Evet evet aynen öyle...
Her an çalacak bir telefonla ya da yazılı ve sözlü bir talimatla göreve çağrılmayı bekliyorlar...
Sağlık Bakanlığı tarafından ülke genelinde bazı hekim ve sağlık personelinin isim listeleri hazırlanmış...
Nereye ve niye mi?
Mısır’a.
İsrail’in insanlığı katlettiği Gazze’deki Türkiye- Filistin Dostluk Hastanesinde tedavi gören kanser hastaları başta olmak üzere acil tedaviye ihtiyacı olan bine yakın hasta ve yaralının Refah Sınır Kapısından Mısır’a getirilmesi çalışmaları sürüyor...
İşte o acılı insanların tedavilerinin yapılması ve tıbbi sarf malzemelerinin götürülmesi için Türk hekimleri ve sağlık personeli Sağlık Bakanlığından haber bekliyor...
Gemilerimiz ve sahra hastanelerimiz tamam.
Edinilen bilgiye göre 20’ye yakın sahra hastanemiz sağlık personeliyle birlikte yaralılara hizmet verecek...
Sıra Filistinli kardeşlerimizin tedavilerinin yapılması ve yaralarının sarılması zamanı...
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Mısırlı mevkidaşı Ghaffar ile sürekli irtibat halinde...
Durumu acil olan hastaların ambulans uçaklar ve gemi hastanesi ile ülkemize transfer edilmesi de planlanıyor...
***
Dün birkaç hekim ve sağlık personeliyle telefonla görüşerek önce hal hatır yapıp daha sonra da “Neler yapıyorsunuz?” sorusunu yönelttiğimde...
“Bekliyoruz?” cevabını verdiler...
Aklıma bir çok konu geldi ama hiç sezdirmeden, “Neyi?” dedim...
“Gitmeyi!”
Hayda!
Aklıma malum gidişler geldi birden...
Biraz daha kurcalayınca durumun çok ama çok farklı olduğunu anladım...
Hekimler ve Sağlık personelinin Gazze’de katil İsrail’in kurşunlarıyla, bombalarıyla yaraladığı Filistinlilerin acılarını paylaşmak, yaralarını sarmak için sabırsızlandıklarını öğrendim...
Konuştuğum hekimler ve sağlık çalışanları “Telefonlarımızı elimizden bırakmıyoruz. Her an bakanlıktan arayabilirler. Hazırlıklarımızı da yaptık. Her an göreve çağrılmaya hazırız! Bakanlığımızın ‘Çantanızı alın gelin’ demesini bekliyoruz...” dediler.
***
Yazımızın başlığına “bazı” kelimesini eklemedik çünkü kimlerin gideceğini Sağlık Bakanlığı yetkililerinin dışında kimse bilmiyor.
Ama gönüllü hekim ve sağlık çalışan sayısının çok fazla olduğunu tahmin ediyoruz...
Bu kadar fedakar, özverili ve konu insan sağlığı olunca canından vazgeçen hekim ve sağlık çalışanlarımıza yaptığımız “zulümler” geldi birden aklıma...
Pandemi sürecinde ve yaşadığımız deprem felaketinin ardından nasıl ve hangi koşullarda çalıştıklarını bilmeyenimiz yoktur herhalde...
Hiç biri her ne olursa olsun hakarete uğramayı, darp edilmeyi, öldürülmeyi hak etmiyor.
Sağlıkçılarımızı gözümüzden bile sakınmamız gerekiyor...
Amma!
Yorumlar 5
Kalan Karakter: