Toplantıya Turizm ve Devlet Eski Bakanı Fikri Sağlar, 24. Dönem CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün, 24. ve 26. Dönem CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner konuşmacı olarak yer aldı.
"BU TARİHSEL GÖREVİ YERİNE GETİRECEK DURUMDA MIYIZ?"
Grubun kuruluş amacını açıklayarak programa başlayan Ekrem Demiröz, amaçlarının yıkımları onarmak ve ülkenin geleceğini yeniden inşa etmek olduğunu söyledi. Bu durumu CHP'nin gerçekleştireceğine inandıklarını belirten Demiröz, "Yıkımları onaracak ve ülkenin geleceğini yeniden inşa edecek yegane siyasi parti, Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Buna yürekten inanıyoruz. Ancak bu tarihsel görevi yerine getirecek durumda mıyız?" dedi.
24. ve 26. Dönem CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner'in konuşmasından satır başları;
Umuyorum faydalı bir toplantı olur. Tabii Türkiye'nin içerisinde yaşadığı koşullar bu tarz toplantıları yapmayı çoğaltmayı aslında zorunlu kılıyor. Umuyorum ki artar bu tarz toplantılar. Konuşmamızın ya da toplantımızın ana gündemi Türkiye'deki ve özellikle partimizdeki demokrasi sorunu. Tabii demokrasi dediğimiz de biz demokratik olanın, demokratik olmayanı yenilenmesi gerektiğini, demokratik olanın daha doğru olduğuna dair bir ön kamudan hareket ediyoruz ki tartışmasız doğru olan bu.
"ÇÖKÜŞ DURUMUYLA KARŞI KARŞIYAYIZ"
Özellikle içinde yaşadığımız genel siyaset yani parti içerisinden çıkıp Türkiye'ye baktığımız zaman demokrasi alanında hemen hemen her başlıkla ilgili bir fecaat durumuna bir çöküş durumuyla karşı olduğumuz tartışmasız. Bunları çok detaylandırmaya gerek yok. Burada bulunan herkes bunu bizatihi iliklerine kadar zaten yaşıyor. Toplantı gösteri yürüyüşü hakkında tutun adalete, ulaşıma kadar neredeyse her alanda bir çöküş var ve bu durumda önümüzdeki süreci çok önemli kılıyor. Çünkü önümüzde yaklaşık beş altı ay sonra bir seçim var. Bu seçim geçmişin muhasebesinden daha çok nasıl bir Türkiye'de yaşayacağımıza karar vereceğimiz bir seçim olacak ve bu seçimi mevcut iktidarın elinden daha Türkiye'yi demokratikleştirecek bir yapıya teslim etmemiz, teslim almamız için tarihi önemde bir seçim.
"SİYASİ PARTİLER TARAFINDAN İSTİSMAR EDİLİYOR"
Ben 2011 yılında siyasete girdim. O tarihten bu tarihe girdiğim her seçim gerçekten çok kritikti. Her seçimde çok önemli oluyor. Ve maalesef bu önemli seçim, bu önemli kavşaktayız tespiti ki doğru bir tespit. Maalesef siyasi partiler tarafından biraz istismar da ediliyor. Tam da iktidara giderken Türkiye böylesine kritik bir kavşaktayken parti içi tartışmaları, partiye dönük eleştirilerin yeri mi? Diye bir baskı altında kalıyoruz ama bunun en azından ben kendi adıma söyleyeyim. Burada benden çok daha deneyimli dostlarımız, yoldaşlarımız da var. Yani ne önemli seçimler bitiyor ne de parti içerisindeki bu tarz tartışmalar. Bunlar partiyi daha iyi bir noktaya taşıyacak. Tartışmaları engelleyen bu baskı bitiyor üzerimizde. Hele hele karşımızda gitgide faşizanlaşan antidemokratikleşen böyle bir iktidar varken epeyce alıcı da buluyor. Bu eleştirileri getirenler işte oyun bozanlıklar, radikallikle hatta zaman zaman iş birlikçilikle suçlanıyor. Onun için bu başlıkta yapılacak eleştirilerin parti içerisindeki risklerini de bilerek bir şeyler söylemeye çalışacağım.
"YAKLAŞIMI TABİİ Kİ ELEŞTİRECEĞİM"
Her şeyden önce bu yaklaşım yani tam da iktidara giderken, tam da dışarıda büyük bir mücadele veriyorken projektörleri içeriye çevirmek doğru değil yaklaşımını tabii ki eleştireceğim. Dilim döndüğünce anlatacağım. Bu yaklaşım şu gerekçeyle doğru değil. Şimdi özellikle içinde bulunduğumuz somut siyasi koşullarda Cumhuriyet Halk Partisi, AK parti, MHP iktidarının karşısındaki muhalefet bloğunun lokomotifi konumunda. Dolayısıyla orada iç işleyişin de doğru olması bu iç işleyişteki doğruluğun, doğru kararlara vücut vermesi doğru kararları zorlaması çok çok önemli. Eğer gerçekten orada şu anda düşündüğümüz zaman, daha önceden fahiş hatalar yapılmamış olsa, partinin oyu belli bir oy marjına sıkışıp kalmamış olsa belki bu tartışmalar şımarıklıkla, bozgunlukla, kişisel ajandalar üzerine yapılmış bir eleştiriler olarak elde edilebilir. Ama baktığımız zaman belki de çok partili hayata geçtiğimizden bu yana çok kısa belli aralıklar haricinde gerçekten izlediğimiz politikalar, izlenen politikalar her ne ise kısa aralıklar hariç Türkiye'nin yaşadığı karşı devrim sürecini bu faysallaşmayı durduramadı.
Yorumlar
Kalan Karakter: