Derya Uysal / Nöbetçi Gazete
800 metrekare kapalı alana sahip olan ve açılışı gerçekleştirilen Hasanağa Gıda Merkezi’nde birbirinden ayrı kuru ve ıslak üretim alanları, hammadde, ambalaj ve işlenmiş ürünlerin yer aldığı kuru depolar, soğuk hava odaları, kalite kontrol laboratuvarı ve çalışma ofisleri yer alıyor.
Nilüfer Tarımsal Kalkınma Kooperatifi (NİLKOOP) tarafından üretilen ya da tedarik edilen hammaddeler burada gıda mühendisinin gözetiminde, Nilüfer’deki Kadın Dernekleri üyeleriyle hijyenik ortamda işleniyor, ambalajlanıyor depolanıyor ve araçlarla satış noktalarına sevk ediliyor. Ürünün hammadde hazırlığı, üretimi ve paketlenmesinde dikkat edilmesi gereken gıda, hijyen ve sanitasyon kurallarına ilişkin eğitim alan Kadın Dernekleri üyeleri, kendi geleneksel gıda kültürü ve el emeklerini, oluşturulan reçeteler doğrultusunda tüketicilere sunulacak doğal ve sağlıklı gıdaya dönüştürüyorlar.
Böylelikle NİLKOOP organizasyonuyla ekolojik koşullarda üretilen buğday, meyve ve sebzeler burada işlendikten sonra Nilüfer Bostan satış noktalarında halka ulaştırılıyor.
Sağlıklı ürünler tarladan sofralara
NİLKOOP’un ekolojik koşullarda yetiştirdiği buğdaydan yapılan unla, kadın dernekleri burada erişte, tarhana, kuskus gibi üretimler yapıyor. Bütün bu üretimler gıda mühendisleri kontrolü altında ve hijyen kurallarına uygun şekilde yapılıyor. Sonuç olarak üreten de kazanıyor, kadın dernekleri de emeklerinin karşılığını alıyor ve sağlıklı gıdaya ulaşan tüketici de kazanıyor. Bir süredir deneme üretimlerinin yapıldığı Merkez’de; salça, sos, turşu, marmelat, reçel, pekmez, erişte, tarhana ve kuskus gibi ürünler üretilerek Nilüfer Bostan satış noktalarında satışa sunuldu.
Nilüfer Belediyesi, bu merkeze yakında bir ekleme daha yaparak burada Tıbbi ve Aromatik bitki işleme tesisi kurmaya hazırlanıyor.
Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem açılış konuşmasında, "Nilüfer Belediyesi olarak, tarımsal üretimi destekleme ve geliştirme konusunda ne kadar duyarlı olduğumuzu biliyorsunuz. Bugün artık herkes yaşadığımız iklim krizine bağlı olarak bir gıda kriziyle karşılaşacağımızı söylüyor. Bu tablo karşısında biz daha çok üretime sarılmak durumundayız. O nedenle toplumun bütün kesimlerini tarımsal üretimle buluşturmaya ve sağlıklı gıdayı erişilebilir kılmaya çabalıyoruz.
Belediyeye ait arazilerde çiftçilerle birlikte ekolojik tarım yaparak bu ürünleri Nilüfer Bostan aracılığıyla halka ulaştırıyoruz. Ata tohumlarımızı korumaya, geleneksel üretim biçimlerini yaşatmaya çalışıyoruz. Biliyorsunuz mahallelerde kadın derneklerinin kurulmasını teşvik ettik ve o derneklerle ortak üretimler yaparak, kadınların geleneksel yöntemlerle ürettiği tarhana, erişte, turşu, reçel gibi ürünleri tüketiciye ulaştırma konusunda da adımlar attık.
Hasanağa Gıda Merkezi işte bu çabalarımızı büyütecek bir adım oldu. Bu bina daha önce düğün salonu olarak kullanılıyordu. Biz bu binayı onarıp, yenileyerek gıda merkezine dönüştürdük. Burada ne yaptığımızı özetlemek gerekirse, sağlıklı gıdayı tarladan sofralarınıza taşıyoruz diyebilirim. Örneğin bizim ilaçsız ürettiğimiz domateslerden salça yapıyorlar. Bizim fidesini vererek üretime teşvik ettiğimiz İnegazili kadınların ve diğer çiftçilerin ürettiği çilekler, burada yine kadın dernekleri tarafından reçele dönüştürülüyor. Marmelatlar, pekmezler, turşular yapılıyor. Bütün bu üretimler gıda mühendislerimizin kontrolü altında ve hijyen kurallarına uygun şekilde yapılıyor. Üretim yapacak kadın derneklerine gıda, hijyen ve sanitasyon kurallarına ilişkin eğitim veriliyor. Ve üretilen her şey Nilüfer Bostan satış noktalarında halka ulaştırılıyor. Sonuç olarak üreten de kazanıyor, kadın dernekleri de emeklerinin karşılığını alıyor ve sağlıklı gıdaya ulaşan tüketici de kazanıyor. Hayırlı olsun diyerek hepinizi saygıyla selamlıyorum" dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: