Malumunuz ilimizdeki bazı merkez ve ilçe devlet hastanelerinde hizmet alımı ve sunumunda yaşanan eksiklikleri ve sorunları gündeme taşıyoruz...
Amaç; ilgilileri harekete geçirmek kamu, hasta ve personel yararına atılması gereken adımlara ön ayak olmak...
Başarıyoruz da!
Bireysel olarak sağlık alanında hiçbir kimse ile husumetimiz yok, olamaz da!
Peki o halde...
Fena mı oldu?
Mudanya Devlet Hastanesi'nin acil servisinde belli saatten sonra röntgen hizmetinin verilmediğini paylaşmak...
Fena mı oldu?
İlker Çelikcan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesinin acil servisinde saat 17.00’den sonra sadece enjeksiyon dışında röntgen ve laboratuvar hizmetinin verilmediğini duyurmak...
Fena mı oldu...
İnegöl Devlet Hastanesinde “Onlardan olmayan!” personele yapılan “Zulmü!” yazmak...
Fena mı oldu...
Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinde torpille atanan bazı idareci ve yöneticilerin keyfi uygulamalarını gündeme taşıyıp tansiyonlarını yükseltmek...
Hani Orhan Gencebay’ın muhteşem yorumladığı ve dillerde pelesenk olmuş bir şarkısı var ya!
“Düzen bozuksa ben mi yarattım...” diye...
Ha işte!
Aynen öyle!
***
Her gün binlerce personelin hizmet verdiği ve binlerce hastanın hizmet aldığı kamu sağlık kurumlarında elbette ki aksaklıklar olur ve olacaktır da...
Bunun bilincindeyiz ve bazı olumsuzlukları da görmemezlikten geliyoruz zaten...
Amma!
Bir çok kamu hastanemizin acil servislerinde çalışan personel yoğunluk nedeniyle koşturmaktan ayaklarına “kara sular” inerken, hastalar “Sıra bana ne zaman gelecek?” diye inim inim inlerken...
Söz konusu hastanelerin sırf “keyfi!” olarak acil servislerini belli saatten sonra hizmete açmaması... Kimse kusura bakmasın kabul edilebilir bir durum değildir...
Yalansa yalan deyin!
Ve daha neler neler...
Neyse...
***
Şimdi dönelim yazımızın başlığına...
İlker Çelikcan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi'nin acil servisinde saat 17.00’den sonra röntgen ve laboratuvar hizmetlerinin verilmediğini ve gelen hastaların çoğunu Çekirge Devlet Hastanesi'ne yönlendirildiğini gündeme taşımıştık...
Taşıdık ama tabiri caizse “Koptu kıyamet!
Niye?
“Konuyu yazdık” diye mi?
Niye?
“Birilerinin keyfini kaçırdık” diye mi?
Niye?
“Birilerinin tekerine çomak soktuk” diye mi?
Niye???
Hastane personeli hem başhekimden hem de koordinatör Albay hemşireden çok ama çok yılmış durumda...
Yazımızın altına gelen yorumlardan da bunları okuyabilirsiniz...
Telefon açarak dert yanan personel hariç...
Hey!
Buralar sizin özel hastaneleriniz değil!
Öyle istediğiniz gibi hareket edemezsiniz devletimin kurumlarında...
Bir de hastane personeline “Hastane yönetimi ile ilgili güzel yorumlar yapın!” deyip temizlik personelinden hemşiresine ayar vermeye çalışıyorlarmış...
Ne kadar acizmişsiniz öyle, yazık, hiç yakışmıyor size?
Sağda solda söyledikleriniz de şimdi saklı bizde...
Zamanı geldiğinde açarız kara kaplı defteri önünüze...
Bundan şüpheniz hiç olmasın...
***
Eveet...
Hadi birkaç yoruma göz atalım hep birlikte...
Amma son yorumdaki uslubü dikkatli okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
“Lale Hanım elinize emeğinize sağlık... Çok şükür! İlker Çelikcan haber oldu sayenizde... inşallah düzene girer. Sabahtan beri eski asker, yeni koordinatör çalışanları ‘İyi yorum yazın, kötü yorumlara beğenmeye tıklayın’ diye örgütlemeye çalışıyor. Rezillik diz boyu... Sabah başhekim her yeri gezip gülücüklerle hatır sordu. Kaleminizin gücü! Başhekim istediğini rahat ettirip yan gelip yatırdı, istemediğinin yüzüne bakmadı...”
***
“Başhekimden, başhekim yardımcısına, koordinatör hemşiresinden,sekreterine, röntgende çalışanlardan temizlik personelinden kadar ne alıp veremediğiniz var bu insanlardan anlamadım. Nasıl bir çekememezliktir bu!Unutma ki geçimini bu hastaneden sağlıyorsun. Bu kadar nankör olma... İlker Çelikcan çalışanları gayet mutlu ve huzurlu. Senin gibiler 3 -5 kişiyi geçmez. Eminim ki o kötü yorum yaptığın insanların sana bile bir iyiliği dokunmuştur. Nankörsüüüün! İyi ki böyle güzel bir hastanede çalışıyorum....”
***
“Yıllardır böyle güzel ve rahat çalışsak biz de mutlu oluruz...”
***
“Devlet nasıl zarara uğratılır eşittir İlker Çelikcan Hastanesi. Bakınız acil ünitesinde yatarak nöbet tutanlar normal acil parası mı alıyor? Araştırılsın! Nöbetçi şoför yatarak para alır. Hiçbir iş yok. Yatan hasta rahatsızlansa hastaneye 112 çağrılıyor. Hele en komiği sivil savunmacı güvenlikten sorumlu yapılmış Suriye’de görevde olan sorumludan izin alınıyor. Ona sormadan hiçbir iş yapılmıyor. Bir yılda iki kere yurt dışı görevi. İyi iş gelsin dolarlar... Oysa ki çalıştığı kurumda tek kişi olan yurt dışına zor gider. Ama işte! Koordinatör albayım, hastaneyi yönetiyorsunuz, başhekime ne derseniz o oluyor, yani kısacası bu hastanede hala askerlerin sözü geçiyor. Dağıtın hastanelere bütün askerleri. İl Sağlık Müdürüm! Kurtarın Bursa sağlığını halk dua etsin size...”
***
“Disiplin anlamını kavramadan ve yaşam tarzı haline getirmeden hiçbir sorun çözülmez. Asker olduğumuz için disiplini sadece hizaya gelme/getirme ve itaat sandığımızı zanneden kısır görüş sahiplerine bir tanem vereyim. Belki lazım olur. Disiplin, kişinin üstüne bir sorumluluğu yerine getirmeye, hiçbir zorlama olmaksızın gönüllü olma halidir”
“Bir tanem” de nedir yahu bi tanesi?
Bu yorum “Anubis” rumuzuyla yazılmış.
Antik Mısır Mitolojisine göre ölüm ve cenaze tanrısı anlamına geliyor.
Sözün bittiği yerdeyim yorum sizin...
Buyurun...
Yorumlar 13
Kalan Karakter: