Nevruz Bayramı’nı kutlayan Akşener, Müslüman aleminin Ramazan ayını da tebrik ederek, “Bugün, iki çok güzel günün, tam ortasındayız. Dün, Nevruz’umuzu kutladık. Kıştan bahara geçişimizi, dağları delip, Ergenekon’dan çıkışımızı kutladık. Yeniden doğuşumuzu, yepyeni umutlara, yol alışımızı kutladık. Bugün ise, Nevruz’dan Ramazan’a geçiyoruz. Uğur olsun, kut olsun, mübarek olsun” sözleriyle konuşmasına başladı.
“BÜYÜK BİR HEDEFİMİZ VAR”
İYİ Parti lideri sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Ne yazık ki, bugün; aynı güneşin altında buluşmamızı, aynı ateşin etrafında toplanmamızı, aynı sofraya oturmamızı istemeyenler var… Güneşi gölgeleyenler, ateşi yangına çevirenler, saygıyı düşmanlıkla kirletenler var. Soframızdan ekmeğimizi, hanemizden bereketi, gönlümüzden huzuru çalanlar var. Elbette görüyoruz… Yangın söndürmenin değil; yangını büyütüp, o nefret yangınından, beslenmenin peşinde olanları elbette biliyoruz… Her fırsat bulduğumda söylüyorum. Bu gün de buradan tekrar edeceğim. İYİ Parti olarak bizim, büyük bir hedefimiz var: Bu memleketin, her bir ferdini; bu memlekette, yaşama iradesini ve arzusunu gösteren her bir vatandaşımızı; bir büyük memleket sofrasına oturtma hedefimiz var.
İmreneceğimiz değil, paylaşarak doyacağımız, bir sofraya oturmanın; kimsenin, gölgede kalmayacağı, bir güneşin altında buluşmanın; sırt sırta vereceğimiz, bir ocağın başında, neşeyle toplanmanın hayalini kuruyoruz. Isıtan, aydınlatan, güven veren bir ateşin etrafında, huzur bulmanın; her Nevruz’da, aynı ateşin üzerinden atlamanın; dualarımızın aynı topraktan, aynı gökyüzüne yükseldiği, bir iftarı mümkün kılmanın hayalini kuruyoruz. O sofranın da o hayalin de o hedefin de adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Çünkü o Cumhuriyet; öz çocuklarına, şefkatle davranan, her renkten çiçeğine, gözü gibi bakan, ocağındaki ateşin, bereketi hiç sönmeyen ana kucağıdır. Çünkü o devlet; bahçesine ayrık otlarını sokmayan, nifak saçanlara dünyayı dar eden, o ateşi yangına çevirmeye kalkanlara, aman vermeyen baba ocağıdır.
“KARDEŞLİK YEMİNİNİ BOZAN BİZ OLMAYACAĞIZ”
Bu hayalimizden vazgeçmedik asla da vazgeçmeyeceğiz. Baharı kışa çevirmek isteyenler olacak. Vazgeçmeyeceğiz. Nevruzlarda, yeniden doğuşu değil; meydanlarda ölümü kutsayanlar olacak. Vazgeçmeyeceğiz. Her baharda filizlenen hayatı, bahşeden Yaradana değil; her mevsim cana kıyan, katillere tapınanlar olacak. Vazgeçmeyeceğiz. Aynı ateşin başında, birlikte ısınmaya değil; dört bir yanı yangına çevirmeye, niyetlenenler olacak. Yine de vazgeçmeyeceğiz. Öz kardeşlerimizden, can yoldaşlarımızdan, asla vazgeçmeyeceğiz. İcazetini nereden aldıkları belli olmayanların karşısında, Çanakkale’de kanlarımız üzerine ettiğimiz, o kardeşlik yeminini bozan biz olmayacağız.
Varsın; tipinin, boranın, yıkımın peşinde koşanlar bildikleri yolda gitmeye, devam etsinler… Kimse merak etmesin. Biz o kara kalplere, o kirli emellere, o kötü niyetlere geçit vermeyeceğiz. Çünkü biz; o birlik için, kendini feda etmesini bilenleriz. Biz, ateşten gömlek giyip, ateşte yürüyenleriz. Biz, Ergenekon’da demiri eritenleriz. Biz, her türlü zalime, her zaman dur diyenleriz. Biz, o sofranın, ayaklarını kaim edenleriz. Biz, ekmeğini suyunu, pay edenleriz. Biz, bir kadim akitin, bir namus sözünün sancağını taşıyanlarız. Bizim için Nevruz, sevginin günüdür; katile özgürlük dilenme günü değildir! Bizim için Nevruz, kardeşliğin günüdür; düşmanlığın günü değildir! Bizim için Nevruz, birliğin günüdür; terörün günü değildir. Bizim için Nevruz, bastığı toprağı, cennet vatan bilenlerin günüdür; vatanın her değerine, düşman olanların günü değildir.
Ama kimsenin şüphesi olmasın. Bugünleri, hep birlikte atlatacağız. Tarihimizden ilham aldığımız, büyük kararlılıkla, güneşli baharlara, hep birlikte ulaşacağız. İYİ Parti iktidarında, Bahar Bayramımız Nevruz’umuzu, resmî tatil olarak, hep birlikte kutlayacağız. O ateşin üstünden, bir büyük medeniyet olarak, hep beraber atlayacağız. Emin olun, çok az kaldı.
Ergenekon’u eriten, azmin ateşi, zalimin hükmünü bitiren, inancın ateşi, koskoca bir milleti, etrafına toplayan sevginin, saygının ateşi ilelebet yansın, ocağımız olsun. Birliğimiz ebedi, gönüllerimiz bir olsun. Baharlarımız daim, sözümüz birlik olsun. Nevruzumuz kutlu, Ramazanımız mübarek olsun!”
“ALIŞMAK ZORUNDA DEĞİLİZ”
“Ne mutlu bize ki…’ yerine, ‘Maalesef ki…’ diyerek, söze başladığımız zorlu günlerden geçiyoruz. Geçtiğimiz hafta boyunca; nice dertler, çare bekledi. Nice sorunlar, çözüm bekledi. Nice insanlar, umut bekledi. Ancak hükûmetin başı ve arkadaşları; her zamanki gibi yine, sorunları çözmek yerine, sorun çıkarmayı seçti. Dertlere çare olmak yerine, dertleri çoğaltmayı seçti. Zorlukları gidermek yerine, milletimizi o sorunlara alıştırmaya çalıştı” şeklinde konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: