Sibel Öztopçu / Nöbetçi Gazete
İTÜ Evi'nde yapılan açıklamada konuşan Bursa Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Melike Baysal, " 6 Şubat depremlerinde o bölgede hayvancılık ve hayvan sağlığı çok etkilendi. Biz de o sürede, düzenli olarak basın açıklamaları ya da röportajlarla, depremin hayvan, çevre ve toplum sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri ve güncel durumlarla ilgili düzenli olarak halkımızı bilgilendirmeye çalıştık" dedi.
"SAĞLIKTAKİ ŞİDDET GİTTİKÇE ARTIYOR"
Baysal, "Giderek artan şiddet olaylarının en çok hissedildiği alanlardan biri olan sağlıktaki siddetten sağlıkçılar olarak çok etkilendik. Bizler de mesajlarımızla, basın açıklamalarımızla farkındalık yaratmaya çalıştık. Topluma hem kendimizi hem mesleğimizi anlatmaya, hem de bilgilerimizi paylaşmak istedik" ifadelerini kullandı.
"Bugünkü toplantımızın diğer bir konusu 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü" diyen Melike Baysal, "Yalnızca evcil hayvanlar ya da çevremizde gördüğümüz ve temas kurabildiğimiz hayvanlara değil, doğal yaşamın içindeki tüm hayvanlara dikkat çekmemiz gerekiyor. Zira, insanlar yaşamak için doğaya ve doğanın içindeki her şeye ihtiyaç duymakta, bu ihtiyaçlar da giderek artmaktadır" sözlerini kullandı.
"BİR ÇOK CANLI TÜRÜ YOK OLMA TEHLİKESİ ALTINDA"
Nüfus artışı, kontrolsüz kentleşme, doğal alanların tahrip edilmesi, yasa dışı avcılık ve ticaret bir çok türün yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmasına sebep olmaktadır. Bu nedenle, kutlamadan ziyade farkındalık yaratma günü diyen Baysal, hayvanları koruma gününe dikkat çekti.
Baysal açıklamasının devamında şunları söyledi:
Düşünmemiz gereken çok daha önemli konular var, örneğin yaban hayvanları.
Bugün, en az 1,6 trilyon yabani hayvan moda, ilaç ve eğlence sektöründe kullanılıyor. Aynı zamanda da kanunlara aykırı olarak evcilleştirilerek doğal yaşamından uzaklaştırılıyor. Bu devasa sistemin yarattığı sorunlar hayvanlar için daha büyük hak ihlallerine neden olmaktadır.
"ULUDAĞ VE GÖLYAZI, YABAN HAYATI İÇİN ÇOK ÖNEMLİ"
Bursa'da bu konunun bizi ilgilendiren iki lokalizasyonu var, biri Alan Başkanlığı nedeniyle gündemde olan Uludağ, diğeri Teknosab nedeniyle Gölyazı. Her ikisi de yaban hayatı yönünden çok önemli bölgeler ve şu anda gerçekten tehlike altında her ikisi de. Yaban hayatının tehlike altında olması, ekolojik dengenin bozulması nedeniyle aynı zamanda çok büyük bir halk sağlığı sorunudur.
"YEREL YÖNETİMLER BÜTÇE AYIRMALI"
Yerel yönetimler 19 yıldır bu konuda çalışmamış, çalışmıyor diyen Baysal, "Merkezi yönetim ve yerel yönetimler bütçe ayıracaklar, Veteriner İşleri Müdürlükleri kurulacak, devlet hayvanına da sahip çıkacak. Bunu onlara borcluyuz, çünkü hukuken hakları var" dedi.
"HAYVANLARIN YAŞAM HAKLARINA SAYGI DUYMAK ZORUNDAYIZ"
Ben de, 26 yıllık bir klinisyen veteriner hekim olarak Bentham'ın bu yaklaşımını hocalarımdan öğrendiğim bilgiler ve kendi klinik deneyimlerimle doğruluyorum; hayvanlar hisseder ve acı çeker. Bu nedenle, elbette içinde çok farklı başka tartışmaları barındırsa da ben şu cümleleri rahatlıkla söyleyebilirim. Hayvanları sevmek zorunda değiliz belki ama varlıklarına ve yaşam haklarına saygı duymak zorundayız" diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Yorumlar
Kalan Karakter: