Biliyorsunuz, yaklaşık 15 gün önce “Bursa’da o iki hastane için derhal tahliye kararı!” başlıklı bir yazı paylaşmıştık...
2023 yılında Sağlık Bakanlığı, “... hastane binaları için yürürlükteki deprem mevzuatı performans ve hemen kullanım kriterlerini sağlamadığı, Müdürlüğünüzce belgelendirildiğinden, can ve mal güvenliğinin tehlikeye sokulmaması adına binaların ivedi bir şekilde boşaltılması...” ifadelerinin yer aldığı yazıyı Bursa İl Sağlık Müdürlüğüne göndermişti...
Tam bir buçuk yıl boyunca konu ile ilgili her hangi bir girişimde bulunulmadı...
Acaba sümen altı mı yapıldı?!!
Şimdii...
“Durup dururken sümen altından nasıl çıktı, nasıl gündeme geldi?” mevzusunu hemen aktaralım size...
Buyurun...
***
Ülkemizde yaşanan yangın olaylarından sonra Dörtçelik Çocuk Hastanesi yönetimi, yangın yönetmeliğindeki eksikliklerini tamamlamak için Sağlık Bakanlığından para istemiş...
Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı yetkilileri, hastanenin yıkım kararı olduğunu, bu nedenden dolayı ödenek gönderilmeyeceğini ve binanın tahliye edilmesi gerektiğini bir yazı ile bildirmişler...
İşte iki hastanenin yıkım kararının olduğu bu yazışmalarla anlaşılmış...
Yazıda o kadar çok dikkat çeken ifadeler var ki...
Tek tek bloklar incelenmiş ve yapının büyük bloklarının beton basınç dayanımının oldukça düşük olduğu tespit edilmiş...
Tüm blokların deprem performans hedeflerini sağlamadığı ve göçme performansı düzeyinde olduğu belirtilmiş...
Neyse...
***
Yazı ortaya çıkınca...
İl Sağlık Müdürlüğü hemen harekete geçti ve yer arayışlarına başlandı...
Dörtçelik Çocuk Hastanesinin Yüksek İhtisas Hastanesinin Nilüfer ek binasına taşınması için düğmeye basıldı...
Binaya gidildi incelemeler, planlamalar yapıldı falan derken...
Sağlık Bakanlığı Yatırım Hizmetleri Genel Müdürlüğünden İl Sağlık Müdürlüğüne yeni bir yazı daha geldi...
Yazıda, söz konusu hastanelerin zemin etüdü ile binaların deprem analizinin yapılması istenmiş...
Yetkililerden aldığımız bilgiye göre bu işlemlerin hazırlanması, gönderilmesi, onayın gelmesi en az 2 ay sürermiş...
Şimdi hadi hep birlikte dua edelim:
“Allahım! Analiz raporları gelene kadar Bursamızı deprem felaketiyle karşılaştırma... Amin!” diye...
“Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” Allah aşkına!
Hadi şimdi sağlık kulislerinde konuyla ilgili yapılan konuşmaları duyuralım...
***
Öncelikle şunu paylaşayım hemen...
Nilüfer ek binada görev yapan personel çok direnç gösterdi, mail ve telefonların ardı arkası kesilmedi...
“Huzurumuz kaçtı! Hepimizin bir düzeni var... Evimiz, çocuğumuzun okulu bu bölgede...” diye...
Elbette haklılar amma...
Allah göstermesin bir deprem felaketinde kayıp canların hesabını kim verecek, vebalini kim üstlenecek?
O nedenle bu konuya mümkün olduğunca temkinli yaklaşıyoruz...
Ve Sağlık Bakanlığının gönderdiği son yazıyı da yürekten kınıyorum!
Karot testinde zaten binaların çürük olduğu aşikar...
Yıkım kararı da verilmişken...
Neden böyle bir tasarruf kullanılmış anlamakta zorlanıyor insan...
İster istemez akıllara “Bu işte bir iş mi var?” sorusunu getirmekte...
Birileri mi kurcalıyor?
Birilerinin huzuru mu kaçtı?
Amaç “Nasıl olsa Acemler’deki hastane bitecek, oraya taşırız.... Biraz daha sıkalım dişimizi... Masrafa gerek yok...” ise...
Böyle düşünenleri Allah'a havale ediyorum!
Nokta.
***
Bu arada...
“Ha bugün ha yarın sözleşmeye imza çakanların isimleri dün itibariyle düşmeye başlayabilir” dedik ammaaa...
Yazımızı yazdığımız saatlerde “Tık!” yoktu...
Onlarca personel meraklı bir bekleyiş içinde...
Anlaşılan o ki MHP ile AK Parti İl Yönetiminde kriz aşılamamış gibi görünmekte...
Bazı siyasi ve üst düzey bürokratlar “Uzatma kararı!” verilebilir derken...
Bazıları da imza atanların isimlerinin ÇKYS’ye düşeceğini ve 15 Temmuz’dan sonra yeni görevlerinin başında olacaklarını belirttiler...
Bunalıma yol açtığı iddia edilen bu durum bazı kamu hastanelerinde kargaşaya neden olmakta...
Kısacası sağlık atamaları “türbülansın” içine girmiş durumda...
Bekleyip göreceğiz hep birlikte...
Yorumlar 5
Kalan Karakter: