Sibel Öztopçu / Nöbetçi Gazete
Son zamanlarda şehirlerarası yolcu otobüslerinin karıştığı kazalarda ciddi bir artış söz konusu. Yağışlar nedeniyle kayganlaşan yollarda araçların dikkatsizce kullanılması ölümlü kazaların yaşanmasına zemin hazırlamakta. Uykusuz ve yorgun araç kullanan bazı şoförlere ek olarak olumsuz yol ve hava şartları da göz önüne alındığında kazalara adeta davetiye çıkarılıyor.
“SİSTEMSEL BİR SORUN VAR”
Aralık ayından bu yana otobüs kazalarında ciddi bir artışın söz konusu olduğunun altını çizen Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Salih Onur Orhon, “Kaygan yollarda kurallara uygun araç kullanmayan sürücüler, araç hızının ayarlanmaması ve personelin çalışma sürelerine uymaması nedeniyle bireysel hatalar sonucu bu kazalar doğuyor” dedi. Orhon, tek başına şoförü suçlamanın da doğru bir yöntem olmadığına dikkat çektiği konuşmasında, “Onlar da çok zor koşullarda çalışma saatlerinin çok üzerinde çalışıyorlar. Yeterli dinlenme olmuyor. Şoför zaten bagajda yatıyor. Burada asıl sistemsel bir sorun var. Bu nedir derseniz, öncelikle bir kere bazı otoyollarda hız sınırları arttırıldı. Bir otobüsün normalde gidebileceği hız, fabrika çıkışında yüz kilometreye ayarlanıyor. Altındaki lastik de yüz yirmi kilometrelik hıza göre üretiliyor. Bu otobüse yağışlı ve kaygan zeminde yüz yirmi kilometre üzerinde hız yaptırdığınız zaman aracın kaymama gibi bir şansı yok. Çok rahatlıkla kontrolden çıkabiliyor. Onun için öncelikle denetim çok önemli” diye konuştu.
“UÇAKLARDAKİ SİSTEMİ OTOBÜSLERDE DE UYGULAMAK GEREKİYOR"
Orhon, yaşanan kazaların tek bir nedeninin olmadığını ancak birçok sorumlusunun da bulunduğunu vurgulayarak, “Biliyorsunuz otobüs kazalarında yolcular çok mağdur oluyor. Evet şoför de hayatını kaybediyor ama yolcular da hayatını kaybediyor. Genelde emniyet kemeri kullanmayan yolcular bu işten mağdur oluyor. Otobüslerde de emniyet kemeri kullanılması tüm koltuklarda zorunlu olmasına rağmen sadece otogar çıkışlarında bazen kontrol ediliyor. Bazen de edilmiyor. Firmalar gereken özeni göstermiyor. Yolda hiçbir denetim olmadığı için de yolcular gayet rahat bu işin bilinci dışında. Genelde hayatını kaybeden ya da ağır yaralanan yolcular emniyet kemeri takmayanlar oluyor. Bir kere denetim ekiplerince bu konunun üzerinde çok ciddi bir şekilde durulması lazım. Yani burada işin çoğunluğu firmalara düşüyor. Çünkü firmaların gerekli uyarıyı yapmaları lazım. Seyahat boyunca titizlikle muavinlerin, yardımcı personelin sürekli yolcuları uyarması lazım. Örneğin uçaklarda kemer takılmadığı zaman hareket etmiyor. Personel, koltuğunuzu öne alın vesaire gibi tek tek uyarılarda bulunuyor. Bu sistemin otobüslerde de uygulanması lazım” şeklinde konuştu.
“CİHAZLARLA OYNANIYOR”
Orhon, “Araçlarda takograf denen sürücünün çalışma saatlerini, hız sınırlarını kontrol eden birtakım sistemler var. Ama bu sistemlerin üzerinde de oynamalar yapılabiliyor. O zaman da bir sürü şart birleşiyor ve kazalar oluyor. Bunlar çeşitli kişilerce kullanım dışı bırakılıyor. Şoför ne kadar gaza basarsa bassın aracın gitmemesi gerekirken bu cihazlarla oynanıyor ve araç yüz kilometrenin üzerinde seyretmeye başlayabiliyor. Bu da hızla ilgili çok önemli bir unsur. Bu bağlamda yolculuk esnasında şoförün uyması gereken kurallar var. Öncelikle bu tarz ihmale yol açan oynamaların yapılmaması, daha sonra hatalı sollama yapılmaması, şerit ihlalinde bulunulmaması gibi konulardan şoför direkt olarak sorumludur” ifadelerini kullandı.
“ETKİN DENETİM ŞART”
“Her sene kar yağıyor, buzlanma oluyor. Hadi bir olur iki olur neyse de üçüncüsü olduğu zaman artık bu direkt ihmale giriyor” diyen Orhon son olarak şunları söyledi:
“Etkin bir denetim yapılması lazım. Denetimlerin göstermelik olmaması lazım. Sadece otogar çıkışında emniyet kemeri kontrol edilmemeli. Yol boyunca hatırlatma ve uyarı yapılmalıdır. Ayrıca araç muayenesi göz önünde bulundurulmuyor. Bu muayeneler TÜVTÜRK tarafından yapılıyor. Ancak bunlara da bakılmıyor. Dolayısıyla mevzuatta birtakım değişiklikler yapılması gerekiyor. Bakanlığın etkin denetimi yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Kış lastiği konusu da var. Bakanlığın yayınladığı tebliğ ile trafik kanunu arasında bir uyumsuzluk var. Birinde teknik olarak M+S logo da olan lastikler, kış lastiği sayılıyor. Halbuki kanundaki mevzuatta lastiğin M+S üç köşeli dağ içinde kar tanesi logosu taşıması gerekiyor. Bunda da fiyat farkından dolayı tercih edilmiyor. Lastiğin gerçek olup olmadığına da dikkat edilmeli. Yeterli önlemler alınmadığı sürece daha kötü senaryolarla karşı karşıya kalacağız o yüzden bir an önce harekete geçmemiz lazım.”
Yorumlar
Kalan Karakter: