Biliyorsunuz geçtiğimiz hafta bazı tarikat, yandaş sendika, cemaat, dernek ve vakıfların referanslarıyla sağlık alanındaki üst yönetimlere atananlardan bahsetmiştik...
Sosyal medya paylaşımlarını aktarmıştık...
Bazı idarecilerin daha da yukarılara “tırmanmak” için birilerini devreye koyarak yoğun bir mesai harcadıklarını ifade ettik...
Yıllarca “Can ciğer kuzu sarması” olduklarından söz etmiştik...
Yazımın her yayınlandığında adeta hop oturup hop kalkıyorlarmış...
Hatta bendeniz için de, “Bu kadın gazeteci bizimle çok uğraşıyor. Yazılarını yayından kaldırmak için yargıya başvuracağız. Ona haddini bildireceğiz!” teraneleriyle sağda solda güç gösterip, şov yapıp duruyorlarmış...
Peh peh peh!
***
Yazdıklarımız yalansa buyurun yargıya gidin...
Ki değil...
Her şey belgeli...
Sizler devletin memuru, yöneticisi pozisyonunda olan çalışanlarsınız sadece...
Yapacağınız iş çok net ve açık!
Vatana, devlete, millete liyakatlı bir şekilde hizmet etmek...
Ötesi yok!
Eğer ki birilerinin sırtına çıkıp o makamlara geldiyseniz mabadınızın altındaki o koltuğun hakkını da layıkıyla vereceksiniz nokta!
Öyle sosyal medyanızdan “Şeyh Sait adam gibi adamdır” diye yazmak, övmek en ön sıralarda Özgür-Der’in eylemlerine katılmak...
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kurumlarının üst makamlarında görev almış memura, hele ki yöneticiye yakışmadı, yakışmıyor.
“Yasal mıdır değil midir?”in kararını da birileri çıkıp açıklar, açıklamalı da...
Söz konusu bu atamanın doğru bir atama olmadığını düşünenlerdenim.
Kim atadıysa şapkayı önüne koyup bir düşünmeli bence...
Defalarca yazdık, çizdik ve her fırsatta da yazmaya devam edeceğiz...
Evet evet...
İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Başkanı Dt. Lütfi Çiftçi ve sağlık hizmetlerinin üst düzey makamlarına oturan, oturtulan bazı idareci ve yönetici, müdürlerden söz ediyoruz.
Sahi Lütfi Bey siz her gün Yalova’dan mı gelip gidiyorsunuz ilimize?
Yorucu olmuyor mu sizce?
Neyse...
***
Hal böyle iken...
Tüm bu yaptıklarınıza rağmen...
Yargı bendenizi yargılayacaksa buyursun boynumuz kıldan incedir.
Ne diyeyim ki başka!
Yazılarımın kaldırılması için yargıya başvuracaklarmış...
Niye ki?
Ve...
Artık nasıl bir had bildireceklerse...
Bekliyorum!
Bu arada gazetemizin telefonunu arayarak, “Lale Hanım orada mı?” şeklinde sorular yöneltip, “Neden Lale Hanımı soruyorsunuz” denilince de...
“Sağlık çalışanları olarak çiçek göndereceğiz kendisine” teranelerini de yemiyoruz haberiniz ola!
Atılan her adım, konuşulan her söz ulaşıyor bize...
Son zamanlarda “Dikkat edin Lale Hanım. Bunlar çok tehlikeli insanlar, her şeyi yaparlar...” şeklinde uyarılar, yorumlar geliyor...
Mevlana’nın sözü geldi birden aklıma:
“Ey can! Önce farenin şerrini defet, sonra buğdayları biriktirmeye çalış”
Buyurun...
Yorumlar 7
Kalan Karakter: