“Alt karın, kalça, basen, kol ve bacaklarda anormal ve ağrılı yağ birikimiyle seyreden lipödem hastalığı, kadınların yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürüyor. Erken tanı ve doğru tedaviyle ilerlemesi kontrol altına alınabiliyor” diyen Atlı, lipödem ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Op. Dr. Fahri Hayri Atlı, lipödemin, özellikle alt karın, kalça, basen, kol ve bacaklarda anormal yağ birikimiyle kendini gösterdiğini belirterek, hastalığın kronik, ilerleyici ve ağrılı bir bağ dokusu bozukluğu olduğunu söyledi.
Atlı, “Lipödem hastalığı, genellikle ergenlik döneminde başlar. Neredeyse tamamen kadınlarda görülür ve genetik geçişli bir rahatsızlıktır. Kötü beslenme ve hormonal bozukluklarla birlikte ilerleme gösterebilir” dedi.
Obezitenin lipödem riskini artırdığını ancak yalnızca kilolu bireylerde görülmediğini vurgulayan Atlı, “Lipödem, zayıf hastalarda da ortaya çıkabilir. Hastalar diyet yapsalar bile bu ağrılı yağ birikimi azalmamaktadır” diye konuştu.
Dr. Atlı, “Genellikle hastaların gövdesi, el ve ayakları bu hastalıktan etkilenmezken; üst ve alt beden arasında belirgin bir uyumsuzluk göze çarpar. Üst beden daha küçükken, alt beden daha geniş bir yapıdadır. Bacaklarda elle hissedilen yumru şeklinde topaklanmalar oluşur. Bu bölgelerde ağrı, hassasiyet ve kolay morarma sıkça görülür” dedi.
Op. Dr. Fahri Hayri Atlı, lipödemin tanı sürecinde hastanın öyküsü (anamnez) ve klinik muayenenin önemli rol oynadığını belirtti.
Atlı, “Tedavide, hastanın yeme alışkanlıklarının düzenlenmesi ve egzersiz programına dahil edilmesi büyük önem taşır. Bunun yanında, bacaklarda biriken yağ dokusunu parçalamaya yönelik ESWT (şok dalga tedavisi), pnömatik kompresyon cihazı ve lenfatik manuel masaj gibi yöntemler, lipödem tedavisinde etkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış ve öncelikli kullanılan tedavi yöntemleridir” açıklamasında bulundu.
Yorumlar
Kalan Karakter: