İlminur Atçı / Nöbetçi Gazete
KESK Bursa, TÜİK’in enflasyon rakamlarını yanlış açıkladığını iddia ederek, "Gün geçtikçe derinleşen ekonomik krizin faturası yine emekçiye ve yoksul halka kesiliyor" sloganıyla gerçekleştirdiği açıklamayla emekçilerin yanında olmaya devam ediyor.
Açıklamaya, Büro Emekçişeri Sendikası (BES), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Bursa Tabip Odası Başkanı Kadir Binbaş katıldı.
Açıklama yapan Büro Emekçileri Sendikası Bursa Şube Başkanı Uğur Canavar şu ifadeleri kullandı:
“TÜİK yaşadığımız hayat pahalılığını en az yarı yarıya düşük göstererek maaş artışlarımızı kara delik gibi yutmaya devam ediyor. TÜİK şaşırtmadı. Bugün bir kez daha milyonların hakkını gasp etmeye yol açacak enflasyon verilerini açıkladı.
“TÜİK rakamlara takla attırarak gerçek enflasyonu gizliyor”
TÜİK Haziran ayı enflasyonunu 1,64 olarak açıklamasıyla sadece yalan söylemekle kalmamış hepimizle dalga geçmiştir. Biliyoruz ki, TÜİK rakamlara takla attırarak gerçek enflasyonu gizliyor. Biliyoruz ki, TÜİK, iktidarın talimatlarıyla, masa başı hesaplamalarla iktidarın daha baştan belirlediği rakamları açıklıyor.Biliyoruz ki, TÜİK gerçekler ortaya çıkmasın diye kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen enflasyon hesaplamasının temelini oluşturan madde fiyat listesini açıklamıyor. Biliyoruz ki, yandaş konfederasyonla yaptığı satış sözleşmeleri yetmiyormuş gibi TÜİK eliyle de alın terimize, emeğimize göz koyuyor.
Biliyoruz ki, yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı ile ilgisi olmayan sanal rakamlar özellikle maaş zammı alacağımız dönemlerde daha da aşağı çekiliyor.
İktidarın son hilesi TÜFE sepetinde azımsanmayacak bir ağırlığa sahip olan elektriğe yapılan zam oldu. İktidar elektriğe asıl etkisini kış aylarında hissedeceğimiz şekilde yüzde 38’lik zam yaptı. Yapılan zam açıklandığı Haziran ayında değil 1 Temmuz’dan itibaren yürürlüğe girecek şekilde yapıldı. Böylece yapılan zam Haziran ayı enflasyon hesaplamasında dikkate alınmadı. Bu şekilde emekliler ve kamu emekçilerinin altı aylık maaş artışında yaklaşık 1 puanını gasp ettiler.
Bununla da yetinmediler başta akaryakıt olmak üzere iğneden ipliğe yapacakları zamları TÜİK’in altı aylık enflasyon hesaplamasının sonrasına bıraktılar. Bugün ve sonrasında zam yağmuru altında kalacağımızı geçmiş Temmuz aylarından da biliyoruz.
Bu şekilde bırakalım maaşlarımıza yapılacak enflasyon oranındaki artışı alım gücü itibariyle var olanı da elimizden, cebimizden alıyorlar.
Bursa'da sendikalardan tepki! "TÜİK sahte yoksulluk gerçek" @KESK1995 #bursa #haberler #gündem #sondakika #enflasyon #ZamGeldi #merkezbankası #memur #emekli #EMEKLİMEMUR pic.twitter.com/BUdBXFaPMS
— Nöbetçi Gazete (@NobetciGazete) July 3, 2024
“Hayat pahalılığı karşında kamu emekçileri eziliyor”
İşin özü kamu emekçileri, emeklileri olarak yıllardır ne bütçeden hakkımızı ne de refahtan payımızı almadığımız gibi TÜİK eliyle her gün biraz daha yoksulluğa, sefalete terk ediliyoruz. Yaşadığımız gerçek enflasyon, hayat pahalılığı altında kamu emekçileri, emeklileri ezim ezim eziliyor. “Kamuda Verimlilik ve Tasarruf” adlı paket bu saldırıların son örneğidir.
“Güvenli bir gelecek, güvenceli bir iş istiyoruz”
Bugün sesimizi duyurmak, hakkımız olanı istemek, artık yeter insanca yaşayacak ücret istiyoruz demek için ülke genelinde yine alanlardayız. İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyoruz demek için alanlardayız. Yeni vergi yasası değil gelir vergisi birinci dilim oranının %15 ten %10’a düşürülmesini, yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini istiyoruz. Güvenli bir gelecek, güvenceli bir iş istiyoruz.
En düşük kamu emekçisi maaşının temmuz ayı itibari ile eş ve çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım ve yakacak yardımı gibi sosyal yardım kalemleri ile yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını istiyoruz.
Bu rakamın üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellenmesini, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamlarının refah payı olarak eklenmesini istiyoruz. Sözü verilen kira yardımının yapılmasını, mülakatın kaldırılmasını istiyoruz.
Servislerin kaldırılması kararından, kazanılmış haklarımıza göz dikilmesinden vazgeçilmesini istiyoruz.Kamu emekçilerinin söz ve karar sahibi olacağı demokratik bir çalışma yaşamı istiyoruz. Yandaş konfederasyonlarla yapılan ve yoksulluğumuzu derinleştiren toplu satış sözleşmesi değil, grevli özgür ve gerçek toplu sözleşme istiyoruz.
“Bu oyuna dur diyelim”
Buradan bir çağrımız da sendikalı sendikasız tüm kamu emekçilerinedir:
TÜİK verilerine göre artışlar devam ettikçe, adaletsiz gelir vergisi dilimleri sürdükçe yeni vergi yasaları, Kamuda tasarruf adı altında yeni saldırı paketleri geldikçe, TL döviz karşında değer yitirmeye devam ettikçe bugünleri de arayacak günleri yaşayacağız. Gelin artık gına gelen bu oyuna dur diyelim.
Gelin yıllardır hepimize kaybettiren yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek mücadelesinde alanlarda, işyerlerinde birleşelim. Gelin aydınlık yarınlar için bu karanlığı dağıtacak fiili ve meşru mücadeleyi yükseltelim.”
Yorumlar
Kalan Karakter: