AK Parti MYK toplantısı, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Toplantının ardından AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, açıklamalarda bulundu.
Çelik, İmralı çağrısının ardından oluşan gündemle ilgili olarak, "Bazı siyasilerin devlet tüm süreçlerin karşılığında hangi tavizi verdi gibisinden konuştuklarını görüyoruz. Devletin nitelikleri ve milletin değerleri konusunda herhangi bir pazarlık, al-ver yok" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman'ın 2027 yılının kasım ayını işaret ederek, "Cumhurbaşkanımızı Cumhur ittifakının adayı olarak bir kez daha Başkan yapacağız" sözleri sorulan Çelik, "Arkadaşlarımız Cumhurbaşkanımızın yeniden seçilmesinin paha biçilmez olduğunu biliyorlar. O yüzden bu ifadeleri, temennilerini dile getiriyorlar ama kurumsal olarak bir seçim gündemi ve tarihi yoktur" diye konuştu.
Ömer Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar:
Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak için gelinen aşamayla ilgili değerlendirmelerimizi hassas bir şekilde yapıyoruz. Süreci yakinen takip ediyoruz. Mesaj, Türkiye'nin içinde siyasetin mesajları, dünya açısından da anlamlı bir referans kaynağı olmuştur. Emperyalist projeler engellenecektir. Bunun devamı doğal olarak terörsüz Suriye, Irak şeklinde Ortadoğu'yu kaplayacak vizyonun çekirdeğidir. Benimsenen ilkeler çok açık ve nettir. Silahların bırakılması, terör örgütünün lağvedilmesi ve tabii ki terör örgütünün Irak ve Suriye'deki tüm uzantıları ile feshedilmesi. İster adına PKK ister PYD ister YPG densin, bütün bu terör yapılarının artık bölgede bir istikrarsızlaştırıcı unsur olmaktan çıkarılması bizim temel yaklaşımımızdır.
Suriye'de devrim gerçekleştikten sonra ortaya çıkan en çarpıcı haberlerden biri bazı devletlere ait üslerde bazı terör örgütlerine ait kıyafetler bulunması. Karmaşık tabloların bölgede olduğunu ve bütün bunların siyasi sabotajlar için kullanılan örtülü faaliyetlerin bilinen ilişkileri olduğunu biz biliyoruz. Hem siyasi olarak hem de kurumlarımızın dikkati vasıtasıyla bazı örgütlerin provokasyonlarına karşı azami dikkati gösteriyoruz. Bazı devletlerin vekil güçleriyle yapacakları sabotajlara karşı da teyakkuz halindeyiz. Şeffaf bir şekilde tüm prensiplerimizi ifade ediyoruz. Türkiye içinde siyasi yalan diyebileceğimiz, siyasi provokasyon olan, bölgede terörün sona ermesini istemeyen bir takım devletler ve vekil güçlerin işine yarayan bir takım yaklaşımların ortaya çıktığını görüyoruz. Sonuç olarak verilen herhangi bir taviz yoktur.
Bazı siyasilerin devlet tüm süreçlerin karşılığında hangi tavizi verdi gibisinden konuştuklarını görüyoruz. Devletin nitelikleri ve milletin değerleri konusunda herhangi bir pazarlık, al-ver yok. Toplumsal hayattaki sorunların çözümü daha çok demokrasi, sivil siyasetin daha da pekiştirilmesi yoluyla gerçekleştirilecektir. Bazı çevrelerin şehit ailelerimize dönük yanlış söylemlerini görüyoruz. Cumhurbaşkanımız ilk iftarını şehit ailelerimiz ile gazilerle birlikte yaptı. Allah'tan onları en büyük mükafatlarla mükafatlandırmasını niyaz ediyoruz. Şehitlerimiz bizler hür yaşayalım, vatanımız bölünmesin diye bu fedakarlığı yaptılar. Bunu başımız üzerinde, omuzlarımız üzerinde taşıyoruz. Şehitlerimizin emanetine sonuna kadar sahip çıkacağız. Bu ilkeler çerçevesinde şehit ailelerimizin ve gazilerimizi incitecek hiçbir adımın ortaya çıkmayacağını ifade etmek istiyorum.
Vatanın, milletin tanımıyla ilgili bir takım çalışmaların yapıldığı, düzenlemelerin yapılacağı ifadelerde bulunuluyor. Tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak ilkesi bizim her zaman yol göstericimizdir. Bunlar Türk'ün de Kürt'ün de geleceğidir. Aramıza fitne sokmaya çalışanların düşmanlığı hepimizi hedef almaktadır.
Bir diğer gündem ABD yönetimi ile AB arasındaki Ukrayna merkezli başlayan, NATO'ya sıçrayan ve şimdi giderek daha geniş yelpazede ortaya çıkan bu tartışma, yer yer çatışma anlamına gelebilecek söylemler bugün için yeni bir durumun ortaya çıktığını gösteriyor. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan düzen sona ermiştir. Bu düzenin 3-5 senedir dikişleri sökülüyordu. Bu düzenin çalışmasıyla ilgili görevli kurumlarının yetkisizliği tartışılıyordu. Gelinen noktada bir tablo ortaya çıkıyor. ABD yönetiminin bitirmeyi arzu ettiği yöntemle, AB'nin Ukrayna için garantileri ya da Rusya ile mücadeleyi devam ettirme yaklaşımında stratejik bir ayrışma var.
Avrupalılar güvenlik konuları olduğunda hemen Türkiye'yi hatırlıyorlar ama gelin refahı düşünelim, demokratik değerleri paylaşalım deyince Türkiye'ye yer vermiyorlardı. Yine bir güvenlik krizi çıkınca Avrupa'da gündem Türkiye olmaya başladı. Umarım bu kez savunma meseleleriyle Türkiye'yi gündemlerine almazlar. Türkiye ile işbirliği dışında çözüm yolu yoktur. Bu son zirvede bile AB tam kadro yer alamadı. Bazı AB ülkeleri katılmadı. Kendi içerisinde bile birliğini sağlayamıyor AB.
SORU-CEVAP
(Özgür Özel'in İmralı çağrısına ilişkin 'müzakere' açıklamaları) Genel olarak CHP'nin bu konuyla ilgili yaptığı ilk açıklama dahil olmak üzere büyük oranda dikkat görüyoruz. Tabii ki temkinli olunacaktır, sürecin sonrasına dönük hassasiyetler ifade edilecektir. Sonraki aşamalara dönük yaklaşımlar ortaya konulacaktır ama burada 'Terörsüz Türkiye' hedefini karşısına alma tutumuna kimse girmemelidir. Mesajlarda genel olarak bir sağduyu görüyoruz. Bunu söyledik, bu bir al-ver meselesi değil. Birileri de tutuyor, sürece dönük konuşurken bir takım devlete şartlar dayatmaya kalkıyor. Gerek hukuk gerek siyaset alanında. Bu iki yaklaşım da doğru değil. Hangi ilkeler çerçevesinde bu meseleye baktığımızı ifade ettim.
(Trump'ın yapay zeka ile oluşturulan 'Gazze' videosu ve Trump-Zelenski tartışması) Sayın Özgür Özel'in dış politikada sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik cümlelerinde şöyle bir şey görüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız binlerce diplomatik görüşmeye başkanlık etmiş, krizler konusuna liderlik etmiştir. Sayın Özgür Özel ise bir diplomasi masasına henüz oturmamıştır. O klipten dolayı ortaya çıkıp Cumhurbaşkanımızın hangi sözleri değerlendirmesi konusunda, orası henüz sayın Özgür Özel'in tanık olduğu bir alan değil. Cumhurbaşkanımız hangi cümleyi ne zaman söyleyeceğini biliyor. Burada sert olun deniliyor. Bu sizin işiniz değil ki. Sizin muhatap olduğunuz şey Türkiye'yi yönetme değil, uluslararası ilişkiler hiç değil. Sizin muhatap olduğunu konu CHP'nin yönetilmesi.
Trump-Zelenski görüşmesiyle ilgili değişik yaklaşımlar üretiliyor. Devletler arasında eşit ilişki kurulmalı, devletlerin egemenliğine saygı gösterilmelidir. Devlet başkanları arasındaki ilişki eşit bir ilişki, diplomatik nezakete uygun bir ilişki olmalıdır. Masa asla devrilmemelidir. Kişiler masaları devirecek konuma getirmemelidir. Diplomasi zaten kriz olduğu zaman var. İşler iyi gittiği zaman sohbet edersiniz. Bir sorun varsa o zaman diplomasiye ihtiyaç oluyor. Şu anda dünyada diplomasiye en çok ihtiyaç duyulan durum var, çünkü çok kriz var. Diplomasinin de en az kullanıldığı dönemdeyiz. Türk diplomasisi sıradan bir yetenek değildir. Dünyada 5-6 ekolden biridir Türk diplomatlarının yeteneği. Bu yetenek çeşitli kriz zamanlarında çözümler üretmiştir. Biz, Türkiye olarak bu diplomasi masasının her zaman çalışmasının altını çizdik.
"BELİRLENMİŞ BİR SEÇİM TARİHİ YOK"
MYK ve MKYK'nın seçimle ilgili belirlediği bir tarih yok. Arkadaşlarımız Cumhurbaşkanımızın yeniden seçilmesinin paha biçilmez olduğunu biliyorlar. O yüzden bu ifadeleri, temennilerini dile getiriyorlar ama kurumsal olarak bir seçim gündemi ve tarihi yoktur. Bugün itibarıyla hükümet işinin başındadır. Haber Merkezi
MYK ve MKYK'nın seçimle ilgili belirlediği bir tarih yok. Arkadaşlarımız Cumhurbaşkanımızın yeniden seçilmesinin paha biçilmez olduğunu biliyorlar. O yüzden bu ifadeleri, temennilerini dile getiriyorlar ama kurumsal olarak bir seçim gündemi ve tarihi yoktur. Bugün itibarıyla hükümet işinin başındadır. Haber Merkezi