Joe Biden'ın başkanlığındaki hükümet, 31.4 trilyon dolarlık borç limitini askıya alan ve ABD'nin tarihindeki ilk borç temerrüdünü önleyen bir yasa tasarısını imzaladıktan sonra sadece iki haftadan kısa bir sürede bu noktaya ulaşıldı.
Bu tedbir, ülke hükümetine 1 Ocak 2025'e kadar sınırsız borç alma yetkisi verdi. Bu da hükümetin sosyal güvenlik, Medicare ve benzeri hizmetler için yurt dışından borç alarak ve içeride ödemelerine devam ederek daha fazla borç biriktirmesine olanak tanır.
ABD Hazinesi, adım atılmazsa ülkenin yükümlülüklerini yerine getirememe uyarılarına yanıt olarak borç tavanını kaldırdı. Borçlanma limitine Ocak ayında ulaşılmış ve Hazine'nin Haziran başında gerçekleşmesi beklenen temerrüdü önlemek için uygulayabileceği önlemler sınırlıydı. Bu uyarılar, Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında, tedbirin onaylanmasını riske atan harcama öncelikleri konusunda aylarca süren hararetli bir tartışmaya neden oldu.
Borç tavanının kaldırılmasından sonra ilk iş gününde, federal borçlanma yaklaşık olarak 400 milyar dolar arttı.
New York Times'a göre, 32 trilyon dolarlık sınıra, Covid-19 öncesi pandemi tahminlerinin öngördüğünden dokuz yıl önce ulaşıldı. Uzmanlar, hükümetin krizden kaçınmak için borcu yönlendiren faktörleri ele alması gerektiğini belirtiyor.
Michael A. Peterson, "32 trilyon doları geçmeye yaklaşırken, borcumuzun temel itici güçleri olan zorunlu harcama artışı ve bunu finanse etmek için yeterli gelir eksikliğini ele almamızın zamanı çoktan geçti." şeklinde açıklamalarda bulundu. Peter G. Peterson Vakfı'na göre, ABD, önümüzdeki 30 yıl içinde 127 trilyon dolar daha borçlanabilir ve 2053 yılına kadar faiz maliyetleri, federal gelirlerin yaklaşık olarak yüzde 40'ını oluşturabilir.
Yorumlar
Kalan Karakter: