NESLİHAN MEMİŞ / NÖBETÇİ GAZETE
Bursa Ticaret Borsası Konferans Salonu’nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Matlı, son dönemde bazı sektörleri kapsamına alan boykot çağrılarının işletmelere ve istihdama olumsuz etkiler yaratabileceğini söyledi.
Başkan Matlı, bu tür girişimlerin ekonomik istikrara zarar verdiğini belirterek, iş dünyasının birlik içinde hareket etmesi gerektiğini ifade etti.
Dünyada ambargoların arttığı bir dönemde, boykot gibi eylemlere gerek olmadığını belirten Başkan Matlı, “Ürünlerin fahiş fiyatlarını eleştirmek elbette hakkımız, ancak ürünleri sosyal medyada haksız yere yargılamamak gerekiyor. Siyasetteki gerginliklerin iş dünyasına ve ürünlere yansımaması önemli” diye konuştu.
SİYASETİN SERT DİLİ EKONOMİYE VE ÜRETİME ZARAR VERİYOR
Matlı, "Umarım iktidar ve muhalefet ortak bir noktada buluşur ve bu sorunlar çözülür. Siyasetin kullandığı dil bu kadar sert olmamalı çünkü bu, ekonomiye ve üretime zarar verebilir. Muhalefetten de beklentimiz, gelip dinlemeleri, çözüm önerilerini anlatmalarıdır" ifadelerini kullandı.
“BU TÜR ÇAĞRILAR TÜKETİMİ TAMAMEN DURDURABİLİR”
Dün yapılan boykot çağrılarının kendisini endişenlendirdiğini ifade eden Matlı, bu tür çağrıların tüketimin tamamen durdurulmasına yol açabileceğini ve bunun siyasetinin olamayacağını belirtti.
“FAHİŞ FİYATA TEPKİ GÖSTERMEK VE TEDARİK ZİNCİRİNİ BOZMAK ARASINDA FARK VAR”
Matlı, “Ürünlerin satılmamasını savunmak, küresel ısınma ve ekonomik koşullar göz önüne alındığında, çiftçinin emeğini hiçe saymak anlamına gelir. Boykot, elbette en doğal haktır, ancak doğru yöntemlerle yapılmalıdır. Bir ürünün fahiş fiyatına tepki göstermek ile tedarik zincirini bozmak arasında büyük fark var” dedi.
Bu süreçte farklı politikalar geliştirilmesi gerektiğini açıklayan Matlı, "Üretici ile tüketici arasındaki dengeyi koruyup sürece siyaseti karıştırmamalıyız" diye konuştu.
“ÜRETEN BURSA ADINA RAHATSIZLIK DUYUYORUM”
Şirketlerin siyasallaşmasına yönelik endişelerinden bahseden Başkan Matlı, “Şirketlerin siyasallaşmasından rahatsızlık duyuyorum. Çalışanlarımız adına rahatsızlık duyuyorum. Üreten Bursa adına rahatsızlık duyuyorum. Kendi içimizde ambargo koymamızın, boykot etmemizin hiçbir mantığı yok. Her firmanın sahibi farklı bir görüşe sahip olabilir. Ancak iş dünyasını yargılamak gerekiyorsa, bunu ürettiği ürünler üzerinden yapmalıyız” dedi.
Firmaların fahiş fiyat uygulamalarını ya da ambalajlarında gıda standartlarına uymayan eksiklikler bulunmasının eleştirilebileceğini söyleyen Matlı, “Bir kişinin iş hayatını, bireysel görüşleri üzerinden sosyal medyada bambaşka bir noktaya çekmek, ne bize ne de Türk milletine yakışır” diyerek boykot çağrılarına tepkisini belirtti.
“İKTİDAR VE MUHALEFETİN SAĞDUYULU YAKLAŞMASINI RİCA EDİYORUM”
“Siyasette tansiyon çok yükseldi. Hem iktidarın hem de muhalefetin bu sürece daha sağduyulu yaklaşmasını rica ediyorum. Türkiye’de istihdamın yüzde 80’ini sağlayan bir sektörde grupların birbirine düşmesi, hiçbirimizin kabul edeceği bir şey değil” diyen Matlı, “Sosyal medyada bu meselelerin konuşulması da çözüm değil. Böyle bir siyasi dilin kullanılmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü çok tehlikeli bir noktaya gidiyoruz ve gereksiz yere geriliyoruz. İş dünyası olarak her birey seçimlerde oyunu kullanır, kararını verir. Sivil toplum örgütleri, dernekler ve sektörel birlikler var. Her sektör, kendi içinde bu birlikteliği sağlamalı” ifadelerini kullandı.
“ÇÖZÜM MİLLİ SERMAYEYİ ZORA SOKMAK OLMAMALI”
Muhalefetten beklentilerinin net olduğunu ifade eden Başkan Matlı, “Gelsinler, bizimle konuşsunlar. Bizim derdimiz ne? Üretimi artırmak için ne yapılmalı? Yerli sermaye şirketlerini büyütmek için hangi adımlar atılmalı? Bunları sormaları ve buna göre hareket etmeleri lazım. Ama Ticaret Bakanı’nın dünkü açıklamalarını duyunca endişelendim. Bugün boykot çağrısı yapılıyor, yani tüketim alışkanlığının değiştirilmesi isteniyor. Bunun anlamı, ekonomide paranın dolaşımını durdurmaktır. Peki, bu kimseye fayda sağlar mı? Sorunlar olabilir, ancak çözüm yöntemleri yanlış. Çözüm, özel sektörü ve milli sermayeyi zora sokmak olmamalı. İnsanların bu duruma inanması da doğru değil” açıklamalarında bulundu.
Yorumlar
Kalan Karakter: