Gizem Özer / Nöbetçi Gazete
Kamuoyunu derinden etkileyen gelişmede sosyal medya fenomenlerinin elde ettikleri gelir kaynağı ve vergi ödemeleri gibi konular tartışmaları da beraberinde getirdi. Hesap şeffaflığına yönelik çağrılar sosyal medya platformlarında devam ederken konuya ilişkin Av. Türker Sarnık Nöbetçi Gazete’ye açıklamalarda bulundu.
Av. Türker Sarnık, kara para aklama sürecini anlatırken, Türk Ceza Kanunu'nun 282. Maddesi'nde tanımlanan suç tipine vurgu yaptı. Sarnık, "6 ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan elde edilen para, altın, hisse senedi, menkul mal vb. malvarlığı değerlerinin yurt dışına transfer edilmesi veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek ve meşru bir yöntemle elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak amacıyla çeşitli işlemlere tabi tutulması şeklinde tanımlanmaktadır"dedi.
Sarnık, kara para aklamaya uygulamada "Suç gelirini aklama suçu" denildiğini vurgulayarak “Örneğin, silah kaçakçılığı veya dolandırıcılık suçlarından elde edilen paranın bankacılık işlemleriyle mali sisteme sokulmaya çalışılması kara para aklama suçu olarak nitelenir. Suçun unsurlarının oluşabilmesi için, aklamaya konu malvarlığı değerlerinin “Öncül suç” işlenerek elde edilmiş olması ve öncül suçların işlenmesiyle elde edilen her türlü maddi menfaat ve değerin (para, menkul , gayrimenkul , döviz gibi) aklanmaya çalışılması gerekir” dedi.
KAÇ YILA KADAR HAPİS CEZASI VERİLİR ?
Türker Sarnık, kara para aklama suçunun cezalandırılmasına ilişkin de açıklamalarda bulunarak, kanun koyucunun net bir ceza miktarı veya süresinin belirlemediğini, alt sınır ve üst sınır olarak mahkemenin takdir yetkisi olduğunu ifade etti.
Suçun işleniş biçimine göre ceza verme konusunda mahkemenin takdirine bırakıldığının altını çizen Sarnık, TCK'nın 282. Maddesi'ne göre, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini yurt dışına çıkaran veya gayrimeşru kaynağını gizleyen kişinin 3 yıldan 7 yıla kadar hapis ve 20 bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılabileceğini söyledi.
Ayrıca, suça iştirak etmeksizin malvarlığı değeri üzerinden suça dahil olan kişilere 2 ila 5 yıl arasında hapis cezası verileceğini vurgulayan Sarnık, kamu görevlisi veya belirli meslek sahipleri tarafından işlenmesi durumunda cezanın yarı oranında artırılacağını, örgüt faaliyeti çerçevesinden işlenmesi halinde ise cezanın bir kat artacağını dile getirdi.
KARA PARA AKLAMADA FENOMENLERİN ROLÜ NEDİR ?
Sarnık, kara para aklama suçuna karışan fenomenlerin etkili bir rol oynadığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Bu suç tipine ortak olan fenomenlerin yasa dışı kaynaklardan elde edilen suç gelirlerinin, (kara paranın) önceden belirli bir komisyon oranlarında anlaşılarak geri ödenmesi taahhüdüyle bağışlanmasının ya da ticaret adı altında kullanılmasının yattığı ortaya çıktı. Gündemi takip edenler zaten bunun cevabını biliyor. Yüksek harcamalar, sözde kozmetik satışları, ev, kat, yat ticareti ve akabinde sisteme sokulan yüz milyonlarca lira ya da dövizler vardır. Bu gibi örnekler başta olmak üzere bir çok türde farklı şekilde suçtan elde edilen gelirlerin aklanmasına doğrudan veya dolaylı olarak çalışan kişilerin olduğunu biliyoruz.”
“ÇALINTI KREDİ KARTI İLE YAPILIYOR”
Kara para aklama suçuna karışan fenomenlerin, yasa dışı kaynaklardan elde edilen gelirleri yayıncılarla önceden belirlenen komisyon oranlarında anlaşarak geri ödeme taahhüdüyle bağışladığını aktaran Türker Sarnık, kara para yöntemini bir örnekle açıkladı.
Özellikle çalıntı kredi kartları aracılığıyla yayıncılara bağış yapıldığını da aktaran Sarnık,
"Örneğin, çalıntı kredi kartları aracılığıyla yayıncılara bağış yapıldığı veya reklam verildiği, daha sonra yayıncının anlaşılan komisyon tutarını mahsup etmesiyle kalan tutarın, başta kripto para olmak üzere farklı yöntemlerle ilgili dolandırıcıların hesabına iade edildiği belirlendi. Bu yöntemle, yasa dışı kaynaklardan elde edilen gelirin suçla bağlantısı kesilirken, bu gelir hem sosyal medya yayıncısı hem de dolandırıcılar tarafından meşrulaştırılıyor. Türkiye’den de hatırı sayılır meblağlar içerecek şekilde dünya genelinde yaklaşık milyarlarca ABD Doları tutarındaki suç gelirinin aklandığı düşünüldüğü yönüne araştırma ve haberler mevcut” dedi.
“KAYIT DIŞI PARALARIN FİZİKİ TAKİBİ ZOR OLUYOR”
Türker Sarnık, önlem almak adına çağımızın teknoloji çağında vergi denetim ağının aktif çalıştığını ancak sürekli yeni yöntemlerin bulunduğunu belirtti. Kayıt dışı paraların fiziki dolaşımını tespit etmenin zor olduğunu ifade eden Sarnık, “Dijital ortamları takip etmek biraz daha kolay gözükse de bu denetimi yapmak da çok kolay değil. Özellikle sosyal medyada ve e-ticaret gibi teknolojik sistemlerin kullanıldığı ticaretlerde yapılan düzenlemeler ve yapılacak düzenlemeler ile bu konuda yapılan denetimlerin artırılması gerekmektedir” diye konuştu.
SON YILLARDA YAYGINLAŞAN “MAİL ORDER” YÖNTEMİNE DİKKAT!
Mail order ile gerçekleştirilen dolandırıcılık yöntemine de dikkat çeken Av. Türker Sarnık,
kredi kartının fiziksel pos cihazının bulunmadığı durumlarda kullanılan bir ödeme yöntemi olarak öne çıktığını söyledi.
Ancak son yıllarda bu yöntemin kullanılarak yapılan dolandırıcılık işlemlerine de sıkça rastlandığını vurgulayan Sarnık, “Özellikle telefon ve IP adreslerinin genelde yabancı kişiler ve yabancı ülkelere ait olması sebebiyle çoğu zaman faillerini tespit etmek oldukça zorlaşmaktadır. Ancak hukuki denetimi zayıf olan ve teknolojik alt yapıları zayıf olan ülkelerde fazlası ile kullanılmaktadır” diyerek sözlerini noktaladı.
Yorumlar
Kalan Karakter: