SEÇİL SEMİZ ÖZCAN / NÖBETÇİ GAZETE
Eğitimci Cansu Aldemir, üstün zekâlı çocukların yaşıtlarına kıyasla çok daha erken yaşta okuma yazma öğrendiklerini, soyut durumları kolaylıkla kavrayabildiklerini ve olaylar arasında hızlı ve derinlemesine muhakeme kurabildiklerini belirtti.
Üstün zekalı çocukların yalnızca zihinsel değil, duygusal anlamda da dikkat çekici bir gelişim gösterdiklerini vurgulayan Aldemir, dünyadaki açlık, susuzluk, hayvanların yaşam hakları gibi konuların, üstün zekalı çocukların dikkatini çekebildiğini, çünkü bu tarz meselelere bu çocukların yoğun duyarlılık gösterebildiklerinin bilgisini verdi.
Üstün zekâlı çocukların okul ortamlarında zaman zaman dikkat dağınıklığı, dürtüsellik veya içe kapanıklık gibi belirtiler gösterdiğini ifade eden Aldemir, bu çocukların psikiyatriye yönlendirildiğini ancak yapılan testler sonrasında durumun çok farklı bir temele dayandığının ortaya çıktığını söyledi.
“HER 100 ÇOCUKTAN 2’Sİ ÜSTÜN ZEKALI”
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre üstün zekâlı bireyler toplumun yaklaşık yüzde 2’sini oluşturduğunu belirten Cansu Aldemir, 100 çocuktan yalnızca 2’sinin bu kapsama girdiğinin bilgisini verdi. Bu çocukların ihtiyaç duyduğu eğitimin de kalıpların dışında olması gerektiğine dikkat çeken Aldemir, uyguladıkları eğitim modelini şu sözlerle açıkladı.
“Moda mod bir anlatım yerine, derinlemesine öğrenmeyi ve çocuğun içselleştirmesini önemsiyoruz. Açık uçlu sorularla tartışma ortamları yaratıyoruz. Renzulli'nin zenginleştirilmiş eğitim modelini takip ediyoruz. Günlük yaşamla bağlantılı konularla çocukların güçlü olduğu alanları zorlandıkları becerilerle harmanlayarak dengeli bir gelişim sunmaya çalışıyoruz. Yaratıcılığı sürecin merkezine alıyoruz.”
“EBEVEYNLER VE EĞİTİMCİLER BİLİNÇLİ OLMALI”
Toplumda ve okul ortamında üstün zekâlı çocukların ya çok sessiz ya da tam tersi, oldukça hareketli bir profil çizebildiğine de dikkat çeken Eğitimci Cansu Aldemir, bu durumun çoğu zaman yanlış anlaşılmalara neden olduğunu belirtti. Aldemir, dikkat dağınıklığı ya da hiperaktivite tanısı konan birçok çocukta, yapılan detaylı testler sonucunda aslında üstün zekâ seviyesinin ortaya çıktığını ifade ederek, çocukların sadece davranışlarına bakılarak etiketlenmemesi gerektiğini vurguladı.
Son olarak hem ebeveynlere hem de eğitimcilere çağrıda bulunan Aldemir, çocukların farklılıklarına karşı daha bilinçli ve duyarlı olunması gerektiğinin altını çizdi.
Yorumlar
Kalan Karakter: