Kan donduran vahşet, 4 Aralık günü sabaha karşı Erenler Mahallesi'ndeki bir binada meydana geldi. Sibel Kayman (25) ile erkek arkadaşı Mikail K. arasında tartışma çıktı. Çıkan tartışmada genç kadın, erkek arkadaşının ruhsatsız tabancasından çıkan kurşunla hayatını kaybetti. Olayın ardından gözaltına alınan Mikail K. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sibel'in cenazesi ise o daha 52 günlükken cinayete kurban giden babasının yanına defnedildi.
MİKAİL K., SUÇLAMALARI REDDETTİ
Zanlı çıkarıldığı mahkemede verdiği ifadesinde, suçlamaları kabul etmeyerek, "Barlar sokağına gitmem sebebiyle tartışmaya başladık. Bana, 'Bırakmadın bu işleri' dedi. Ben de bırakmayacağım gibisinden sözler söyledim. Alkollüydüm. Arka tarafa geçerek küfürler etmeye başladı. Bana ait ruhsatsız silahı eline aldı. Bunu fark ettim ancak aldırış etmedim. Elinde tabanca olduğu halde yanıma geldi. Bu sırada sandalyede oturuyordum. Tabancanın sürgü takımını çekince ayağa kalktım. ‘Ne yapıyorsun?' diyerek silahı almak için Sibel’e doğru yöneldim. Bu sırada tabanca ateş aldı. Ben, sağ el bilek iç kısmından yaralandım, kendisi yere düştü" dedi.
"MERDİVENLERDEN İNERKEN 'GÜM' DİYE BİR SES GELDİ"
Mikail K. eve geldikten sonra da ikilinin kavga ettiğini ifade eden S.Y., şu ifadeleri kullandı:
"Sibel, 'Neden üstün başın kanlı eve geldi?' dedi. Daha sonra, 'Kızlarla görüşmeye mi gittin?' diye sordu. Sonrasında biraz duruldular. Mikail ona sarıldı, öptü ve konuyu kapattılar. Bende üzerimi değiştirmek için yukarıya çıktım. Üzerimi değiştirdim ve Sibel Mikail'e, 'Bu evden git Mikail' diye bağırdı. Bunu iki kez söyledi. Sonradan kapı kilitlendi. Bizim kapı kapanmıyordu, bu yüzden kilitliyorduk. Sesler biraz daha yükseldi. Aşağıya indim. O ara merdivenlerden inerken 'Güm' diye bir ses geldi. Mikail, 1 dakikalık süreç içinde kapıyı açtı.
Sibel yarası gözükmeyecek bir şekilde yerde yatıyordu. Mikail de kapıyı açtıktan sonra onun başına dikilip kolundaki yarayı bana gösterdi. 'Sibel beni vurdu' dedi. Sibel konuşmadan yerde yattığı için hafif kolunu kaldırdım, ne olduğunu anlamaya çalıştım. Kan gördüm ve 'Sibel vurulmuş' dedim. Telefonum yukarıdaydı. Koşarak onu almaya gittim. Ben 'Sibel vurulmuş' deyince zaten kapı açtı, etraftan yardım istemeye başladı. Telefonumu aldım ambulansı aradım hat düştü tekrardan aradım. Sonra Mikail telefonu benden aldı, 'Kız arkadaşım ölüyor. Ne olur yardım edin' dedi. Sokağa koştu, yardım istedi. 10 dakikalık bir arada ambulans geldi. Sibel'i sırt üstü çevirdiler göğsündeki yarayı gördüler, evde müdahale ettiklerinde Sibel hala yaşıyordu. Ambulansa bindirdiler bende hatta yardım ettim. Tekrar yukarıya çıktım evden kıyafet aldım, çantayı aldım ve aşağıya indim. Sibel’i ambulansa koydular. Ben yukarıya çıktığımda Mikail 'Ben öldürdüm siz yaşatın' şekilde bağırmış, o konuşmalarda ben aşağıda yoktum" dedi.
"KENDİNİ VURAN BİR İNSAN KOLTUĞA SİLAHI FIRLATAMAZ"
İçeriye girdiğinde tabancayı koltuğun üzerinde gördüğünü kaydeden S.Y., "Sibel kapının önünde yatıyordu. Koltukla mesafesi hemen hemen 10-15 metreydi. Kendini vuran bir insan koltuğa silahı fırlatamaz. Sibel kendini öldürebilecek bir insan değildi, öldürme amaçlı başkasına zarar verebilecek bir insan da değildi" şeklinde konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: