CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, dün Genel Merkez'de basın toplantısı düzenledi.
“20 YILDA 30 BİN İŞ CİNAYETİ, 2 BİNİ MADENCİ”
Sözcü'de yer alan habere göre; Öztrak, şunları söyledi:
* “Bu acılardan milletçe bunaldık. Bu kaçıncı maden kazası, bu kaçıncı yas… 2003'te Ermenek, 2004'te Kastamonu Küre,2009'da Bursa Mustafakemalpaşa, 2010'da Balıkesir Dursunbey ve Zonguldak Karadon, 2013'te Zonguldak Kozlu, 2014'te 301 emekçimizi yitirdiğimiz Soma faciası, 2014'te bir kere daha Ermenek, 2016'da Siirt Şirvan… Bunlar toplumda travma yaratan, büyük facialar…
* Bir de gazetelerin üçüncü sayfalarında, kıyıda köşede gizlenen ‘Elbistan'da madende bir işçi öldü’, ‘Gemerek'te göçük sonucu, bir işçi hayatını kaybetti’ haberleri var. Çoğu kişinin görmediği, duymadığı iş cinayetlerinde, onlarca ocağa ateşler düştü.
* 2003'ten bu yana, 2 bini maden emekçisi olmak üzere 30 bin işçimizi ‘iş kazası’ denen, iş cinayetlerinde yitirdik. Bunlar sıradan sayılar değil… Bu sayılarda; ‘Yüz karası değil, kömür karası, böyle kazanılır ekmek parası’ diyen babalar var. ‘Güneşi görebilmek için karanlığı kazan’ gencecik evlatlarımız var. ”
“SOMA'DA YAPTIKLARINI UNUTMADIK”
* Fransız Yazar Albert Camus; ‘Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, insanların nasıl öldüğüne bakın’ demiş. Vicdansız bir düzen elinde, emekçilerinin iş cinayetlerine, vicdansızca kurban gittiği bir ülkeye döndük. Gerçi şimdilerde, ufukta seçim sandığı görününce, kurt, kuzu postuna büründü. Ama Soma'da maden kazasında bunların yaptıklarını unutmadık.
* Soma'da 301 canımızı yitirdiğimiz maden faciasında dönemin Başbakanı Erdoğan, kendisini protesto edenleri, ‘Başbakana yuh çekersen, tokadı yersin’ diyerek tehdit etmişti. Sonra, bir markete girip korumalarıyla beraber, genç bir çocuğu dövdü. Delikanlıyı döverken de ‘Ne kaçıyorsun ulan İsrail dölü’ diye, bağırması da cabası.”
“MADENCİYE TEKME ATANI FRANKFURT'A TİCARİ ATEŞE YAPTI”
* Tabi ön teker nereye, arka teker de oraya… Erdoğan bunları yaparsa şürekâsı neler yapmaz. Bu fotoğraf toplumsal hafızamıza, bu vicdansız düzenin alametifarikası olarak kazındı. Fotoğraftaki Erdoğan'ın özel kalem müdür yardımcısı… Şu yüzdeki ifadeye bakın.
* Soma'da yere yatırılmış bir emekçiyi tekmelerken yüzündeki büyük nefrete bir bakın. ‘Millete hizmetkâr olmaya geldik’ diyenlerin, millete reva gördüklerine bir bakın. Peki, yere yatırılmış, eli kolu tutulmuş yerdeki birine tekme atan bu zorbaya ne ceza verildi, Erdoğan ne yaptı? Binlerce Avro maaşla Frankfurt'a Ticaret Ataşesi yaptı. Tekmeyi ödüllendirdi. 301 insanın hayatını kaybettiği Soma davasında, bugün tek bir tutuklu sanık bile yok. Aslında var… O da Soma maden şehitlerinin ailelerini savunan avukatlar… Avukatları içeri attılar. İşte Erdoğan'ın adaleti bu!
“BU KADER DEĞİL CİNAYETTİR”
* Bundan 8 yıl önce Erdoğan, Soma'da ölen yüzlerce işçi için ‘Bu işin fıtratında var’ demişti. Aynı Erdoğan, ne kadar kendine hakim olmaya çalışsa da yine kendi fıtratına uydu, Amasra'da, da ‘Biz kader planına inanmış insanlarız. Bunlar her zaman olacaktır’ dedi. Bununla da yetinmedi, 20 yıldır hükümet koltuğunda kendisinin oturduğunu bir anda unutuverdi. ‘Madenlerimizde hiçbir eksik, hiçbir gereksiz risk görmek istemiyoruz’ deyiverdi.
* E eksiği, riski giderseydiniz ya! Elinizi tutan mı vardı? 20 yıl o koltukta oturacaksın, işçinin hayatını tehlikeye atan eksikleri gideremeyeceksin, devletin denetçileri çıkacak ‘Risk var’ diyecek, çözmeyeceksin, sonra da ‘Maden kazaları kaderin planı’ diyeceksin. Tedbirsizliğin, ihmalkârlığın, tamahkârlığın adı ne zamandan beri, fıtrat ve kader oldu? Bizim inancımızda, ‘Önce tedbir, sonra tevekkül’ vardır.
* İlmin, aklın emrettiği tedbirleri almayacaksın, sonra ‘fıtrat” diyeceksin, ‘Kaza’ diyeceksin, ‘Kader planı’ diyeceksin. Hiç eğip bükmeyin. Bu korkunç bir cinayettir. Ve biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, o anaların, babaların, eşlerin, çocukların, güzelim bebeklerin adına sorumluların peşini bırakmayacağız. Bu faciayı unutturmayacağız. Hesabını soracağız.
“TÜRKİYE MADENDE HAYATINI KAYBEDENLERİN SAYISINDA DÜNYA BİRİNCİSİ”
* Bu Uluslararası Çalışma Örgütünün verileri… ‘Ülkeyi uçuracak’ diyerek pazarladıkları, ucube saray rejiminde, madenlerde hayattan uçup giden canlar… Sadece son 3 yılda, 2019-2021 döneminde, madenlerde yaşamını yitiren emekçilerimizin sayısı 189. Bu kayıplarla Türkiye açık ara dünya birincisi.
* Bu acı tablonun sahibi, hala hiç sıkılmadan, ‘Hamdolsun!’ diyerek, Amasra'da 41 cansız bedene, 24 saatten az sürede ulaşmakla övünüyor. ‘Utancı gidenin kalbi de ölür’ derler. Bunların kalbi de millete karşı artık ölmüş. Bunların millete karşı kalbi körelmese, devlet kurumlarının tespit ettiği eksikleri giderir, bu madenleri güvenli hale getirirlerdi.
“SAYIŞTAY'IN RAPORU NOKTA ATIŞI”
* İşte Sayıştay Raporu ortada… Patlamanın yaşandığı müessese için hazırlanan, 2019 Denetim raporunda, bugün olanlar için açıkça uyarılarda bulunulmuş. Raporun 16. sayfasında, bu müessesede, üretimi olumsuz etkileyen başlıca etkenler tek tek sayılmış. ‘Metan gazı ve karbondioksit gazındaki yükselmeler’ bunlardan biri…
* Sayfa 21'de iş kazalarındaki artışa vurgu yapılıyor. 2019'da müessesede önceki yıla göre yüzde 70 artışla 190 iş kazası olmuş. Bunun 72'si göçükler nedeniyle yaşanmış diyor rapor. Sayfa 63'te; ‘Solunabilir ve patlayabilir tozla mücadele kapsamında alınan önlemlerde aksamalar var’ deniyor.
* ‘Tane boyutu küçük tozların sürekli ortamda dolaşması, infilak riskini artırıyor’ tespiti yapılıyor. Ve sayfa 65: şimdi ilgili bölümü olduğu gibi okuyorum: “2019 yılında müessesenin dengelenmiş üretim derinliği eksi 300 metre olmuştur. Bu derinleşme, ani gaz degajı ve grizu patlaması gibi ciddi kaza risklerinin artmasına neden olmaktadır. Çalışılan damarların tamamında gaz içeriklerinin yüksek olduğu, dolayısıyla degaj kapasitelerinin de yüksek olduğu, arıza zonlarında riskin daha da arttığı bilinmektedir. Bu nedenle, müessese ocaklarında ilgili mevzuat hükümlerinin yanı sıra ‘Kurum Degaj Yönergesi' hükümlerinin titizlikle uygulanması gerekmektedir.’ Bugün 41 canımızı yitirdiğimiz derinliği, Sayıştay denetçisi nokta atışı tespit etmiş. ‘Aman dikkat, derine gidildikçe gaz artıyor. Grizu patlaması riski artıyor” diye de uyarmış… Yapılması gerekenleri de söylemiş. Daha ne desin? Sayıştay görevini yapmış’.
“MADENCİLER DE RİSKİN ARTTIĞINI SÖYLEMİŞ”
* İşte bu nedenle bugün Saray'ın kibirli yönetimi, Sayıştay raporlarını sansürlüyor. Şimdi biz de soruyoruz: Enerji Bakanı, Sayıştay'ın 2019'daki bu uyarı ve önerileri için, bugüne kadar acaba ne yaptı? Bakan 24 gün önce bu işletmeyi ziyaret etmişti. Bu ziyarette Sayıştay raporu hakkında neleryapıldığını sordu, inceledi mi? Sadece Sayıştay'ın raporu da değil, yaşamını kaybeden madencilerimizin ailelerinin de tanıklıkları var. Madencilerimiz, madendeki patlama riskinin arttığını, ailelerine açıkça ifade etmiş, koku olduğunu söylemiş. Bu işçiler neden göz göre göre ölüme gönderildi?
“ENERJİ BAKANI GİTMEDEN SÖYLENEN HER ŞEY BOŞ LAFTIR”
“Enerji Bakanı, şimdi bu ailelerin yüzüne nasıl bakacak? Ortada bir görev ihmali olduğu çok açık… Bakanlık makamları ağlama makamı değildir, ağıt yakma makamı değildir çare bulma makamıdır. Çareyi bulamıyorsan, yapılması gerekeni yapamıyorsan, edebinle çekip gideceksin. Erdoğan, ‘Bu olaydaki ihmal, tüm boyutlarıyla açığa çıkarılacak’ dedi. Enerji Bakanı istifa etmeden, ya da Erdoğan bu Enerji Bakanını görevden affetmeden, bu laf, sadece lafı güzaftır. Boş laftır.”
KILIÇDAROĞLU’NUN ABD GEZİSİ SORUSUNA YANIT VERDİ
“CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyareti sırasında 8 saatlik dilimde ne yaptığı, nereye gittiği konuşuluyor. Kendisi “hamburger yemeye gittim” demişti. Nedir o 8 saatin sırrı, kimlerle görüşüldü?” sorusunu yanıtlayan Öztrak, “Genel Başkanımızın böyle bir laf söylediğini nereden duymuşlar? Genel Başkanımızın böyle bir ifadesi yok. Bu soruyu gönderenlerin her şeyden önce gazeteci olması beklenir. Böyle bir soruyu birileri ellerine tutuşturduğunda en azından bunun doğruluğunu bir soruştururlar. Ama bu yapılan gazetecilik değildir, ayıptır. Yalan haber şampiyonu oldular” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: