NUR HASAN/ NÖBETÇİ GAZETE
6 Şubat gecesi Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 7.7 ve devamında 7.6 şiddetindeki depremler, Gaziantep, Malatya, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Hatay, Şanlıurfa, Adıyaman illerinde büyük yıkıma sebep oldu.
Ve ilk 24 saatte en büyüğü 6.6 şiddetinde olmak üzere bölgede tam 422 artçı deprem kaydedildi.
Arap Levhası üzerinde kaymaya neden olan şiddetli depremin ardından Bursa Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Engin Er, Nöbetçi Gazete’ye özel değerlendirmelerde bulundu.
“ANADOLU HER YIL KAYIYOR”
Başkan Er, Arabistan Levhası’nın hareket etmesi dahilinde bu enerjilerin birikmesi sonucu Anadolu’nun her yıl 1 ila 2,5 santimetre Güneydoğu’ya kaydığını belirterek, “Hareketin en az olduğu nokta Doğu Anadolu Fay Hattı. Tabii tüm bu depremin nedeni , hatlarda biriken enerjilerin Anadolu Levhası’nı ittirmesi. Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu Fay Hatları’nın olmasına da, Ege Bölgesi’ndeki açılımın da nedeni Arabistan Levhası’nın Anadolu Levhası’nı ittirmesi sebep oluyor.
Bir nedeni de Afrika Levhası’yla Anadolu Levhası’nın çarpışması durumu var ki bu da o bölgede dalma-çıkmanın meydana gelmesini sağlıyor. Kahramanmaraş merkezli depremler neticesinde o bölgedeki fay hattında enerji bitti ancak başka bir bölgeye taşındı. Tabii bu enerji boşalımını sadece depreme bağlayamayız artçı sarsıntılar da bu konuda önemli rol oynuyor. O bölgede boşalan enerji diğer bölgelere transfer oldu” dedi.
“BURSA BÖLGESİNDE 160 YILLIK ENERJİ BİRİKTİ”
Uzman isimlerin uzun zamandır üzerinde durduğu olası Marmara depremiyle ilgili Bursa’nın da üzerinde bulunduğu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda uzun süredir bir enerji birikimi olduğunu söyleyen Engin Er, “Burası sismik boşluk olarak adlandırılan bir bölgeydi ancak Bursa’nın da içinde bulunduğu bölgede 160-168 yıllık bir enerji birikimi mevcut. Dolayısıyla 200 yıllık bir tekrarlanma periyodu, 150 ila 180 yıllık periyotları da göz önünde bulundurursak zamanın gelip geçtiğini söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
“BURSA’DA OLACAK DEPREMİN BÖLGESİNİ VE BÜYÜKLÜĞÜNÜ BİLİYORUZ”
Bursa Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Engin Er, Bursa’da en son 28 Şubat 1855’te meydana gelen ve yıkıcı bir tablo ortaya koyan 7,5 şiddetindeki depremin ardından bölgede ciddi bir enerjinin biriktiğini ve bölgenin risk altında olduğunu açıkladı.
Engin Er, “Bursa’da 1855’te meydana gelen depremin ardından bölgede hala enerji birikiyor, o sebeple bizler de Bursa’da yaşanması muhtemel depremin hangi bölgede ve kaç şiddetinde olduğunu öngörebiliyoruz. Bursa’yı arazi kayıtlarına ve son depremin bıraktığı hasara bakarak söyleyebilir ki yaklaşık 7 büyüklüğünde bir deprem bekliyor. Ulucamii’yi, Kapalıçarşı’yı, Mudanya’yı yıkabilecek fay hattı üzerinde bulunduğumuz Kuzey Anadolu Fay Hattı’dır” açıklamasında bulundu.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM BÖYLE OLMAZ”
Başkan Engin Er sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aslında bizlerin depremin yarın olacakmışçasına çalışmalar yapması gerekiyor. Kısa, orta ve uzun vadede projelerimizin olması lazım ve kesinlikle depreme hazırlanmalıyız. Bunun yolu da bütüncül bir plan ve program yapmaktan geçer. Eğer kentsel dönüşüm yapılacaksa da bir planla beraber yapılmalı, yapılan planlar da mutlaka uygun bir şekilde denetlenmeli. Denetleme yapılmadan yapılan bina dönüşümü kentsel dönüşüm değildir. Bizim orta vadede yani 5 ila 20 yıl içerisinde bu dönüşümleri bitirmemiz ve güvenli bir Bursa oluşturmamız gerekiyor. Bunun için de büyükşehir belediyesinin , merkezi hükümetin ve vatandaşların üzerine çok büyük sorumluluk düşüyor. Yani sadece hükümet, vatandaş veya belediye yapsın demek doğru değil. Akademik Odaları’nda içerisinde bulunduğu organizasyonla beraber bu işi biz yapabilir ve güvenli bir şehir oluşturabiliriz.
Bizler de kentsel dönüşümü ve Bursa’mızı planlarsak ve planlamayla birlikte uygulamayı denetlersek, Bursa’da deprem olsa da en azından can kaybının yaşanmadığı bir şehir oluşmasını sağlayabiliriz.”
“O BÖLGELERE 8-10 KATLI BİNALAR YAPMAYALIM”
Bursa Ovası gibi alüvyonun en geniş olduğu bölgelere yapılaşmadan kaçınılması gerektiğinin altını çizen Engin Er, şu konuya da dikkat çekti:
“Alüvyon zeminin sıvılaşma olduğu bölgelerinde 8-10 katlı binalar yapmayalım. Belediyeye sunduğumuz projelerde ‘Bursa’daki fay hatlarını 1/1000’lik planlara işleyin, fay hattının üzerine plan yapmayın, yapılan binaları ve yapılaşmaları mutlak suretle denetlemeye tabii tutun. Bu denetlemelerin içerisinde akademik odalar da olsun. Biz sadece raporun formatına bakan odalar olmayalım. Bu planlamayı birlikte yeniden yapalım. Sıvılaşma bölgesinde binaların yapımına daha hassasiyetle yaklaşalım’ gibi söylediğimiz çok şey var.”
YENİ BİNALAR DEPREME NE KADAR DAYANIKLI?
Bursa’da hali hazırda yapımı devam eden kentsel dönüşümün depreme ne oranda dayanıklı olduğuyla ilgili de bilgi veren Engin Er, akademik odaların hiçbir şekilde bu projeye dahil edilmediğini ifade etti.
Er, “Kentsel dönüşümdeki belediyeler bu denetlemenin dışında kalıyor. Dolayısıyla biz bu işin içinde değiliz. En azından kentsel dönüşüm yapılırken fay hatlarının üzerine bina yapmaktan sakının bantlarının olması gerekli. Kentsel dönüşüm denilen olay bütüncül bir plan içerisinde yapılmalı. En önemlisi olası bir depremde ‘en fazla can kaybını nerede verebilir’ diye düşünerek bina dönüşümü yapılmalıdır” diyerek sözlerini tamamladı.
Yorumlar
Kalan Karakter: