Sema Üstüntaş / Nöbetçi Gazete
Sokak köpeklerinin öldürülmesinin önünü açan tasarının yürürlüğe girmesi ülkede sert tepkilere neden oldu.
Bu yasaya tepki gösterenlerin arasına bir de Türk Psikologlar Derneği Bursa Şubesi eklendi.
Türk Psikologlar Derneği Bursa Şubesi Başkanı Ali Demirel, sokak hayvanlarını katletmenin önünü açan yasanın, şiddete eğilimli kişilerin cesaretlenmesine zemin hazırladığını vurgulayarak, anayasa mahkemesinin yasayı iptal etmesi gerektiğine dikkat çekti.
“SOKAK KÖPEKLERİNİN YASASI ŞİDDETİ NORMALLEŞTİRME EĞİLİMLERİNE YOL AÇABİLİR”
Toplumsal düzen içinde tutulacak yasaların, çevreden bağımsız ele alınamadığını söyleyen Türk Psikologlar Derneği Bursa Şubesi Başkanı Ali Demirel, “İnsan hakları, hayvan hakları ve çevre koruma yasaları birbirinden ayrı düşünülemez. Çevremizi korumadan, diğer canlıların yaşam hakkını savunmadan kendi haklarımızı koruyamayız. Ekolojik denge bozulduğunda, sonuçları kaçınılmaz olarak bize de yansıyacaktır. Bu etkilerin sonuçlarını hemen göremeyiz. Ekolojik yıkımın etkileri zamanla birikir ve geri dönüşü olmayan zararlara yol açar. İklim değişikliği ve biyolojik çeşitliliğin azalması, gelecekteki nesillerin yaşamını doğrudan etkileyen ciddi tehlikelerdir. Bu yüzden, toplumsal sözleşmemizi yeniden şekillendirirken sadece bugünü değil, yarını da düşünmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
Sözlerine devam eden Başkan Ali Demirel, “Şiddet, insan ve toplum psikolojisine hâkim olan “model alma”, “genelleme”, “meşrulaştırma” gibi çok sayıdaki psiko-sosyal mekanizma sebebiyle yayılma eğilimine sahiptir. Bu psikolojik mekanizmalar nedeniyle, toplumda herhangi bir sosyal grubu veya bir canlı türünü hedef alan yaygın şiddet bir süre sonra tüm toplumu tehdit edecek hale gelebilir. Hayvanların topluca öldürüleceği bilgisinin bilinmesi ve buna şahitlik edilmesi, toplum üzerinde şüphesiz birçok olumsuz sonuç doğuracaktır. Hayvanların gördüğü şiddet ve buna şahitlik etmek bir süre sonra şiddetin normalize edilmesine ve insanlara karşı şiddet davranışlarının görülme sıklığını artmasına sebep olacaktır” dedi.
Demirel şöyle devam etti:
"Kendi varlığımız dışında kalan her şeye verdiğimiz zarar ve gösterdiğimiz şiddet, ne zaman olacağını bilemeyeceğimiz şekilde, kolektif yaşamımıza zarar verebilir. Doğaya, hayvanlara ve çevremize yönelik tahribat, sadece bireysel eylemlerimizin ötesine geçerek toplumsal bütünlüğümüzü ve geleceğimizi tehdit etmektedir. Sokak köpeklerine yönelik bu tür uygulamalar, empati ve merhamet duygularımızın azalmasına neden olabilir. Tekrarlanan şekilde sokak köpeklerinin uyutulmasına maruz kalmak, bazı bireylerde duyarsızlaşma ve şiddeti normalleştirme eğilimlerine yol açabilir."
HAYVAN DOSTU OLMAK İNSANLARA İYİ GELİYOR
Başkan Demirel, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Hayvanlarla temas kurmak insanda empati yapabilme becerisini geliştirir, sorumluluk alabilme becerisine katkı sağlar, bakımının paylaşılabilmesiyle birlikte toplumsal bağları güçlendirir. Hayvanlar ile büyümenin insan gelişiminin davranışsal, bilişsel, sosyal ve duygusal alanlarında olumlu katkısı bulunduğu birçok bilimsel çalışma ile kanıtlanmıştır. Hayvanların ölümünün birey üzerindeki etkisine bakan araştırmalar göstermektedir ki kişinin ilişki kurduğu bir hayvanı kaybetmesi, çok sevdiği bir insanı kaybetmesine eş değer seviyede üzüntü yaratmaktadır. Bu kayıp ve yas süreci sadece ilişki kurduğu hayvanlar üzerinden değil, ilişki kurmadığı hayvanlara dair de yaşanması yadsınamayacak bir gerçektir.
KÖPEKLER: SOSYAL BECERİLERİ VE DUYGULARI OLAN DOSTLAR
Köpeklerin önemli bir bölümü henüz yavruyken işaret dilini anlamaya başlar. Çoğu yetişkin köpek 18 aylık bir bebeğin sahip olduğu alıcı dil becerilerine sahiptir, yani söylenenleri 1 buçuk yaşındaki çocuklar kadar anlayabilirler. Kimi özel köpekler, nesneleri gösteren birkaç yüz kelimeyi öğrenme kapasitesine bile sahip olabilmektedir. Köpekler ayrıca farklı havlama biçimleri, göz teması ve beden jestleriyle insanlara bir şeyler anlatabilirler.
Köpekler de insan yavrusu gibi oynamayı, okşanmayı, bir insanla “bağlanma” dediğimiz özel bir bağ geliştirmeyi severler. Korktuklarında insanlardan yardım ister, korku veya suçluluk gibi duygular hissederler. Günümüz biliminde köpeklerin sosyal becerileri hayvanların çok az bildiğimiz zihin dünyasına açılan önemli bir penceredir. Bu hayranlık uyandırıcı özellikleriyle hayvanların hayatı en az insanlarınki kadar değerlidir.
BARINAK ÇALIŞANLARI “ÖLÜM MAKİNASI” OLMAMALI
Sokak hayvanlarını uyutma işlemini üstlenmek zorunda kalan barınak çalışanlarının yaşadığı duygusal yük, oldukça ağır ve karmaşıktır. Barınak çalışanlarının bu zorunlu görevlerinde karşılaştıkları içsel çatışmalar ve duygusal zorluklar, işlerini daha da güçleştirmektedir. Hayvanları uyutmak zorunda kalan barınak çalışanları, oldukça zor bir bakım-öldürme paradoksuyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu iş, onların iç dünyalarında derin izler bırakır; çünkü yalnızca sahiplenilecek bir yuva bulunsaydı hayatta kalabilecek olan bu kadar çok hayvana ötenazi uygulamak, onlar için oldukça yanlış ve doğalarına aykırı bir eylem olarak görünmektedir. Hayvanlar, korkunç derecede acı çekmedikçe onları öldürmek, barınak çalışanları için son derece rahatsız edicidir ve içgüdülerine aykırıdır.
Bu nedenle, yaptıkları işten her zaman büyük bir üzüntü ve nefret duyduklarını ve toplum tarafından suçlandıklarını hissettiklerini ifade etmektedirler. Tipik bir hayvan barınağında çalışanlar, işlerini kolaylaştırmak adına barınak hayvanlarıyla derin ve karmaşık ilişkiler kurmamayı tercih ederler. Duygularını bastırarak ve bağlılıklarını en aza indirerek, rutin bir şekilde ve acımasızca hayvanlara ötenazi uygulamak zorunda kalırlar. Bir çalışan, yaşadığı durumu şu şekilde tanımlamıştır: "Bir ölüm makinesi gibiydim; her gün hayvanlara ötenazi uygulayan sertifikalı bir ötenazi görevlisiydim. Bazı günler tek yaptığım şey buydu; temizlemek ve öldürmek. Sonra eve gitmek. Duygularınızı rafa kaldırırsınız ve sadece işinizi yaparsınız. Ama ileride bir gün, bununla yüzleşmek zorunda kalırsınız."
“ANAYASA MAHKEMESİ YASAYI İPTAL ETMELİ!”
Sokak köpeklerinin öldürülmesinin önünü açan tasarının yürürlüğe girmesine sert tepki gösteren Türk Psikologlar Derneği Bursa Şubesi Başkanı Ali Demirel, yasanın anayasa mahkemesi tarafından acilen iptal edilmesi gerektiğini söyledi. Demirel, konuşmasını şu şekilde noktaladı:
“Toplumsal sözleşmemizi yeniden gözden geçirmek, sadece yasal düzenlemeler yapmakla sınırlı kalmamalıdır. Aynı zamanda bireysel ve kolektif bilinç düzeyinde de değişim gerektirir. Doğaya saygı duyan, hayvan haklarını gözeten ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını benimseyen bir toplumu hedeflemeliyiz. Bu hedefe ulaşmak için eğitim, farkındalık kampanyaları ve toplumsal katılım büyük önem taşır.
Sokak köpekleriyle ilgili olarak da daha insancıl ve uzun vadeli çözümler benimsemeliyiz. Kısırlaştırma, barınak sağlama ve sahiplendirme gibi yöntemler hem hayvanların refahını hem de insanların psikolojik sağlığını koruma açısından daha faydalıdır. Sokak hayvanlarının topluca öldürülmesini meşrulaştıran yasa toplumdaki barış atmosferine ve insani değerlere büyük zarar verecektir.
Hayvanların yaşam hakkını hiçe sayan bu yasa Anayasa Mahkemesi tarafından ivedilikle görüşülmeli ve iptal edilmelidir.
Biz, Türk Psikologlar Derneği olarak, bu yasa teklifinin derhal geri çekilmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü şiddeti meşrulaştıran ve yaygınlaştıran her türlü düzenleme, toplumsal sağlığımıza, barışa ve insanlık onuruna zarar verir. Gelin, hep birlikte daha insani ve adil bir toplum için bu tür yasaların karşısında duralım.”
Yorumlar
Kalan Karakter: