Gizem Özer / Nöbetçi Gazete
Prof. Dr. Kayıhan Pala, kanunun içeriğindeki bazı maddelerin toplum sağlığını riske atabileceğini belirterek, özellikle ilaç ruhsatlandırma sürecinin değiştirilmesiyle ilgili endişelerini dile getirdi. Pala “Sağlık Bakanlığı çok önemli bir yasal düzenleme yaparak değişik alanlara müdahale etti. Bu kanun önümüze ilk geldiğinde içerisinde çok şaşırtıcı maddeler vardı. Bunlardan bir tanesi de ilaçların ruhsatlandırma sürecini değiştirilmesidir. Eskiden ilaçlar ruhsatlandırılırken ilaç firması hangi ilacı ruhsatlandıracak ise onun numunesini Sağlık Bakanlığına getirir. Bakanlık bu numuneyi alır. Kendi laboratuvarlarında bu numuneyi inceler. İnceledikten sonra ise uygunluk verirdi. Böylelikle o ruhsat başvurusu da işleme konuluyordu. Ağırlıklı olarak çok uluslu firmalarla ortaklığı olan firmalar bu sürecin çok uzadığını izah ederek Sağlık Bakanlığına numune evresinin çıkartılmasına ilişkin başvuruda bulundu” dedi.
“CUMHURİYET HALK PARTİSİ OLARAK ANAYASA MAHKEMESİ'NE GÖTÜRECEĞİZ”
Aykırı gördükleri tüm maddeleri Anayasa Mahkemesine götüreceklerinin altını çizen Pala, “Kanuna göre ise ilaç firması dosyayı getiriyor ve onun üzerinden ruhsatlandırma yapılıyor. Bu çok ciddi bir durumdur, toplum sağlığını da etkileyebilir. Biz elimizden geldiğince mecliste basın toplantısı düzenledik, sağlık komisyonunda ve genel kurulda söyledik. 20 Şubat’ta Resmi Gazete’de de yayınlandı. Aykırı bulduğumuz tüm maddelerin tamamını, CHP olarak Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz" diye konuştu.
“ÇIKAR ÇATIŞMASI OLMAYAN BAĞIMSIZ MEKANİZMALAR KURULMALI”
Ayrıca, ilaç firmalarının etkisinin olmadığı bağımsız mekanizmaların kurulması gerektiğini söyleyen Kayıhan Pala, “Sağlık Bakanlığı ilaç firmalarından numune alma işlemini gerçekten çıkartabilirdi. Burada problem görmüyorum. Ama bir şey çıkartıyorsanız onun yerine başka bir madde koymanız gerekiyor. Bizim önerimiz Avrupa Birliği’ndeki gibi ilaç firmalarının hiçbir etkisinin olmadığı bağımsız mekanizmalar kurulmalı. O bağımsız mekanizmalar aracılığıyla bu çalışmalar yürütülsün. O bağımsız mekanizmalar, enstitüler, bilim insanları bu ilaçla ilgili onay versinler.Bu başvurular sonrasında ruhsat almış bir ilaç nedeniyle bir hasta ve çocuk eğer bir sorun yaşarsa bunun bedeli bu kanuna evet diyen milletvekillerinde olacak. Çünkü çıkar çatışması dediğimiz bir şey var. Bir tek ilaç firmasının verdiği dosyaya bağlı olarak ruhsatlandırılma süreci doğru değil. Burada çıkar çatışması olmayan bir mekanizma kurulması gerekirdi” açıklamasında bulundu.
“TIP FAKÜLTESİNİN BAĞIMSIZLIĞI AÇISINDAN CİDDİ BİR PROBLEM”
Pala, kanunun hastaları da doğrudan ilgilendiren maddeleri üzerinde durarak, özellikle klinik araştırmaların yapılabilmesi konusundaki düzenlemenin tıp fakültelerinin bağımsızlığını tehlikeye sokabileceğine dikkat çekerek şunları kaydetti:
“Bu kanuna ilişkin başka diğer madde ise hastaları ilgilendiriyor. Biliyorsunuz klinik araştırmalar ancak eğitim kurumlarında yani tıp fakültelerinde yapılıyor. Bu kanun ile bunun dışında yapma olanağı da sağladılar. Böylelikle özel sektör de bunu yapabilecek. Bunu yaparken de etik kurul onayı alma meselesinde Sağlık Bakanlığı, tıp fakültelerindeki etik kurula bile onay verme zorunluluğunu getirdi. Bu durum tıp fakültesinin bağımsızlığı açısından ciddi bir problemdir. Tıp fakültesinde bir etik kurul oluşturuyor. Sağlık Bakanlığı diyor ki benim onayım olmadan bu etik kurul göreve başlamayacak.”
Aile hekimlerinin cezalandırılmasıyla ilgili maddenin de anayasaya aykırı olduğunu aktaran Prof. Dr. Kayıhan Pala, “Aile hekimlerini ilgilendiren önemli bir maddesi de var. Aile hekimleri eğer bir ceza alırlarsa o ceza nedeniyle kendi ek ödemeleri kesilecek Eğer iki defa o ek ödeme kesilirse toplam 6 ay sözleşme feshedilecek. Bu anayasaya aykırıdır biz bunu defalarca söyledik” ifadelerini kullandı.
“TÜM ISRARLARIMIZA RAĞMEN MADDEYİ EKLETEMEDİK”
Hastanelerde oluşturulan Koordinasyon Kurulu'nun şeffaflığının sağlanması gerektiğinin de altını çizen Pala son olarak ebelerin doğum yapma serbestisi konusunda da önemli açıklamalarda bulundu.
Ebelerin kendi başlarına doğum yaptırma hakkının tanınmasının olumlu olduğunu ancak bu işlemin sadece sağlık kuruluşlarında yapılması gerektiğini vurgulan Kayıhan Pala, “Ebelere kendi başlarına doğum yapabilme serbestisi getirirler. Normal doğumun desteklenmesi açısından biz de bunu olumlu buluyoruz. Ancak bütün ısrarlarımıza rağmen bir ebe ancak sağlık kuruluşunda doğum yaptırabilir maddesini ise ekletemedik. Çekincemiz sağlık kuruluşları dışında doğumlar gerçekleşirse çocuk gelinler, merdiven altı denilen ve birtakım komplikasyon yaratma ihtimali yüksek uygulamalar gündeme gelebilir. Ebeler doğum yaptırsın doğal haklarıdır ancak bunun bir sağlık kuruluşunda olması gerek diye bir çaba içerisine girdik. Ama maalesef bunları yerine getiremedik” diyerek konuşmasını noktaladı.
Yorumlar
Kalan Karakter: