ilk defa 1980’lerde ortaya çıkan AIDS en anlaşılır haliyle bağışıklık sistemi yetmezliği olarak bilinen bu virüs vücut direncini neredeyse bitiriyor. Vücut direncin düşmesi ile de AIDS ortaya çıkıyor.
AIDS (HIV) hastalığı Kazanılmış Bağışıklık Yetersizliği Sendromu olarak adlandırılan virüs kaynaklı bir bağışıklık problemidir. Hastalığa neden olan HIV virüsü vücudun savunmasında rol oynayan önemli hücreleri yok ederek bağışıklık sisteminin baskılanmasına neden olur. Genellikle HIV/AIDS şeklinde de kısaltılan bu hastalıkta bağışıklık sisteminin zayıflaması sonucu ağır enfeksiyon rahatsızlıkları hatta kanser ve benzer hastalıklar ortaya çıkabilir.
HIV virüsü kişinin vücuduna girdikten sonra uzun yıllar boyunca herhangi bir belirtiye neden olmayabilir. Hastalığın ilerleme hızı ve ilk belirtilerin ortaya çıkışı, virüsün vücuda giriş şekline göre değişiklik gösterir.
Vücuttaki virüs seviyesi belirli bir sınırı geçtikten sonra AIDS hastalığına ait ilk belirtiler gözlenir.
Bunlar kişinin günlük yaşamını etkilemez. Kolay fark edilmeyebilir.
Hastalığının başlangıcında
Yorgunluk
Halsizlik
Aralıklı ishal problemi
Ağızda beyaz leke görünümünde plak varlığı
Sık sık hasta olma gibi ön belirtiler görülür
Hastalığın ilerlemesinde
İstem dışı hızlı kilo kaybı
Uzun süreli ishal
Gece terlemesi sık tekrarlayan ateş
Ağız içinde derin beyaz yaralar
Vücudun değişik bölgelerinde pembe, kırmızı veya mor lekeler
Çeşitli solunum yolu hastalıkları
Unutkanlık gibi şikâyetler meydana gelir.
AIDS hastalığı HIV virüsü ile enfekte olmuş kişilerin vücut sıvılarının, virüs ile temas etmemiş kişilerin vücuduna girmesi ile yayılım gösterir.
Virüsün yayılmasında etkili olan vücut sıvıları ile bulaşır ve bunlar üç şekilde ayrılır:
Cinsel ilişki yoluyla bulaşma: Kadından erkeğe, erkekten kadına, kadından kadına ve erkekten erkeğe meydana gelebilir.
Kan yoluyla bulaşma: HIV virüsü, enfekte hastaların kanında bulunur ve sağlıklı bireylerin bu kan ile temas etmesi sonucunda yayılım gösterir. Bu tür bulaşma konusunda en çok risk altında olan grup sağlık çalışanlarıdır denilebilir.
Anneden bebeğe bulaşma: Virüs ile enfekte olmuş bir anne, virüsü bebeğine gebelik döneminde, doğum sırasında veya doğum sonrası emzirme işlemi ile bulaştırabilir.
AIDS (HIV) Tanısı Nasıl Konur?
HIV/AIDS, HIV testi ile konulur. Kişinin virüs ile temasından yaklaşık 3-8 hafta sonra bağışıklık sistemi ilk tepkiyi verir ve kandaki antikor sayısı hızla artmaya başlar.
AIDS hastalığını tespit etmeye çalışırken genellikle antijen ve antikoru birlikte inceleyen testler tercih edilir. Bu sayede hastanın virüs ile temasından sonraki 3. haftadan itibaren tanı koymak mümkün hale gelir. Yapılacak ilk test ELISA testidir. Test pozitif çıktığı taktirde Western blot adı verilen doğrulama testi yapılır ve yapılan doğrulama testinin arkasından pozitif sonuç tekrarlanırsa kişiye tanı konur.
AIDS (HIV) Hastalığı Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
HIV enfeksiyonun tedavisinde temel amaç, virüsün vücuda girişiyle birlikte azalmaya başlayan CD4 adlı bağışıklık sistemi hücresinin azalmasını engellemektir. Bu tedavinin gerçekleştirilebilmesi için en az üç farklı ilaç uygulaması geliştirilmiştir.
Tedavide kullanılacak olan ilaç virüsün ilaca karşı gösterdiği dirence göre belirlenir. Hasta, tedaviye yeterli düzeyde uyum sağlarsa HIV/AIDS hastalığının büyük ölçüde kontrol altına alınması mümkündür.
11 Aralık Dünya AIDS Günü olarak belirlenmiştir.
Yorumlar
Kalan Karakter: