Sema Üstüntaş / Nöbetçi Gazete
Büyük şehirlerde yoğun çalışma temposundan dolayı yemek hazırlamaya vakit bulamayan insanlar pratik ve daha kolay hazırlayabilecekleri ürünlere yöneliyor. Bunların başında ise dondurulmuş hazır gıdalar yer alıyor.
Peki, donmuş hazır gıdaları kullanmak sağlık açısından risk oluşturuyor mu?
Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Serkan Durmuş, Nöbetçi Gazete’ye konuştu.
“DİKKATLİ OLMAMIZ LAZIM”
Son dönemlerde toplumda ambalajlanmış hazır gıda tüketiminin önemli bir noktaya geldiğini söyleyen Başkan Serkan Durmuş, “Gıda endüstrisinde özellikle hazır, ambalajlanmış ve dondurmuş gıdalarda bir teknolojik gelişimin olduğunu görüyoruz. Biz hep şunu söylüyoruz. Eğer üretim şartı ve koşulları, hijyenik altyapısıyla ve doğru üretim prosesiyle teknik bir personelin varlığında gerçekleşiyorsa, kaldı ki bu işletme Tarım Bakanlığı tarafından denetlenebilecek bir pozisyonda ve etiket içeriği bilgisi, ambalajı, üretim noktasında bilinen bir noktadaysa çok büyük bir kaygımızın olmaması gerekiyor. Asıl sorun özellikle gıda enflasyonunun arttığı ve insanların ekonomik alım gücünün düştüğü bir ortamda, üzerinde üretim izin bilgisi olmayan, nerede üretildiği belli olmayan, ambalajı açısından değerlendirildiğinde içerik bilgisine ulaşılmayan bazı gıdaların tüketimi sonucunda sorun ve riskler olabilir. Burada şu konuda duyarlı olmamız gerekiyor. Bizim aslında tüketici olarak buna itibar etmememiz lazım. Ekonomik anlamda alım gücü düşünce insanlar bir gıdayı alırken bunlara belki dikkat edemiyor olabilirler. Ama bilinçli bir gıda tüketicisi olduğu sürece aslında yanlış yapana prim vermemiş oluyoruz ve oradan oluşabilecek bir gıda güvenliği riskini de aslında üzerimize almamış oluyoruz. Bu konuda dikkatli olmak gerekiyor. Bu noktada hem üretici, hem tüketici, hem de denetim ayağının bu konuda eş çalışma içerisinde olması lazım” dedi.
“OBEZİTE RİSKİ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR”
Geçtiğimiz günlerde ticaret odasıyla ortak bir toplantı yaptıklarını da vurgulayan Başkan Durmuş, “Bu toplantıya Sağlık Bakanlığı'ndan yetkililer de geldi. Türkiye'deki bu tarz tüketim alışkanlığını değerlendirdiğimizde, obeziteye kadar riskin her geçen gün arttığını gördük. Eskiden biz üç kişiden birinin obezite sınırında olduğunu biliyorken, şu an maalesef iki kişiden birinin obezite sınırında olduğunu gözlemliyoruz. Bunun beslenmeyle ilişkisi olduğu kadar hareket kabiliyetimizin kısıtlanmasıyla da alakalı olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle yeni kuşağın, sportif faaliyet ve beslenmenin yanı sıra, hareket kısıtlamalarının da olduğu biliniyor. Hazır gıdaları bu konuda bir tehlike olarak görmemek gerekiyor. Dünyanın her ülkesinde, mesela Avrupa'da insanlar neredeyse evde üretim yapmıyorlar. Yani herkes orada hazırlanmış ve paketlenmiş gıdadan tüketim yapıyor. Bu konuda da sağlık otoritesine veya ilgili bakanlığa yüzde yüz güveniyorlar. Orada ciddi bir denetim mekanizması var. İçerisinde herhangi bir katkı maddesi ya da insan sağlığına zararlı olmadığına dair güvenceyi Dünya Tarım ve Gıda Örgütü sağlıyor. Türkiye’deki vatandaşlarımızın bu konuyla ilgili kafasındaki soru işaretini bakanlık etkin denetimi ve insan sağlığına herhangi bir olumsuz etkisi olmadığına dair bir güvenceyi biliyor ve sağlıyor olması lazım. Her hazır gıda, her ambalajlanmış gıda insan sağlığına zararlı değildir. Bazen geleneksel gıdalarında çok büyük sağlık risklerine sebebiyet verdiğini araştırmalardan biliyoruz. Bizim tüketim alışkanlıklarını gözden geçirmemiz lazım. Çok karbonhidratlı ya da çok protein bazlı tüketim gerçekleştirmemek lazım” ifadelerini kullandı.
DONDURULMUŞ HAZIR GIDALAR MI, KONSERVE GIDALAR MI ?
Dondurulmuş ve konserve gıdaların üretim tekniği bakımından farklılıklar gösterdiğini dile getiren Başkan Durmuş, “Burada asıl amaç, ürünün besin değerini herhangi bir şekilde azaltmadan onu maksimum raf ömrüne çıkartmak. Örneğin, siz bir ürünü konserve yapıyorsanız, bu ürüne iki yıllık bir raf ömrü verirken çok ısılı işlem uygulayıp, pişiriyorsunuz. Diğer tarafta dondurma prosesi işlemi uygulayıp, aslında ona bir yıl raf ömrü veriyorsunuz. Yani bunu siz bir yıl boyunca market raflarından dondurulmuş olarak da alabilirsiniz. Ama konserve gıdalarımız, ürünün çeşidine göre bakılırsa ömrü üç yıl diyebiliriz. Aslında hangisinin daha sağlıklı, hangisinin daha sağlıksız olduğundan ziyade, o ürünün piyasadaki muhafaza ömrüne bakmak lazım. Tüketicimiz şunu kafasında yanlış değerlendirmesin. Pişirme esnasında uygulanan yöntemlerden kaynaklı da besin değerlerinde kayıplar olabilir. Buradaki önemli soru 'Bizim o besine ulaşmamız mı? Yoksa besin değeri kaybedilmiş bir ürün tüketmemiz mi?' O yüzden kişilerin kendilerine bir hedef belirlemesi gerekiyor. Dondurmuş gıda kötü bir ürün değildir. ‘Konserve gıda mı, dondurulmuş gıda mı daha değerli, değersiz?’ gibi bir yaklaşım tarzı yok. İkisi de üretim poliçesi itibariyle değer kaybetmeyen ürünlerdir” şeklinde konuştu.
Dondurulmuş hazır gıdaları tüketirken vatandaşların dikkat etmesi gereken hususlara da değinen Durmuş, son olarak şu ifadelere yer verdi:
“Bir ürünü -18 derecede satın aldığınızda, mevcut ambalajı tamamını çözdürerek, tekrar dondurmanız veya bunu birkaç defa yapmanız ürünün raf ömrüne olumsuz etki eder. Biz genelde şunu tavsiye ediyoruz. Eğer büyük ambalajlı bir ürün almak istiyorsanız, bu ürünü henüz kendi dolabınıza ulaştırmadan, küçük ambalajlar şeklinde tüketeceğiniz kadarını ayırıp daha sonrasında pişirmeniz daha sağlıklı olacaktır.”
Yorumlar
Kalan Karakter: