İrem Eylül Kurt / Nöbetçi Gazete
Büro Emekçileri Sendikası (BES) Bursa Şube Başkanı Nuriye Aydemir’in açıklamaları şu şekilde;
Hak ve özgürlüklerine sahip çıkan kamu emekçileri olarak, KESK'liler olarak bugün Türkiye'nin dört bir yanında alanlarda, sokaklardayız. Sadece kendimiz için değil, göz göre göre sefalete itilen, verdikleri emekler yok sayılan 12 milyon emeklinin hakkını da savunmak için, Nitelikli ücretsiz kamu hizmeti hakkı yok sayılan tüm bu ülkenin tüm insanları için grevdeyiz. Alanlarda omuz omuzayız. Bugün burada bizimle birlikte olmasından gurur duyduğumuz dostlarımız, yol arkadaşlarımız, hepinizi KESK adına, KESK'e üye sendikalar adına sevgi ve dostlukla selamlıyoruz. Ne yazık ki ülkemizde çok uzun süredir gecenin karanlığı hâkim. Üstelik ülkeyi yönetenler attıkları her adımda üzerimize çöken karanlığı daha da zifiri hale getirmeye çalışıyor. İki gün önce yine böyle bir adım atıldı. Hükümet 6 milyonu aşkın kamu emekçisi ve emekliye, bizlere toplu sözleşme teklifini açıkladı. Buna göre hükümet bizlere altışar aylık dilimler halinde 2024 yılı için %14+ %9 maaş artışı, 2025 yılı için ise %6+ %5 maaş artışı zamanki gibi tutmayacağı bugünden belli olan enflasyon oranlarının bile altındaki teklifi ile hepimizle teklif etmiştir. Şaka gibi ama ne yazık ki gerçek. İktidar Merkez Bankasının hedeflediği, ama her açıkça alay etmiştir.
“BURADAN TÜM KAMU EMEKÇİLERİNE, EMEKLİLERE SESLENİYORUZ”
Yıllardır önümüze konulan bu tutmayan hedeflerin, suni TÜİK rakamlarına dayalı bir elin parmak sayısını geçmeyen yüzdelik artışların faturasını hepimiz maaşlarımızda her yıl daha fazla erime, daha fazla yoksullaşma, daha fazla güvencesiz hale getirilme ile ödedik. Ödemeye de devam ediyoruz. Seçimden önce “en düşük memur maaşı 22 bin TL olacak, artışlar emekli maaşlarına da yansıtılacak” sözü verdiler.
Ancak verdikleri sözü arkadan dolanma yöntemleri ile tutmadılar. İlave seyyanen ödenek adı altında hepimizin yıllardır yaşadığı kayıpları daha da artıracak yeni bir maaş-ücret rejimi getirdiler.
Bugün için ortalama 13 bin TL'lik bir tutarı emekli aylığı bağlama tutarımızdan düştüler.
Böylece emekli maaşlarımızın kısa vadede çalışırken aldığımız maaşın üçte birine uzun vade de ise beşte birine kadar düşeceği bir tuzak kurdular.
Ne yazık bizim dışımızda, KESK dışında diğer konfederasyonlar bu tuzağa dikkat çekmedi. Görmezden geldiler. Hala görmezden gelmeye devam ediyorlar.
Son bir ayda akaryakıt ve doğalgazda ÖTV artışı, hemen her şeyin KDV oranlarının artırılması, TL'nin döviz karşısında değer yitirmesi ile hızlanan zam kasırgası zincirleme bir şekilde iğneden ipliğe tüm ürünlere yansımaya devam ediyor. Bu durumda 2023 yılı için %58 olarak "güncellenen" enflasyon hedefi daha şimdiden kağıt üzerinde kalmıştır.
Temmuz'da aldığımız maaş artışları bir ay geçmeden eridi. Hepimize dayatılan bu yoksulluğa dur deme vakti gelmedi mi?
Temmuz maaş artışlarında en büyük darbe sizlere vuruldu. 12 milyon emekli gözlerinin içine baka baka aldatıldı.
Milyonlarca emekli kök aylığı 6 bin TL'nin altında kaldığı için %25'lik artıştan bile yararlanamadı, aylıkları bir kuruş bile artmadı. Üstelik emekliye verilen %25 maaş artışından 12 gün sonra çıkıp dalga geçer gibi "2023 enflasyonunu %58 olarak güncelledik" açıklaması yapıldı.
KESK’in eylemine katılan CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala ise sendikacıların mücadelesinde onlara her zaman destek verdiğinin altını çizerek şunları ifade etti:
“Kalkınmanın olmadığını çok net görüyoruz. Türkiye'de milli gelir emekçilerin yararına değil, sermayenin yararına dağıtılan bir tarz, bir yönetme biçimi tercih edilmiş durumda. Bunun yansıması olarak da şimdi memurları ve memur emeklilerini ilgilendiren bir adı toplu sözleşme süreci olan süreçle karşımıza çıktılar. Az önce de söylendiği gibi gerçekten anlaşılması çok güç bir teklif var. Kendilerinin Amerika'dan getirdiği Merkez Bankası Başkanı'nın açıkladığı enflasyonun daha altında memura emekliye zam önermek bir utanç vesikasıdır. Bunun kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Eğer bir devlet kendi ülkesinde açlık sınırının altında yoksulluk sınırının altında çalışanına ve emeklisine bir maaş veriyorsa o devletin güçlü bir devlet olduğundan söz edilemez. Sorun Türkiye'de paranın bölüşüm ilişkileriyle ilgili sorunlardır. Küresel kapitalizme teslim olmuş bir yönetim tarzı nedeniyle bugün emekçiler zor durumda. Ben KESK’in memurlara ve memur emeklilerine önerilen bu sözde zam karşısındaki tutumunu yürekten destekliyorum. Yanınızdayız,emekçilerin mücadelesi için elimizden gelen bütün dayanışmayı sergileyeceğiz.”
Yorumlar
Kalan Karakter: