DUYGU AKSAKAL / NÖBETÇİ GAZETE
Marmara Belediyeler Birliği'nin kuruluşunun 50. yılı kapsamında Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte Marmara Denizi'nin nasıl korunacağı ele alındı.
Programa, MBB ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, ilçe belediye başkanları, Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Dr. Cemil Arslan, MBB Bilim Kurulu üyeleri, Büyükşehir Belediyesi genel sekreter yardımcıları, Büyükşehir Belediyesi bürokratları, kamu kurumlarının temsilcileri ve muhtarlar katıldı.
Marmara Belediyeler Birliği’nin Marmara Denizi odaklı çalışmaları hakkında bilgi veren Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Dr. Cemil Arslan, “Çok zor bir meseleyi tartışmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz fakat bizim için çok heyecanlı bir dönemin ilk toplantısını da gerçekleştiriyoruz. 1973’te başlayan ve 25 Nisan 1975’te kurulan Marmara Belediyeler Birliği’nin 50 kuruluş yıl dönümü çalışmalarının ilk toplantısını gerçekleştiriyoruz. 50. kuruluş yıl dönümümüz olduğu için de sayın Başkan bize yoğu olarak Marmara Denizi’ne yoğunlaşmamızı ve Marmara bölgesine özel çalışma yapma talimatı verdi. Dolayısıyla yıl boyu yapacağımız Marmara Denizi çalışmalarının ilkini gerçekleştiriyoruz. Bugün aynı zamanda bir yüzleşme toplantısı” ifadelerini kullandı.
MARMARA BÖLGESİ YUNANİSTAN NÜFUSUNUN 2 BUÇUK KATINI TAŞIYOR
Arslan, “Bir taraftan 50. yıl sözlü tarih çalışması yapıyoruz. Kurucu başkanımız Erol Köse’den son başkanımız Mustafa Bozbey’e kadar başkanlarımızla video kayıtları alıyoruz. Tam 50 yıl önce bu bölgedeki belediye başkanları Marmara Denizi’nin her an ölebileceğini, üzerindeki yükün hafifletilmesi gerektiğini söylemişler. O günkü makalelerde Marmara bölgesinin Yunanistan’ın nüfusunun bir buçuk katı nüfusu taşıdığı ifade ediliyor. Bugün Marmara bölgesi Yunanistan’ın nüfusunun en az 2 buçuk katını taşıyor” dedi.
Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Dr. Cemil Arslan, Turgut Cansever’in İstanbul’un sanayileşme probleminden yola çıkarak İstanbul’un bir süre sonra sanayisini ihraç etmek zorunda kalacağını dolayısıyla Tekirdağ-İzmit-Bursa aksının değerlendirilmediği sürece bu bölgenin sanayi politikasının birlikte değerlendirilmediği sürece bu bölgenin sanayi politikasının yük olacağını söylediğini aktardı.
YANLIŞLARLA YÜZLEŞEBİLMEK ÖNEMLİ
“Bu tür tarihler kurumların varlık sebebini hatırlamaları hem de saygın ve samimi şekilde nereden nereye geldikleri konusunda bir hesaplaşmaya girmeleri için çok önemlidir” diyen Arslan, “İnsan olduğumuz için sınırlı varlıklarız, her ne kadar iyi niyetli olsak, çok değerli şeyler yapsak da mutlaka eksik bırakacağımız, yanlış yapacağımız şeyler olacak. Hiç yüksünmeden bu yanlışlarla, eksikliklerle yüzleşmek çok önemlidir. Umarım bunu geliştirerek devam ederiz” ifadelerini kullandı.
Umut verici gelişmelerin olduğunu kaydeden Arslan, 2021 yılında imzalanan Marmara Denizi Eylem Planı’nın neresinde olunduğunun ve ne yapılması gerektiğinin bugün gerçekleştirilecek kapalı toplantıda tespit edileceğini belirterek “Bu iş sadece belediyelerin üzerine yüklenemeyecek kadar, aynı zamanda belediyelerin kaçamayacağı kadar önemli bir meseledir” şeklinde açıklamasını tamamladı.
"MARMARA DENİZİ'NİN GELECEĞİ HEPİMİZİN ORTAK SORUMULULUĞU"
Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ise “Bugün burada, hepimizin ortak değeri olan Marmara Denizi’nin karşı karşıya olduğu çevre yönetimine ilişkin daha önce hummalı çalışmalarla tespit edilen sorunlarımızı çözme gayretinde nerede olduğumuzu değerlendirmek üzere bir araya geldik. Bu değerlendirmenin akabinde bilimden ve iş birliğinden en üst düzeyde yararlanarak somut adımlarla hareket edeceğiz ve süreci kararlılıkla takip edeceğiz. Bu denizin geleceği, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yerel yönetimler, merkezi idare, sanayi kuruluşları, bilim dünyası ve sivil toplum kuruluşları olarak birlikte hareket etmek zorundayız” dedi.
Başkan Bozbey, MBB'nin 1975’te kurulduğunda, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, demokratik katılımın artırılması gibi önemli hedeflerle yola çıktığınmı belirterek "Bugün, bu güçlü temellerin üzerinde daha yaşanabilir bir Marmara yaratmak için kararlılıkla yol alıyoruz. Bu 50 yıl boyunca kazandığımız deneyimler, bugün bizlere sadece bir miras bırakmakla kalmadı, aynı zamanda bizi daha sağlam adımlarla geleceğe taşımak için güç verdi. Bizler de 50. yıl etkinliklerimize kuruluş motivasyonlarımızın en önemli bileşenlerinden biri olan ortak değerimiz Marmara Denizi ile start vermek istedik” şeklinde konuştu.
"UMUTSUZLUK İÇİN BİR SEBEP YOK"
Marmara Denizi'nin içinde bulunduğu duruma dikkat çeken Başkan Bozbey "Yoğun nüfus artışı, sanayileşme, kentleşme ve ekosistem üzerindeki yük, artık Marmara Denizi için taşınamaz bir boyuta ulaşmış durumda. Şunun altını çizmemiz gerekiyor: Denizimizin bu hale gelmiş olması, hepimizin bir noktada eksik kaldığını gösteriyor. Ancak umutsuzluk için bir sebep yok. Belediyelerimiz daha güçlü. Teknolojik imkanlar daha fazla. En önemlisi de kurumlar olarak birlikte çalışmayı öğrendik. Kamuoyu farkındalığı her geçen gün artıyor. Bilim insanlarımız bu konuda büyük bir özveriyle hepimize yol gösteriyor" ifadelerini kullandı.
Marmara Denizi'nin öneminden bahseden Başkan Bozbey "Sadece ekosistem açısından değil, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve kültürel yapımız için büyük bir öneme sahiptir. Marmara Denizi, coğrafi olarak iki büyük deniz arasında bir boğaz olsa da yalnızca bu tanım denizimizin değerini tam anlamıyla karşılamaz. Marmara, tarihin en eski zamanlarından bu yana hem denizcilik hem de kültür açısından önemli bir merkez olmuştur. Ancak, bugün karşı karşıya kaldığı çevresel tehditler, bu denizin korunmasını ve iyileştirilmesini acil bir mesele haline getirmiştir" diye konuştu.
"EKOLOJİK FELAKETLERİN EN DRAMATİĞİ"
Başkan Bozbey Marmara Denizi’nin Karşılaştığı Çevresel Tehditler ile ilgili de "2021 yılı, Marmara Denizi’nin karşılaştığı ekolojik felaketlerin en dramatik örneğini gösterdi: aşırı müsilaj vakası. Bir başka ifadeyle müsilaj felaketi. Bu müsilaj felaketi, artık Marmara Denizi’nin kirlilik yükünü kaldıramadığını gözler önüne serdi. Müsilaj, denizdeki oksijen seviyesinin düşmesine, balık popülasyonlarının azalmasına, özetle ekosistemin bozulmasına neden oldu. Üstelik bugün de olmaya devam ediyor. Müsilaj sadece deniz canlılarının yaşamını tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda turizm ve balıkçılık gibi sektörel faaliyetleri de doğrudan etkiliyor. Ancak bu felaket, aynı zamanda Marmara Denizi’ne duyduğumuz sorumluluğu artırmamız için de bir çağrı niteliğinde. Bilim insanlarımız müsilajın oluşmasında bazı temel unsurların etkili olduğuna işaret ediyor. Bunlar; deniz suyu sıcaklıklarının artması, denizin dikey olarak sirkülasyonunun yeteri seviyede olmaması ve denizdeki azot-fosfor yükünün çok yoğun olması. Yani kirlilik.
Bu unsurların bir araya gelmesiyle, ekosistem felaketinin boyutları devasa hale geliyor" şeklinde konuştu.
"DENİZ EKOSİSTEMİ CİDDİ ŞEKİLDE TEHDİT EDİLİYOR"
Bozbey, Marmara Denizi'ne ulaşan kirliliğin büyük kısmının karasal kaynaklı olduğuna dikkat çekerek “Kentsel atıksular, sanayi atıkları ve tarım kaynaklı kirlilik, denizin ekosistemini ciddi şekilde tehdit etmektedir. 2021 yılı verileriyle konuşacak olursak Marmara Denizi’ne her gün yaklaşık 4,7 milyon metreküplük atıksu deşarjı yapılmakta, bunun neredeyse yarısı yalnızca fiziksel arıtmadan geçirilerek denize bırakılmaktadır. Bu da denizin oksijen seviyesinin hızla düşmesine yol açıyor, deniz suyu kalitesini deniz canlıları açısından ciddi şekilde bozuyor ve sonuç olarak ekosistem dengesini sarsıyor.
Bu kirliliğin büyük kısmı kentsel atıksu deşarjlarından kaynaklanıyor. Bununla birlikte, azot ve fosfor yüklerine bakıldığında tarımsal aktiviteler, Marmara’nın besin tuzları seviyesini arttırarak aşırı biyolojik üretimi tetikliyor. Tabii burada yapılmayanlar üzerinden bir suçlu bulmak için buluşmadık. Heybemizdekileri masaya döküp neyin nasıl yapılması gerektiğini açıklıkla konuşmak ve acil bir çözüm üretmek için bir aradayız. 30 milyondan fazla insana ev sahipliği yapan bir bölgenin merkezinde olan bu denizi kaybetmek gibi bir lüksümüz yok. Burada toplanmamızın nedeni sadece sorunları ve çözümleri konuşmak değil yapıcı yol haritaları geliştirmek, suçlamak değil, sorumluluk almak, gecikmek değil, harekete geçmek" ifadelerini kullandı.
MARMARA DENİZİ EYLEM PLANI ÖNEMLİ BİR DÖNÜM NOKTASI
Marmara Denizi'ni koruma çalışmaları hakkında konuşan Başkan Bozbey "2021 aşırı müsilaj vakasının ardından dönemin MBB Başkanı, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın da Birlik için attığı adımlara teşekkür ederek söylemek isterim ki Marmara Denizi Eylem Planı önemli bir dönüm noktası olmuştur. Hepinizin bildiği gibi Marmara Denizimizde görülen aşırı müsilaj vakasında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile birlikte Marmara Denizi’ne kıyısı olan tüm belediyelerin sürece katkısıyla Marmara Belediyeler Birliği bünyesinde kurulan Bilim ve Teknik Kurul’un çalışmaları titizlikle sürmektedir. Bu plan, yerel yönetimlerden bilim insanlarına, sivil toplum kuruluşlarından özel sektöre kadar çok sayıda paydaşla yürütülen geniş bir iş birliği ve koordinasyon çabası ile hazırlanmıştır" dedi.
22 MADDENİN 19'U BAŞARIYLA TAMAMLANDI
Marmara Denizi Eylem Planında 22 madde bulunduğunu ve bugüne kadar 19 maddenin başarıyla tamamlandığını söyleyen Başkan Bozbey "Bu başarının arkasında yerel yönetimler, bilim insanları, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün bir araya gelerek ortaya koyduğu ortak çabalar yer alıyor. Ancak, hala çözülmesi gereken bazı önemli alanlar var.Geriye kalan 3 eylemde başarı kaydetmek üzere hala çalışmalar devam ediyor. Bu eylemler; kentsel atıksu arıtma tesislerinin tamamının ileri biyolojik tesislere dönüştürülmesi, tarımsal kirliliğin önüne geçmek üzere yapay sulak alanların oluşturulması, Kamu-Özel iş birliği modelinin atıksu altyapı projelerinde uygulanmasına yönelik idari hususlar. Görüldüğü gibi Marmara Denizi Eylem Planında geriye kalan süreç büyük oranda finansmanla ilgili. Dolayısıyla kısıtlı kaynaklarımızı Marmara Bölgesi’nin öncelikli havza bazlı sorunlarını çözmeye ayırmalı ve bu konuda kararlı olmalıyız" diye konuştu.
Marmara Denizi Günü ile ilgili de bilgiler veren Başkan Bozbey "2025 yılı, Marmara Denizi konusunda yoğun çalışmalarımıza sahne olacak. Nisan ayında bilim insanları, STK temsilcileri, yerel ve merkezi yönetim temsilcilerinin katıldığı geniş kapsamlı bir sempozyum düzenleyeceğiz. Buradan 4. Marmara Denizi Sempozyumu’na sizleri şimdiden davet etmek istiyorum. Birlik olarak, Marmara Denizi Günü ilan edilen 8 Haziran’da her yıl çeşitli etkinliklerin koordinasyonunu üstleniyoruz ve bu yıl da belediyeler, STK’lar, üniversiteler ve tüm vatandaşlarla denizimize sahip çıkmak adına çeşitli etkinlikler gerçekleştireceğiz. Ekim ayında “Çözüm Üreten Kentler” mottosuyla dördüncüsünü düzenleyeceğimiz Marmara Uluslararası Kent Forumu’nda da yine Marmara Denizi ile ilişkilendirdiğimiz çeşitli çalışmalar gerçekleştireceğiz. Bu yıl, denizimizin geleceğini koruma yolunda daha büyük adımlar atacağımız bir yıl olacak" şeklinde konuştu.
"HERKES MARMARA'NIN GELECEĞİ İÇİN ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI"
Marmara Denizi’nin sağlığını korumak için hepimizin el birliğiyle çalışması gerektiğini ifade eden Başkan Bozbey "Her bir belediye, her bir birey, her bir STK ve bilim insanı, Marmara’nın geleceğini inşa etmek için üzerine düşeni yapmalıdır. Marmara Belediyeler Birliği, 50 yıllık birikimiyle Marmara Denizi’nin geleceği için bir araya getirmeye ve birlikte çalışmaya devam edecektir. Tüm bunlarla birlikte, ileri biyolojik arıtma tesislerinin kurulumuna Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın normları ve düzenlemeleri çerçevesinde büyük bir hızla devam edilmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. Büyükşehirlerdeki ileri biyolojik atıksu arıtma tesislerinin gerekiyorsa kapasitelerinin artırılması, gerekirse de yenilerinin yapılması, deşarjların kontrol edilmesi ve tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilir yönetimi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, mikroplastik kirliliği ve endokrin bozucu maddeler gibi yeni nesil tehditlerle mücadele etme konusunda da ciddi adımlar atmamız gerekmektedir" dedi.
Marmara Denizi’nin iyileşmesinin yalnızca deniz ekosistemini değil aynı zamanda karasal ekosistemin sağlığını da olumlu etkileyeceğine dikkat çeken Başkan Bozbey "Bununla birlikte yerel ekonomileri, balıkçılık ve turizm gibi sektörleri de olumlu yönde etkileyecektir. Yani bu denizi korumak, sadece deniz yaşamını değil, aynı zamanda bu bölgenin ekonomik ve kültürel geleceğini de korumak anlamına gelmektedir. Bu noktada, ‘Marmara Hepimizin’ diyerek, tüm paydaşların iş birliği ile çözüme ulaşabileceğimize olan inancımızı yinelemek istiyorum" ifadelerini kullandı.
Başkan Bozbey konuşmasını şu şekilde sonlandırdı:
"Marmara Denizi, bizim yaşam kaynağımız. Bu denizin ekosistemi, sağlığı ve geleceği için sorumluluk taşımak ve bu sorumlulukların gereğini yerine getirmek hepimizin görevidir. Marmara Belediyeler Birliği olarak, ancak tüm paydaşlarımızla birlikte bu sorumluluğu omuzlayarak Marmara Denizi’ni koruyacağız. Marmara Denizi’nin korunması, sürdürülebilir kentleşme, atıksu yönetimi, ekosistem restorasyonu ve biyolojik çeşitliliğin korunması gibi konular, Marmara Belediyeler Birliği olarak her zaman önceliğimiz olmaya devam edecektir. Birlikte, bilinçli ve kararlı bir şekilde, bu denizi koruyacak ve gelecek nesillere sağlıklı bir Marmara bırakacağız. Marmara Belediyeler Birliği olarak, 50. yılımızda, Marmara Denizi için daha temiz bir gelecek kurmak adına attığımız adımları, sizlerle birlikte daha da ileriye taşıyacağız. Birlikte üretme, birbirimize güç verme ve ortak hedeflere ulaşma noktasında hep birlikte başaracağımıza olan inancımız tamdır. Bugün burada, Marmara’nın geleceği için attığımız her adımda birlikte olduğumuz için umutluyuz. Hep birlikte, Marmara hepimizin diyerek daha temiz, daha sağlıklı ve daha yaşanabilir bir Marmara yaratmak için adımlarımızı atmaya bu umutla devam edeceğiz. Destekleri ve katkıları için Sayın Valimize, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın kıymetli temsilcilerine, Değerli Belediye Başkanlarımıza ve yerel yönetim temsilcilerine, su ve kanalizasyon idarelerimizin temsilcilerine çok teşekkür ederim. Tekrar ve yüksek sesle Marmara Hepimizin diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum."
Etkinliğin devamında Marmara Denizi Eylem Planı Bilim ve Teknik Kurulu üyesi ve Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı Marmara Denizi'nin durumu ve müsilajla ilgili bilgiler vererek “Müsilaj doğal bir maddedir esasında. Çok uygun bir ortam oluşuyor. Denizin altında şeffaf tüller düşünün. Binlerce kilometreye uzanan labirentler halinde denizin altında bulunuyorlar. Marmara Denizi'nde yüzeyden otuz metre derinliğe kadar olan bölge de oluşuyorlar. Müsilajın nedenleri nedir diye sorarsanız, yüzden fazla neden sayabiliriz. Ama temel nedeni; azot fosfor dengesinin bozulmasıdır. Müsilaj yüzeye çıkıncaya kadar yok sayarız çünkü gözümüze gözükmesi lazım. Ortaya çıkacak ki yüzeyi kaplayacak ki ondan sonra var diyelim. Müsilajın büyük bir kısmı dibe çöker, denizin dibine çöker. Denizin dibindeki organizmaların üstünü battaniye gibi kaplar. Müsilajın ortaya çıkmasına neden olan yüzlerce faktör var. Deniz çevresini bozan ne varsa her şey müsilajın oluşmasında, pay sahibidir" şeklinde konuştu.
Sarı, ‘Denizde müsilaj görmek ne demek? Ana hatlarıyla müsilaj, boyutları ve sektörel etkileri’ konularında sunum yaptı.
Ardından Prof. Dr. Mehmet Çakmakçı da ‘Kentlerin atıksu yükü ile baş etmek ne demek? Atıksuyu geri kazanmak veya iyi arıtarak tekrar döngüye vermek’ konulu sunum gerçekleştirildi.
Yorumlar
Kalan Karakter: