Milli Eğitim Bakanlığı 14 Ekim 2023 tarihinde yönergede yaptığı bir değişiklik ile okul öncesi eğitim kurumlarında 'katkı payı' adı altında ücret alınabilmesinin önünü açtı.
Halbuki daha bir kaç ay önce 12 Mayıs 2023 tarihinde aynı yönergenin 67. maddesinde aynen şu ifade yer alıyordu;
"MADDE 67- Okul öncesi eğitim hizmeti resmî okul öncesi eğitim kurumlarında ücretsizdir."
Ve bu madde aşağıdaki şekilde değiştirildi;
Okul öncesi eğitim hizmeti resmî okul öncesi eğitim kurumlarında ücretsizdir.
Ancak okul öncesi eğitim kurumlarında çocukların okulda geçirdikleri süredeki temel ihtiyaçlarını, öz bakım süreçlerini ve eğitim programının uygulanmasını desteklemek amacıyla katkı payı alınır.
Alınacak bu katkı payı, katkı payı tespit komisyonunca nisan ayında tespit edilir.
Maddenin devamında kurulacak olan komisyon ve katkı payının belirlenmesi ile ilgili detaylar yer alıyor.
Bu yıl için bir sorun gözükmese de önümüzdeki yıldan itibaren velilerden ücret alınması mümkün hale geldi gibi gözüküyor.
Anayasa ve yasalar açık olmasına rağmen bu şekilde bir girişim zaten ekonomik olarak zorda olan aileleri daha büyük sıkıntılara sokacaktır.
Bugüne kadar 'kayıt ücreti ya da bağış' adı altında ve her seferinde yetkililer tarafından inkar edilen ücretler artık açık bir biçimde alınabilecek.
Henüz uygulama olmadığı için hangi okul ya da bölgelerde ne kadar katkı payı alınacağı,öğrenciye göre farklılık gösterip göstermeyeceği bilinmese de bu durumun sosyal devlet ilkesine ters düştüğü ortada.
Yıllar içerisinde adım adım devlet okullarında yaşanan sorunlar nedeniyle öğrenciler zaten özel eğitim kurumlarına yönlendirildi ve ne yazık ki bu düzenleme ile daha eğitim hayatının başlangıcında öğrencilerden ücret alınmasının yolu açıldı.
Eğer ciddi bir itiraz olmazsa önümüzdeki yıllarda bu uygulamanın ilk ve orta öğretimi içine alacak şekilde genişleyeceğini ön görebiliriz.
Eğitime kaynak ayırmak konusunda ne yazık ki hep sorun yaşıyoruz. Maddede belirtilen öz bakım,eğitimin uygulanması ve temel ihtiyaçlar dışında zaten çok fazla bir gider yok.
Sosyal devlet bunları karşılamak durumundadır.
Toplum olarak beklenti verilen sözler gereği ücretsiz yemek iken gelinen bu nokta üzüntü verici.
Bu uygulamanın tepki göreceği ortada.
Ekonomik zorluklar bir gerekçe olabilir ancak unutulmamalıdır ki bu zorluklar eğitimde yapılacak fedakarlıklarla ya da verilecek tavizlerle aşılamaz.
Aksine daha da derinleştirir.
Yetkililerin bu külfeti ailelerin sırtına yüklemesi yerine ödediğimiz vergilerden daha fazla kaynak ayrılması için çaba vermesi en büyük beklentidir.
Bu beklentinin olup olmayacağını zaman gösterecek.
Sivil toplum,meslek örgütlerinin ve eğitimin tüm paydaşlarının bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceğine inanıyorum.
Eğitimde sorunlardan daha fazla başarıların konuşulduğu bir gündem dileğiyle iyi haftalar dilerim.