanlığı da...
Şimdi geriye dönüp baktığımda iyi ki bu sektörü seçmişim diyorum.
Çünkü bitmeyen bir aşk gazetecilik ve yazmak.
…
Ve yazdıkça yazayım, paylaştıkça paylaşayım istiyorum…
Harfler kelimelere, kelimeler cümlelere, cümleler yazılara, yazılar hikâyelere dönüşmeye devam etsin…
Kısacası, izlediğimle, dinlediğimle, okuduğumla;
En önemlisiyse içtenlikle ben de buradayım…
Sizi de beklerim.
Okudukça okuyasim geldi, kaleminize sağlık..☺️ Heyecanla bekliyoruz yazılarınızı artık..
Sizi Nöbetçi Gazete'de görmekten çok mutluyum. Devamını bekliyorum.
Elinize, kaleminize sağlık. Muhteşem bir yazı olmuş. Devamını bekliyorum.
Tekrardan sektöre döndüğün için çok mutluyuz Sayın Derya Uysal sizi Nöbetçi Gazete'de takip edeceğiz.