Marmara Denizi'nin her yerini kuşatan müsilaj, deniz yüzeyinde de görülmeye başlandı. Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, ekim ayında yüzeyden 5 metreden başlamak üzere 25 metreye kadar örümcek ağı gibi Marmara Denizi'nin her yerini kuşatan müsilajın, deniz yüzeyinde de görülmeye başlandığını vurguladı.
DENİZ SUYU SICAKLIĞI MÜSİLAJ OLUŞUMUNU TETİKLİYOR
İklim değişikliğine bağlı deniz suyu sıcaklıklarının artışının müsilaj oluşumunu tetiklediğini ancak bunun kontrol edilemediğini dile getiren Sarı, Marmara Denizi'ni aşırı kirleten kaynakların ve atıkların ise kontrol edilebileceğini anlattı.
"SANAYİ ATIĞININ YÜZDE 70'İ MARMARA'YA BOCA EDİLİYOR"
Marmara Denizi çevresinde yaşayan 25 milyon kişinin atığının sadece yarısının arıtıldığına dikkati çeken Sarı, "Her 2 kişiden birinin atığı marmara denizine akıyor. Türkiye'nin yarısından fazlasına hizmet sunan sanayinin atığının yüzde 70'i Marmara Denizi'ne boca ediliyor.Nilüfer Çayı doğduğu yerde tertemiz iken Marmara Denizi'ne ulaşana kadar atıklardan simsiyah oluyor. Marmara Denizi'ne aktığı noktadaki ölçümlere bakıldığında oksijen sıfır seviyelerinde. Çay bir atık kanalı haline gelmiş. 3 birim suyun 1 birimi su 2 birimi atıktan ibaret" diye konuştu.
"MARMARA'NIN VE NİLÜFER ÇAYI'NIN KURTARILMASI İÇİN EYLEM PLANI GEREKİYOR"
Marmara Denizi çevresinde 200 civarında akarsu bulunduğunu ve Harami Dere, Kurbağalı Dere, Gönen Çayı, Biga Çayı ve Ergene gibi bunların büyük kısmının kirlilikte Nilüfer Çayı ile aynı olduğunu vurgulayan Sarı, "Nilüfer Çayı çok korkunç örnek teşkil ediyor. Bu çayın ve Marmara Denizi'nin kurtarılması için için eylem planına ihtiyaç var. Acilen yapmamız gereken debiye bağlı akarsuyun yatağında deşarj limitlerinin tekrar belirlenmesi lazım." dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: