Şeker pancarı küspesi ve su yosunlarının kullanıldığı filtre ile Nilüfer Çayı'ndaki tekstil boyar maddeler arındırılırken, projenin geliştirilerek diğer zararlı maddelerin de arındırılması hedefleniyor. 3 öğrencisi ile projeyi yürüten BTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Ünlü, "Bir tekstil firmasının çıkış suyunu aldık ve boyar maddenin yüksek oranda, hatta yüzde 100'e yakın oranda giderildiğini gördük. Atık olarak doğaya verilen bir yan ürünün, malzemenin başka bir atığı giderdiğini görüyoruz. Dolayısıyla bu ekolojik döngü içerisinde oldukça önemli bir yapı" dedi.
Uludağ'ın güney yamaçlarında 850 metre yükseklikteki 2 mağaradan çıkarak, Bursa Ovası'nı suladıktan sonra Uluabat Gölayağı'na dökülen, buradan da ovanın çevresindeki dereleri ve Çayırköy Ovası'ndan Ayvalı Dere'yi alarak Uluabat Gölü'ne ulaşan, Susurluk Çayı ile birleşerek Karacabey Boğazı'ndan Marmara Denizi'ne dökülen 103 kilometre uzunluğundaki Nilüfer Çayı, yıllardır çözüm bulunamayan kirliliği ve toplu balık ölümleri ile endişe yaratıyor. Bursa Ovası'nın tarımsal sulama ihtiyacının karşılandığı Nilüfer Çayı, Uludağ'dan berrak görünümüyle akmaya başlıyor, ilerlediği yatak boyunca sanayi tesislerinin atıklarıyla adeta asfaltı andıran simsiyah bir suya dönüşüyor. Çevre sakinlerinden İlhan Düzen (58), "Bu, 30-40 yıldan beri aşağı yukarı böyle. Benim çocukluğumda buralarda balık tutuyorduk. Oltayla geliyorduk, 3-5 balık yakalayıp yiyorduk. Ama şu an bırakın balık tutmayı bir kurbağa bile yaşamıyor. Kurbağanın yaşamadığı yerden ne beklersiniz. 5 tane ilçeden geçiyor, Bursa'dan bu yana. Burada tarım yapılıyor. Burada üretilen mahsul pazarlara gidiyor ve halkımıza sunuluyor. Bugünler, iyi günler. Ağustos ayında 500-600 metre mesafedeki köylerde kokudan oturulmuyor. O kadar ağır bir koku" diye konuştu.
TESKTİL ATIK SULARI BİYOBOZUNUR MALZEMELER İLE ARITILACAK
Çaydaki suyun tarımsal ve hayvansal sulamada da kullanılmasıyla sofralara kadar ulaşan zehir, çevrenin yanı sıra insan sağlığını da tehdit ediyor. Özellikle tekstil firmalarının Nilüfer Çayı'na dökülen ve suyun rengini değiştiren atıklarına çare arayan Bursa Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü öğrencileri Dilara Doğancı, Deren Öner ve Tuğçe Selvi'nin, Doç. Dr. Derya Ünlü'nün danışmanlığında hazırladığı proje, TÜBİTAK tarafından da destek aldı. Tekstil atık sularının, su yosunu, alg ve şekerpancarı küspesinden elde edilen biyobozunur malzemeler ile arıtılması projesi sayesinde Nilüfer Çayı'ndaki kirliliğin önüne geçilmesi hedefleniyor.
'BAŞARILI SONUÇLAR ELDE ETTİK'
Tekstil firmalarının atıklarının Nilüfer Çayı’nda yol açtığı kirliliğe ve renk değişimine yine atıkları kullanarak, organik malzeme ile çözüm ürettiklerini belirten BTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Ünlü, "Bursa için kanayan yara bu. Çünkü Bursa, tekstil sektörünün önemli bir merkezi ve tekstil sektörünün de bu boyar maddeleri giderilmesi noktasında aslında bir açık olduğunu gördük. Dolayısıyla bu boyar maddelerin giderilmesi üzerine bir çalışma geliştirmeyi planladık. Bu noktada da eğer ki boyar maddeyi gidermek istiyorsak ve biz çevreci bir yaklaşım sergilemek istiyorsak, doğal malzemelerden bir şeyler yapalım. Hem bu kirliliği giderirken çevreye de zarar vermeyelim hem de atık maddeleri değerlendirelim. Çünkü atıkların değerlendirilmesi de oldukça önemli. Bu kapsamda da şeker pancarı küspesini ve su yosunlarından elde edilen bir biyopolimer olan bir malzemeyi bir araya getirip, atık suların arıtımını, özellikle boyar maddelerin giderimi üzerine çalıştık. Ve oldukça da başarılı sonuçlar elde ettik" diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: