İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, davacı vekili aracılığıyla “davacı N.D.'nin 2012 tarihinde burun estetiği ameliyatı için davalı hastaneye başvurduğunu, burada diğer davalı doktor ile tanıştığını, davalının davacıya, burun ameliyatının yanı sıra aynı zamanda yüzünü gerdirmek ve karnını da yağ alma ameliyatı yapılması konusunda ikna ettiğini, burun ameliyatı ve yağ alma operasyonlarının aynı anda yapılarak taburcu edildiğini, yüz germe ameliyatı neticesinde sağ ve sol yüzü arasında orantısızlık oluştuğunu, sağ göz kapağının her zaman diğerine oranla ve normale göre çok daha açık bir görünüme kavuştuğunu, karnından yağ alma operasyonları sonucunda da davacının karnının son derece şekilsiz bir görünüme dönüştüğünü, yamukluk ve tümsekler meydana geldiğini, ameliyattan sonra 7-8 ay boyunca ameliyat yerinde iltihap ve kanama meydana geldiğini, bu durumun davalı doktorun başarısız ve özensiz ameliyatı sonucu oluştuğunu, yaklaşık 1 yıl boyunca çalışamadığını iddia ederek 10.000 TL maddi tazminat ile 50.000 TL manevi tazminatın ameliyat tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini” talep etti.
Mahkeme Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi eksik araştırma sebebiyle kararı bozdu
Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 14.01.2019 tarih ve 2018/5312 Esas, 2019/139 Karar sayılı ilamında belirtilen “davacı tarafın gerek burun gerekse yüz germe ve yağ dokusu alınması ile ilgili isteminin davalı doktor tarafından daha güzel bir görünüme kavuşturulacağı yönünde bir garanti verilmesi niteliğinde olduğu gözetildiğinde, hekimin eyleminin tıp kurallarına uygun olduğu yönündeki görüş yeterli olmayıp, hekimin görevini yerine getirip getirmediği ya da komplikasyon olup olmadığı ve komplikasyon konusunda aydınlatma görevinin yerine getirilip getirilmediği ve komplikasyon yönetiminin doğru yapılıp yapılmadığı hususları değerlendirilmek üzere, aralarında akademik kariyere sahip üniversitelerden seçilecek Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahisi konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi kurulu oluşturulmak suretiyle gerektiğinde muayene edilmek suretiyle, dosyadaki belge ve bilgiler incelenerek alınacak rapora yapılacak itirazlar da dikkate alınıp hekim ve istihdam eden sıfatıyla davalı hastane işleticisinin sorumluluğu tespit edilip, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmeli” gerekçesiyle mahkeme kararını bozdu.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; bozma ilamında belirtilen kriterlerde bir bilirkişi heyeti oluşturulmuş olup, rapor çerçevesinde ret kararı verildi. Kararı, davacı vekili temyiz etti.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, Avrupa Biyotıp Sözleşmesi’ne atıfta bulunarak “her ne kadar hekime kusur izafe edilemeyeceği belirtilmiş ise mahkemeye sunulan belgelerde sadece yüz gerdirme operasyonu ile ilgili kabul formunun bulunduğu, karın yağ aldırma ameliyatı ile ilgili kabul kaydına rastlanmamıştır. Nitekim hükme esas alınan 03/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda; dosya ve eklerinde anlaşılacağı üzere ameliyat sonrası takiplerde, karında seroma ve göz kapaklarında açılmaya bağlı asimetriler meydana geldiğinin anlaşıldığı, her iki durum da ameliyat sonrasında görülebilecek istenmeyen durumlar olarak kabul edilse de, karın yağ aldırma ve yüz germe ameliyatları yapılması konusunda uzman olan hekimdir ve aydınlatma görevi vardır. Belirtilen nedenlerle; eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu verilen karar doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur.” şeklinde bozma kararı vererek estetik ameliyatı mağdurlarını sevindiren emsal bir karara imza attı.
Yorumlar
Kalan Karakter: