SEÇİL SEMİZ ÖZCAN / NÖBETÇİ GAZETE
Hukukun üstünlüğünün kalmadığı bir süreçten geçildiğine dikkat çeken Başkan Metin Öztosun, “Yargı bağımsız olmazsa sürdürülebilir bir devlet düzeni olmaz” dedi.
Sürecin bu hale gelmesinin temel sebebinin 2017 Anayasa Referandumu olduğunu belirten Başkan Öztosun, o dönemde kendisinin de anayasa komisyonu başkanlığı görevini sürdürdüğünü ve hem medyada, hem de birçok seminerde bu sistemin, kuvvetler ayrılığı zeminini zedeleyerek, otoriter bir yapıya dönüşeceği konusunda uyarılarda bulunduğunu hatırlattı.
Referandumla birlikte denetlemenin, kontrol mekanizmalarının ortadan kalktığını ve bunun sonucunda da ülkede sosyal, ekonomik, politik birçok krizin meydana geldiğini bildiren Metin Öztosun, Türkiye’de yargı bağımsızlığının tamamen zedelendiğini vurguladı.
“19 MART SÜRECİYLE BİRLİKTE YARGININ TAMAMEN SİYASALLAŞTIĞINI GÖRÜYORUZ”
19 Mart’ta başlayan süreçlerde yargının tamamen siyasallaştığı bir döneme girildiğini söyleyen Metin Öztosun, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesiyle birlikte idari ve ceza hukuku kullarının alt üst edildiğini vurguladı.
Başkan Metin Öztosun diploma iptaline giden süreçle ilgili şöyle konuştu:
“Süreç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ihbar üzerine yaptığı bir soruşturmayla başladı. Cumhuriyet Başsavcılıkları önüne gelen bir dosyada usul kullarına bakar. Bu kurallarda zaman aşımı denen bir kavram vardır. Sahtecilik iddiasıyla ilgili suçların zaman aşımı 8 sene, uzatılmış zaman aşımı ise 12 senedir. Suç ihbarı ile alakalı zamandan, 12 sene kadar ileri gider ondan sonraki süreçten itibaren o süreci soruşturamaz. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu ceza kurallarını alt üst ederek bir soruşturma yapmıştır. Ve bunun sonucunda da İstanbul Üniversitesi’ne talimat vermiştir. İstanbul Üniversitesi de kendi yetisinde olmayan bir yetkiyi kullanarak diplomayı iptal etmiştir. Kararın hukuk açısından hiçbir tutarlığı yoktur. Hukukta süreklilik ve güvenirlik esası vardır. Sonradan konulmuş kurallar 30- 35 sene önceye götürülerek o işlemler iptal edilemez. O zaman ortada hukuk devleti diye bir şey kalmaz.”
Diplomanın iptal edilmesi kararının yok hükmünde olduğunu aktaran Metin Öztosun, her şeye rağmen Türk mahkemelerine inandıklarını, bu konuda bir yokluk kararı verilmesi gerektiğini söyledi.
“İMAMOĞLU’NUN TUTUKLANMASIYLA VATANDAŞIN HUKUKA OLAN GÜVENİ DE SARSILDI”
Hem İstanbul’un üst üste seçilmiş bir belediye başkanı, hem de cumhurbaşkanı adayı olan Ekrem İmamoğlu’nun, tüm ceza hukuk kuralarının alt üst edilerek tutuklanmasıyla, vatandaşın hukuka olan güvenini de sarstığını dile getiren Başkan Metin Öztosun, “Hepimiz bir sabah iktidarın hoşuna gitmeyen bir cümle kurmamız sebebiyle, gözaltına alınabiliriz. Bu durum toplantı ve gösteri yürüyüşleri sebebiyle gözaltına alınarak tutuklanan gençlerin durumu ile aynıdır” dedi.
Anayasal hakların yargı eliyle engellendiğini belirten Öztosun, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Anayasamızda yazıyor. Herkes önceden izin almaksızın toplantı ve yürüyüş yapma hakkına sahiptir. Kamu güvenliği adına, yasalarla bu hakka belli sınırlamalar getirilebilir. Fakat kamu güvenliğini ortadan kaldıran unsur şiddettir. Yani birisinin sopayı alıp bir şeye zarar vermesidir. Tabii ki o zaman suç unsurları oluşur. Ama böyle durumlarda dahi tutuklama çoğunlukla olmaz. Tutuksuz yargılama olur. Bursa’daki eylemlerde de şiddete varan bir durum yok. Dosyaların içerisinde delil yok. Tutuklu bulunanların gözaltına alındıktan sonra adliyeye bile getirilmeden serbest bırakılması, davaları açılacak olanların da şiddete karışmış olanlar varsa eğer onlarının da yargılamalarının yapılması gerekirdi. Diğerlerinin yatarı bile olmayan suçtan dolayı içerde tutuklu bulunmaları tamamen hukuka aykırı.”
“İKTİDAR KARŞISINDA GÜÇLÜ FİGÜRLER ORTADAN KALDIRILMAYA ÇALIŞILIYOR”
Yargının herkese eşit işlemesi gerektiğini hatırlatan Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun, iktidar partili belediye başkanlarının gözaltına alınarak tutuklandığı bir örneği hiç görmediklerini dile getirdi.
Ekrem İmamoğlu’nun soruşturmasının mışlı mişli bir durumdan ibaret olduğunu belirten Metin Öztosun şunları söyledi:
“Ekrem İmamoğlu seçilmiş bir belediye başkanı. Kendisi hakkındaki iddiaları tek tek basın önünden anlatması gereken birisi. İmamoğlu’nun özgürlük hakkı elinden alındı. Anayasanın en temel hakkı olan suçsuzluk karinesi yerle bir edildi. Deliller oluşturulur, soruşturma yapılır, varsa bir hukuksuzluk tabii ki de yargılanır. Davası açıldıktan sonra iddianame çıkar ortaya. Gider mahkemede savunmasını yapar, suçluysa da cezasını alır. İktidarın karşısında güçlü bir muhalefet haline gelen figürlerin ortadan kaldırılmaya çalışılmasıyla yargının siyasallaştığını görüyoruz.”
19 Mart süreçlerinin CHP ya da Ekrem İmamoğlu meselesi olmadığına vurgu yapan Başkan Metin Öztosun, hukukun üstün olması gerektiğini savunarak, demokrasinin bütün kuralları ile işlemesi gerektiğini belirtti.
Yorumlar
Kalan Karakter: