12 Punto’da yayımlanan yazısında Doç. Dr. Ergül Halisçelik, tarım sektöründe üretim maliyetlerindeki dramatik artışa dikkat çekti.
Halisçelik, üretim maliyetlerindeki astronomik artışa özellikle vurgu yaptı. Gübre, mazot ve tarım ilaçlarındaki yüzde yüzlerce yükselişin küçük aile işletmelerini zor durumda bıraktığını, borç yükünün çiftçiyi üretimden kopardığını ele aldı. “Çiftçinin bankalara olan borcu 1 trilyon TL’yi aşmış durumda” diyen Halisçelik, vergi yüklerinin kaldırılmaması halinde bu sorunun daha da büyüyeceğine işaret etti.
Eğitim ve Gençlikte Kritik Eksiklik
Eğitim yetersizliğine de değinen Halisçelik, Türkiye’de çiftçilerin büyük kısmının halen geleneksel yöntemlere bağlı kaldığını, genç nüfusun ise tarımdan uzaklaştığını belirtti. Bursa ve Çukurova’dan örneklerle, tarımda dijitalleşme ve bilinçlendirme seferberliği gerektiğini dile getirdi.
"Tarım, yalnızca üretimin değil; bir milletin geleceğe tutunma iradesinin göstergesidir"
Tarım arazilerinin parçalı yapısının üretimde verimliliği olumsuz etkilediğini, bunun zaman ve maliyet kaybına yol açtığını ifade eden Halisçelik, toplulaştırma çalışmalarının ise yetersiz kaldığını açıkladı.
Kuraklık tehdidinin ağırlaştığı günümüzde sulama altyapısının yenilenmesi zorunluluğuna dikkat çeken Halisçelik, modern sulama tekniklerinin kullanımının yaygınlaştırılması gerektiğini savundu.
Türkiye tarımında merkezi üretim planlamasının eksikliğine işaret eden Halisçelik, plansız üretimin hem çiftçiyi hem de tüketiciyi olumsuz etkilediğini belirtti. Sözleşmeli tarım modeli gibi stratejik üretim planlarının yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı.
1980 sonrası tarım politikalarındaki değişimlerin dışa bağımlılığı artırdığına dikkat çeken Halisçelik, şunları dile getirdi:
"Türkiye’de tarım politikalarının yön değiştirdiği kritik dönüm noktası, 1980 sonrası uygulanmaya başlanan yapısal uyum programları olmuştur. Bu süreçte, Dünya Bankası ve IMF’nin yönlendirmesiyle şekillenen reformlar doğrultusunda, tarımsal destekleme alımları azaltılmış, fiyat istikrarı mekanizmaları kaldırılmış ve çiftçilerin serbest piyasa koşullarında ayakta kalmaları beklenmiştir."
Son olarak kooperatifçiliğin önemine değinen Halisçelik, Türkiye’de düşük kooperatifleşme oranının üreticinin pazarlık gücünü zayıflattığını, Hollanda modelinin örnek alınması gerektiğini belirtti.
Yorumlar
Kalan Karakter: