Biliyorsunuz sağlık çalışanları bir ülkenin ikinci ordusudur.
Savaşta cephe gerisinde, doğal afetlerde, salgınlarda hep en önde çalışırlar...
Ve tam 9 gündür depremin o yıkıcı, öldürücü felaketinin ardından depremzedelerin yaralarını sarmak, tedavilerini sağlamak için...
Binlerce gönüllü doktor, sağlık personeli deprem bölgesine gitmek için akın etti, çırpındılar adeta...
Ve gittiler, oradalar...
Salgın olur, deprem olur onlar her felaketin tam orta yerinde, gece gündüz demeden can siperhane vaziyette görev yaparlar...
Ama...
Hala ve hala çalışma koşulları çok kötü durumda...
Millet olarak içimiz yanıyor, yüreğimiz sızlıyor, yastayız!
Enkazın altında kalan on binlerce canımızı yitirdik!
70’in üzerinde hekimimiz, yüzlerce sağlık çalışanımız enkazın altında can verdi...
Niye?
Nedeni belli elbette...
Yazılıp çizildi defalarca...
Kelimeler kifayetsiz kalıyor anlatmaya ...
***
Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Tufan Kumaş, planlama ve organizasyon yetersizliğinin devam ettiğini ve hekimlerin çalışma koşullarının iyileştirilmediğini dile getiriyor...
Büyük bir istek ve özveri ile deprem bölgesine koşan hekimlerin özellikle tuvalet ve barınma ihtiyaçlarının da karşılanmadığına değinen başkan Dr. Kumaş, “Hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın çalışma ortamlarının düzeltilmesi gerekiyor. Zor şartlar altında hizmet sunmaya çalışıyorlar. Hepsi gönüllü gidiyor, gönüllü gitmek isteyenler sırada. ‘Giderlerse gitsinler!’ dedikleri hekimler deprem bölgesine gittiler...” diye konuştu...
***
Peki ya sağlık personeli...
Hemşireler, sağlık teknisyenleri, laborantlar, ebeler, sağlık memurları...
Sosyal medyadan ve bazı televizyon kanallarından izledik onların yaptıkları fedakarlıkları...
Gözlerimiz doldu, boğazımız düğümlendi...
Belki de hiç birimizin yapamayacağı, düşünemeyeceği eylemleri gerçekleştirdiler...
Deprem anında canlarını hiçe sayarak çocukların, hastaların yanına koşmaları...
***
Pandemide de aynı görüntüleri yaşamadık mı?
Hatırlayalım!
Salgının ilk zamanlarında Covid-19’a yakalanan annesini, babasını, yakınını hastanelere bırakıp kaçanlar olmadı mı?
Kim bu hastalara sahip çıktı?
Kim gece gündüz yanlarından ayrılmadı?
Kim yemeğini yedirdi, tedavisini gerçekleştirdi, bakımlarını yaptı?
Tabii ki hekimler, hemşireler, sağlık memurları, sağlık teknisyenleri...
Şimdi de gönüllü olarak deprem bölgesindeler...
Severek, isteyerek canla başla derman olmaya çalışıyorlar depremzedelerin yaralarına...
Sağlıkçıların hakkı inanın ki ödenmez...
Ve bu hakkı; emek, özlük ve mali açıdan her ne olursa olsun sunulmalı onlara...
Emekli hemşireler bile deprem bölgesine gitmek için sabırsızlandı, hareketlendi...
Bazıları da sosyal medyada “Emekli hemşireyim. İhtiyacı olan sağlık personeli arkadaşlarımın çocuklarına işlerini yoluna koyana kadar bakabilirim...” şeklinde paylaşımlarda bulunuyorlar...
Ne diyeyim!
İyi ki varsınız vazgeçilmezlerim!
Yorumlar 5
Kalan Karakter: