TÜSEDAD'dan yapılan açıklamada, tarım sektörünün, yalnızca birincil üretimle sınırlı olmayan, ekonominin tüm katmanlarını besleyen temel bir alan olduğu belirtildi.
Süt üretimi başta olmak üzere hayvancılık sektörünün; gıda sanayi, yem sanayi, veterinerlik hizmetleri, ilaç ve aşı üretimi, makine ve ekipman imalatı, lojistik ve soğuk zincir taşımacılığı, perakende, dış ticaret, enerji ve finans gibi birçok alt sektörle doğrudan bağlantılı olduğu aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Ayrıca süt üreten çiftçi, yalnızca hayvan yetiştiricisi değil, aynı zamanda bitkisel üretimin de doğrudan aktörüdür. Yem bitkileri üretimiyle, tarlasıyla, silajıyla, gübre yönetimiyle döngüsel bir sistem içinde hem toprağını işler hem hayvanını besler. Bu sistem, çevresel sürdürülebilirliği ve ekonomik verimliliği birlikte sağlar. Bu bütünsel yapı dikkate alındığında, süt üretiminin sekteye uğraması yalnızca çiftçiyi değil; gıda güvenliğini, sanayi kapasitesini, istihdamı, tüketici erişimini ve kırsal refahı doğrudan etkiler."
Sıcak çiğ süt tavsiye fiyatının 3 ayda bir güncellenerek USK tarafından yayınlanması gerektiği belirtilen açıklamada, temmuz ayına girmiş olmasın rağmen 1 Temmuz'dan geçerli olacak tavsiye fiyatının halen açıklanmadığı bildirildi.
"Bu çerçevede 1 Temmuz 2025 itibarıyla, yüzde 3,6 yağ ve 3,2 protein içeren sıcak çiğ süt için Ulusal Süt Konseyi tarafından tavsiye edilecek fiyatın en az 21 TL/litre + soğutma ve hizmet bedeli olarak belirlenmesini talep ediyoruz." ifadesi kullanılan açıklamada, bu fiyatın, tercihe bağlı bir artış değil, artan yem, enerji, işçilik ve bakım maliyetleri karşısında üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak adına ekonomik bir zorunluluk olduğu vurgulandı.
Üretici üretmezse, gıda sanayinin işleyemeyeceği, lojistik sektörünün taşıyacak ürün bulamayacağı, perakende zincirlerinin raflarını dolduramayacağı, tüketicinin sağlıklı ve yerli gıdaya erişemeyeceği, ithalat zorunluluğunun artacağı ve ekonomik dengenin bozulacağı aktarılan açıklama şöyle devam etti:
"Önerdiğimiz 21 liralık fiyat, üreticinin ayakta kalması, sanayicinin hammaddeye erişimi, tüketicinin yerli ve güvenli süt ürünlerine ulaşımı için bir denge fiyatıdır. Bu fiyat, ne bir refah vaadi ne de kısa vadeli kazanç hedefidir. Ancak, uzun süredir zarar eden üreticinin umut ve motivasyonunu koruyabilecek, ülkemizin gıda zincirinin en kritik halkasını güçlendirebilecek bir adımdır. Bu adım, aynı zamanda devletimizin, sanayimizin ve tüketicimizin, bu ülkenin üreten çiftçisinin arkasında olduğunu gösterme fırsatıdır. Bizler üretmeye devam etmek istiyoruz. Üretmek, yalnızca çiftçinin değil; toplumun, sanayinin ve devletin ortak sorumluluğudur."
Yorumlar
Kalan Karakter: