Oyuncu Hazal Kaya da, Mola'ya destek amaçlı tepki paylaşımında bulunmuştu.
Akkuş, bu paylaşımı nedeniyle Kaya hakkında Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Soruşturmanın tamamlanmasının ardından Kaya hakkında, 'sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile alenen hakaret' suçundan 2 yıl 4 aya kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.
İddianamede Kaya'nın ifadesine de yer verildi.
"ADALETE OLAN İNANCIMI SARSTI"
İfadesinde, 18 yaşındaki genç bir kadın olan İpek Er'in intiharının herkes gibi kendisini de etkilediğini belirten Kaya, şunları söyledi:
"Kamu vicdanını yaralayan bir olaydı. Bu vahim olay sonrasında gerek adli tip raporları gerek dosya içeriğiyle bu cinsel istismar iddiası desteklendi ve buna rağmen Musa Orhan'ın serbest dolaşması herkes gibi benim de adalete olan inancımı sarstı. Oyuncu arkadaşım Ezgi'nin hakaret suçundan yargılanacağı duyurulmuştur. Ben de bu duruma isyan ederek şikayete konu olan tweeti attım. İpek'in 'Ben 18 yaşında köyde yaşıyorum.
"TECAVÜZCÜYE TECAVÜZCÜ DEMENİN..."
Musa o hayallerimi, hayatımı, umutlarımı yaktı, beni kirletip dünyamı yıktı' diye başladığı ve ayrıntılı olarak uğramış olduğu cinsel istismarı anlattığı mektubunu defalarca okudum. Buna sebep olan, devletin kendisine sağlamış olduğu mevki ve nüfusu kullanarak bir genç kızın hayata dair tüm umutlarını elinden alan ve onu ölüme sürükleyen bir insanın şeref ve haysiyete dair bu kadar hassas ve kırılgan olması ne o tweeti attığım gün ne de şimdi anlayabileceğim bir şey değil. Tecavüzcüye tecavüzcü demenin de suç olduğu bir hukuk sistemine dahil olduğumu düşünmüyorum.
Musa Orhan'a Siirt 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 'cinsel saldırı' suçundan 10 yıl hapis cezası verildiğini ve istinaf mahkemesinde de bu cezanın onandığına da ifadesinde dikkati çeken Kaya, şöyle devam etti:
Tüm bu yargı kararları, adli tip raporları, merhum bir genç kadının ardında bıraktığı intihar mektubuna rağmen masumiyet karinesine sığınarak bir de bu durumdan menfaat devşirmeye çalışılması, tepkimde haklı olduğumu gösteriyor. Kadına yönelik şiddet, cinsel istismar ve cinsel şiddetin önüne geçmek için mevcut yasaların en etkili biçimde uygulanması gerektiği gibi bu konuda kamuoyu baskısı oluşturulmasının önemini de biliyor ve bir oyuncu olarak böyle konularda her zaman sesimi duyurmaya çalışıyorum. Kadına yönelik şiddetin ve faillerin değil, faillere gerekeni söyleyenlerin ceza aldığı bir sisteme yönelik sitemimin yargılama konusu olduğunu düşünmüyorum.
Kaya'nın ifadesi iddianamede ayrıca şu şekilde yer aldı:
Musa Orhan'a yönelik ifadelerim Türk mahkemelerinin, adli tıp kurumlarının delil ve belgeler sonucu ifade ettiklerinin kaba bir özeti olarak değerlendirilebilir. TCK, hakaret suçunu bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi" ifadesiyle betimliyor. Ben bu tanıma uyduğumu düşünmüyorum. Musa Orhan'ın toplumdaki onur, şeref ve saygınlığına dair bilinenlerin ötesinde hiçbir şey söylemediğim için atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Sosyal medya hesabı da bana aittir."
"LİNÇ ETMEK, ANAYASAL DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ DEĞİLDİR"
İddianamede yer alan uzlaştırmacı raporuna göre tarafların uzlaşamadıkları da vurgulandı.
Konuyla ilgili açıklamada bulunan Musa Orhan'ın avukatı Mehmet Erkan Akkuş, "Her kime yapılırsa yapılsın tweet atarak hakaret etmek, linç etmek anayasal düşünce özgürlüğü değildir. Masumiyet karinesi ve adil yargılanma hakkı hepimize lazım olan, korunması gereken, popülizme meze edilemeyecek kutsal değerlerdir." dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: