Yasemin Acar ve Şuayb Ordu, çoğunluğu Filistinlilerden oluşan yaklaşık 150 kişi tarafından Berlin Brandenburg Havalimanı'nda karşılandı. Havaalanında açıklama yapan Ordu, amaçlarının bu kanın durmasına katkıda bulunmak olduğunu söyleyerek, "Karadan denizden bu ablukanın kalkması gerekir. İnsanlar hala bombalanarak ölüyor. Bizim tek amacımız bu savaşın durması, bu katliamın, soykırımın durması. Canlarımız da feda olsun, hayatlarımız da feda olsun, ama yeter ki bu soykırım dursun" dedi.
Kendi başına gelenlerin önemli olmadığının altını çizen Ordu, "Dünyada ne olup bittiğinden haberimiz yok. Abluka kırıldı mı onu da bilmiyoruz. Belki kırılmadı ama ilk fırsatta geri dönüp ablukayı kırmaya çalışacağım" ifadelerini kullandı. İstiklal Marşı'ndan bazı kıtaları okuyan Ordu, ayrıca İsrailli makamlar tarafından Filistin'e giriş yasağı aldığını belirtti.
"Açlığı bir silah olarak kullanıyorlar"
Acar ise, "Bütün dünyanın Madleen'deki 12 kişi, İsrail'in 10 yıldan uzun süren kuşatmasını kırmayı hedefleyen bir insani görev amacıyla yola çıktığını bilmesini isterim. Şimdi bir de soykırım var. İsrail bir kuşatma üzerine başka bir kuşatma getirdi. Açlığı bir silah olarak kullanıyorlar. Yüzlerce, binlerce çocuğu açlıktan öldürüyorlar. Bizim görevimiz de buna karşı çıkmaktı. Biz barışçıl bir görevdeydik, üzerimizde silah yoktu. İsrail bizi uluslararası sularda kaçırdı. Bizim olduğumuz yerde yargı hakları yoktu. Gazze Şeridi'nden 100 deniz mili uzakta, Filistin bölgesindeydik. Bizi alıkoydular, isteğimiz dışında İsrail'e götürerek neredeyse 4 gün boyunca hapse tıktılar. Yasadışı bir şey yaptılar. Gazze'yi işgal ederek uluslararası hukuka karşı geliyorlar" ifadelerini kullandı.
"Almanya çocukları aç bırakmayı, bombalamayı, anne ve babaları öldürmeyi tercih ediyor"
Almanya'nın İsrail ile ilişkilerini eleştiren Acar, "Uluslararası toplumun suç ortaklığını sonlandırması gerekiyor. Silah göndermeyi durdurmaları gerekiyor. Almanya, yardım yerine silah gönderiyor. Ben bir Alman vatandaşıyım. Ülkem geçtiğimiz hafta silah göndermeye devam edeceklerini söyledi. Ben ülkemin yapamadığı şeyi, hükümetimin yapması gereken şeyi yapıyorum ama Almanya çocukları aç bırakmayı tercih ediyor. Almanya çocukları bombalamayı, anne ve babaları öldürmeyi tercih ediyor. Dört aydır Gazze'de su yok. Gazze'ye bir şişe su ne de bir parça ekmek geldi. Neden biz 12 kişi, uluslararası toplumun yapamadığı şeyi yapıyoruz, neden hayatımızı riske atıyoruz? Bizim hayatlarımız Gazze'dekilerden daha değerli değil. Biz, dünyaya birlik ve beraberlik içinde olduğumuz mesajını vermek istiyoruz. Bizim oraya götürdüğümüz yardım, okyanusta bir damlaydı. Ama bu damla, 20 aydır sessiz kalan hükümetler ve onların suç ortaklıklarına ilişkin çok büyük mesajlar taşıyor" dedi.
"Çocukları aç bırakmayı seçtiklerinde biz de kalkıp buna hayır demeliyiz"
Uluslararası topluma harekete geçmesi çağrısında bulunan Acar, "Bizim hayatlarımız Gazze'deki kardeşlerimizin hayatlarından daha değerli değil. Dünya'nın buna uyanması lazım. Gazze'de yaşanan şeyler normal değil. Yirmi aydır bunları görüyoruz. Çocuklar açlıktan ölüyor. Sizin de çocuğunuz varsa, sizin de kalbiniz varsa, vicdanınız varsa, uyanın. Bunu birlikte başarabiliriz. Hükümetler bizim adımıza seçimler yapmıyor, biz onlara Madleen ile bunu gösterdik. Ne zaman evet veya hayır diyeceğimizi seçmiyorlar, bu seçimi biz yapıyoruz. Hükümetleri oldukları yerlere biz getiriyoruz, onları seçiyoruz. Onlar ise çocukları aç bırakmayı seçtiklerinde biz de kalkıp buna hayır demeliyiz. Biz bu güce sahibiz. Korku tanımamalısınız, zulme karşı durduğunuzda gelecek olan baskıdan korkmamalısınız. Yalvarıyorum, uyanın ki durmayalım" dedi.
"Netanyahu, Ben-Gvir, sizden korkmuyoruz, geri geleceğiz"
Madleen gemisindeki aktivistlerin yılmayacağını vurgulayan Acar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'e seslenerek, "Netanyahu, Ben-Gvir, sizden korkmuyoruz. Gözünüzün içine bakarak geri geleceğiz. Ablukanızı kırana kadar tekrar tekrar geleceğiz" ifadelerini kullandı.
"Seksen yıldır süregelen bir etnik temizlemeden bahsediyoruz"
Sınır dışı edilirken kendisine verilen kıyafetlere ve terliklere dikkatleri çeken Acar, "Bizi bilerek bu şekilde gönderdiler. Bize kıyafetlerimizi vermediler. On bin üzerindeki siyasi tutukluya da böyle muamele gösteriyorlar. Onları da özgür bırakmaları gerekiyor. Tutuklular arasında 400 çocuk var, yaşları 9'dan başlıyor. Bizim yaşadıklarımız, oradaki mahkumların yaşadığının yanında hiçbir şey. Oradaki erkeklerin vücutlarında böcek ısırıkları izleri vardı. Bütün vücutları izlerle kaplıydı. Filistinlileri kasıtlı olarak oraya kilitleyerek yıllardır böyle davranıyorlar. Seksen yıldır süregelen bir etnik temizlemeden bahsediyoruz" dedi.
"İnsanları öldürüyorlar ve açlık olmadığını söylüyorlar"
Acar, gözaltına alındığı süre içerisinde bir İsrailli işgalci ile yüz yüze geldiğini söyleyerek, "Bana orada açlık olmadığını söyledi. İnsanları öldürüyorlar ve açlık olmadığını söylüyorlar. Tek suçlunun Hamas olduğunu söylüyorlar. Utanç verici. Bütün dünyanın utanması lazım" dedi.
"Almanya, geçmişte Yahudilere yaptıklarını, burada da Filistinlilere yapıyor"
Almanya'nın İsrail'e silah yardımlarına değinen Acar, "Hükümetler, İsrail'e silah gönderdikleri için utanmalı. Almanya'yı suçlu buluyorum. Daha önce Holokost'a sebep oldular. Şimdi de kendilerini iyi göstermek için Filistinlileri öldürüyorlar. Bunu yurt dışındaki Filistinlilere de yapıyorlar. Geçmişte Yahudilere yaptıklarını, burada da Filistinlilere yapıyorlar. Hatalarından böyle ders çıkarılacağını düşünüyorlar, tarihinizden böyle ders alamazsınız. Gösterilerde tutuklanan insanların yüzde 30'u Yahudi iken antiseminizm nasıl büyük bir sorun olabilir? Almanya kendisinden utanmalıdır" ifadelerini kullandı.
İsrail gemiye uluslararası sularda el koymuştu
İsrail'in ablukasını kırmayı hedefleyen ve adını Gazze'nin ilk ve tek kadın balıkçısı Madleen Kulab'dan alan gemi, İsrail ordusu tarafından 9 Haziran'da gece saatlerinde uluslararası sularda durdurularak, İsrail'in Aşdod Limanı'na çekilmişti. İsrail, aralarında 2 Türk'ün de bulunduğu 12 kişilik aktivist grubunu gözaltına almıştı. İsrail, ilk olarak aralarında ünlü İsveçli çevre ve insan hakları aktivisti Greta Thunberg'in de bulunduğu 4 aktivisti sınır dışı etmiş, kalan 8 kişiyi ise hakim karşısına çıkardıktan sonra ülkelerine göndermişti.
Yorumlar
Kalan Karakter: