Sibel Öztopçu / Nöbetçi Gazete
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi) iş cinayetleri bilançosunun yıllık raporu endişe verici düzeyde. 2023’te toplamda en az bin 932, gün bazında ise yine en az 5 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. En fazla ölümün gerçekleştiği alan ise 389 işçi ile inşaat/yol iş kolunda yaşandı.
“ÇOK BASİT ÖNLEMLER BİLE MALİYET BAHANESİYLE ALINMIYOR”
Türkiye'de iş kazaları mevzuatının yasalarla korunduğunu, ancak kanunların sahada uygulanmadığına dikkat çeken İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası (İYİ-SEN) Başkanı Hasan Kırlangıç geçtiğimiz günlerde yaşanan üzücü bir olaydan örnek vererek “ Uzun zamandır bakımı yapılmamış ve sahada olan bir makineden dolayı Ankara'da Şanlıurfalı 3 işçi arkadaşımız hayatını kaybetmişti ve şantiye sadece 1 gün kapatıldı. Sonra işe devam edildi. Üstelik herhangi bir sorumlu da gözaltına alınmadı” ifadelerini kullandı.
“CİNAYETLERE DAVETİYE ÇIKARILIYOR”
Kırlangıç, “Şu anda mevcut inşaat işçisi sayısı 2 milyona yakın ve günde en az 2 arkadaşımızı iş cinayetlerinde kaybediyoruz. Son 6 aydır kule vinç kazaları artmış durumda. Kıyıda köşede kullanılmamış kule vinçler sahaya sürülüyor. İşçilere de hiçbir güvenliği olmayan bu kule vinçlerde çalışma dayatılıyor. Eski makinelere daha ağır yükler bindiriliyor. Böyle olunca da hazin sonların gelmesinin önüne geçilemiyor ve cinayetlere davetiye çıkarılıyor. Konteyner yangınlarında kaybettiğimiz işçi arkadaşlarımızın sayısı da gittikçe artıyor. Çoğu zaman kimsenin haberi olmuyor. yangınların nedeni ise konteynerleri yeterince ısıtmıyorlar ve işçi arkadaşlarımız kendi imkanlarıyla çözüm üretmeye çalışınca ortaya böyle korkunç olaylar çıkıyor. Ya da eski, bakımı yapılmayan konteynerlerden kaynaklanıyor” diye konuştu.
“ASIL KONUŞULMASI GEREKEN KONU BU DEĞİL”
Son zamanlarda medyada sıkça rastladıkları ‘150 bin TL maaş veriliyor ancak çalıştırılacak işçi yok’ gibi haberlerin algı operasyonu için yapıldığını düşündüklerini belirten Hasan Kırlangıç son olarak şunları söyledi:
“İşçilerinin direnişi, örgütlenmesinin önüne geçilmek isteniyor. Asıl konuşulması gereken konuyu unutuyorlar. İnşaat işçilerinin iş koşullarını, kaç işçinin her gün ya öldüğünü ya da yaralandığını konuşan yok. İşçilerin kaldıkları koğuşlar, kurtlu böcekli yemekleri, tahta kurulu yatakları, gündeme getirilmiyor ama verilen 60 bin lira maaş gündem oluyor. Bu da işçilerin aldıkları maaş karşılığında ölmelerini bile meşrulaştıran bir düşüncenin oluşmasına neden oluyor. Biz bütün bu kazaların önüne geçebilmek adına sendikalar olarak firmalara şantiyeleri ücretsiz olarak denetleyelim gibi öneriler de sunuyoruz. Onlardan istediğimiz tek şey ise işçilerimizin canını korumaları. Ama bina 6 ayda bitecek emri verildiğinde kim ölmüş kim kalmış çokta umurlarında olmuyor. Basının da işçinin yanında olması gerekiyor. Alınan maaştan çok işçilerin çalıştırıldığı koşullar konuşulmalı. Asıl konuşulması gereken konu budur.”
“CAN GÜVENLİĞİMİZ YOK”
13 yaşından beri inşaat işçisi olarak çalıştığını söyleyen 35 yaşındaki Azmi İhsanoğlu ise, “Bizi işe aldıklarına bir sürü evrak imzalatıp öyle alıyorlar. Bu sözleşmelerle de iş güvenliği biz işçilere yükleniyor. Zaten çalıştığımız koşullar çok zor. Maaşlarımızın 100 binlere dayandığını söylüyorlar. Ama kimse bilmiyor ki aldığımız o maaş cebimize 2 ayda anca geliyor ve parça parça gönderiliyor. Öyle gösterildiği gibi bir mesleğimiz yok. Çok fazla zorlukları olan bir iş yapıyoruz. En önemlisi de can güvenliğimiz yok. Her gün acaba bugün başımıza bir şey gelecek mi yüksekten düşüp ölecek miyiz diye düşünüyoruz. Biz milyonluk evler yapıyoruz ama bir evimiz bile yok” şeklinde konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: