Yazımızın başlığını atarken 20 Temmuz 1974 yılında başlayan Kıbrıs Barış Harekatı'nın parolası geldi aklıma birden.
“Ayşe tatile çıksın!”
Adadaki Türklerin uğradığı baskıyı, zulmü ortadan kaldırmak, özgürlük, barış ve refaha kavuşturmak amacıyla düzenlenmişti bu harekat.
Şimdi diyeceksiniz:
“Bu harekatla tekerlekli sandalye ne alaka!” diye.
Buyurun...
***
Anımsayacaksınız Kurban Bayramından önce “Yüksek İhtisas’ta tekerlekli sandalye skandalı! Zulüm mü, işkence mi, çile mi?” başlıklı bir yazı kaleme almıştık.
Bizim bildiğimiz aylar, personelin anlattığına göre de yıllardır bu tekerlekli sandalyeler hastanede zincire vurulmuş vaziyette bekletiliyordu.
Taki biz konuyu gündeme taşıyana dek...
Bu arada hastanenin acil servisine gelen hastaların bir tekerlekli sandalye bulabilmek için çektikleri eziyetleri, yaşadıkları çilelerden bahsetmiştik.
Yazımızın ardından hastane yönetimi hiç vakit kaybetmeden zincire vurulmuş sandalyelerin kilidini açtı ve acil serviste hastaların hizmetine sundu.
Personel görevlendirdi ve ihtiyacı olan hastalara kimlik karşılığında vermeye başladı.
Geç kalınmış bir uygulama da olsa teşekkür ettik tabii...
***
Ve...
Bayramda telefonum “Acı acı!” çalmaya başladı...
“Hayırdır inşallah!” diyerek açtım.
“Lale Hanım Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne ait tekerlekli sandalye metro istasyonunda.”
Önce şaka falan sandım!
“E, bunca aydır tekerlekli sandalyelerin özgürlüğü engellenirse, baskıya maruz kalırlarsa olacağı bu işte! Hazır da bayram... Tatil onların da hakkı!” diye espri yaptım.
Telefondaki ses:
“Lale Hanım şaka falan yapmıyoruz inanın! Size hemen fotoğrafını gönderiyoruz...” dediler.
Aaa...
Hakikaten doğru!
Sandalye firar etmiş sanki!!!
Yüksek İhtisas Hastanesi'ne ait gıcır gıcır tekerlekli sandalye metro istasyonunun girişinde duruyor.
Hastane yetkililerine haber vermelerini rica ettik...
Konudan haberdarlar mı bilemiyoruz...
Değillerse, buradan duyuralım o zaman kendilerine!
***
Güler misin ağlar mısın!
O sandalye hastaneden aşırılırken “Bir dakika durun bakalım! Tekerlekli sandalyeyi hastaneden dışarıya çıkaramazsınız” diyen kimse olmadı mı?
Kimse görmedi mi?
Bu nasıl bir yönetimdir böyle!
Yok yok!
Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinin şu makus talihi değişmeyecek gibi...
Hastane başhekiminden bir takım müdür ve yardımcılarına kadar hepsi “seçilmiş” insanlardan mı atandı bu kuruma acaba?
Başhekimi, müdürü ve yardımcıları hepsi ayrı ayrı tellerden çalarsa...
“Benim abim senin abini döver!” şeklinde güç savaşları başlarsa...
Bu tür olayların yaşanması da son derece doğal maalesef...
Koşun sandalyenin peşine haydi!
***
Şimdi...
Hani bir deyimimiz var ya bizim!
“Hırsızın hiç mi suçu yok!” diye.
Elbette var!
Bir öneri de vatandaşa!
Tekerlekli sandalyeyi boş mu, yoksa hastanızı taşımak için mi götürdünüz metro istasyonuna bilemiyoruz ancak yaptığınız hiç doğru bir şey değil.
Bir gün yine gittiğiniz o hastanede hastanız için aradığınız tekerlekli sandalyeyi bulamadığınızda hiç feryat figan edip bağırıp durmayın.
Böyle yapmakla, o götürdüğünüz sandalyeye hastanede ihtiyacı olan bir hastanın hakkını girdiniz.
Devletin, yani bizim olan malzemeleri, araçları kullanırken bir değil, bin kere düşünmemiz gerekiyor!
Bu böyle biline...
Yorumlar 13
Kalan Karakter: