Küresel kozmetik imparatorluğu ile tanınan Helena Rubinstein, mütavazi denilecek bir düşünceyle, değeri günümüz şartlarında milyon dolarlara ulaşan devasa bir güzellik şirketi kurdu.
Her fırsatta işini büyütmek için hırsla çalışan Rubinstein, Londra ve Paris’te güzellik salonları açtı. I. Dünya Savaşı başladığında Amerika’ya taşınan Rubinstein kremden doğan imparatorluğu ile adeta dünyaya nam saldı.
Amerika’ya ilk gittiğinde “Tüm Amerikalı kadınların burunları pembe, dudakları gri ve hepsinin yüzü bembeyaz. Burada hayatımın işini yapabilirim" dediği rivayet edilir.
İkinci eşi ‘prens’ unvanı taşıdığı iddia edilen Rubinstein’in, ‘prenses’ unvanını almak için onunla evlendiği de iddia edilir. 1953’te çocuk sağlığı için kuruluşlara fon sağlamak amacıyla vakıf kuran Rubinstein, İsrail’de yaşamasa da ömrünün son yıllarında İsrail’e önemli yatırımlar yaptığı bilinir.
Yorumlar
Kalan Karakter: