Zafer Partisi son günlere net olarak ekonomi üzerinden muhalefete odaklandı. Genel Başkan Ümit Özdağ’ın Bursa’da yaptığı basın toplantısında da doğal olarak en çok öne çıkan başlık ekonomiydi.
“Artık buna ekonomik kriz demek haksızlık, ekonomik buhranla karşı karşıyayız. Kriz birkaç ay sürer ama yedi yıldan bu yana Türk halkı fakirleşiyor. Küçük bir grup zenginliğine zenginlik katıyor, bu zenginliği yurtdışına transfer ediyor” diyerek aslında Türkiye’nin durumunu özetledi.
Gerçekten de toplumun büyük çoğunluğu her geçen gün daha fazla daralırken, zenginlikten pay alan küçük bir azınlığın varlığı giderek görünür hale geliyor.
Gündem ekonomi olunca kaçınılmaz konulardan biri de birkaç gün önce gündeme gelen muhteşem fikir “Cumhur Reyonları” oldu. Zamanında çadırlarda tanzim satış yapanların bu muhteşem fikrine Özdağ, “Sanki süper marketin diğer reyonlarını Trump yönetiyor da Cumhur Reyonunu Erdoğan yönetiyor. Ekonomik buhrana Cumhur Reyonu çözümü, AK Parti ekonomi politiğinin iflasının tekrar ilanından başka bir şey değildir” diyerek durumu özetledi.
Bir ülkenin ekonomisi, market reyonlarıyla düzelir mi? Hiç sanmıyorum.
Tabii soru cevap kısmında bu politikayı eleştirmek için geç kalındığı konusundaki görüşleri de sorum Özdağ’a. Çünkü bazı iş kollarındaki sektörel kaynaklardan kısmi pozitif sonuçlar gelmeye başladı.
“Biz bu konuda çalışmaya Aralık 2024’te başladık ama tutukluluk sürecim nedeniyle tanıtımını ancak yapabildik. Ayrıca bazı iş kollarındaki kısmi iyileşme ülkedeki ekonomi sorununun bittiği anlamına gelmiyor” dedi.
Şöyle düşününce Aralık 2024’ten bu yana ekonomi cephesinde sert bir muhalefet olsaydı sanki bir şeylerde değişiklik yaşanırdı.
Toplantıya dönecek olursak;
Özdağ, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in politikalarını da hedef aldı.
“Şimşek’in sadece enflasyonu düşürmeye odaklı, başka hiçbir makro ekonomik hedefi olmayan politikası Türk halkını fakirleştirirken bütün yükü dar gelirlinin sırtına yüklemekte. Fakirlik açlıkla mücadele seviyesine inmişken küçük bir rantiye grubu zenginleşmeye devam ediyor”
Bu sözler, aslında sokaktaki vatandaşın da her gün hissettiği gerçekleri özetliyor.
Pazar filesi boşaldıkça, faturalar ağırlaştıkça, “enflasyon düştü” söylemlerinin bir anlamı kalıyor mu? Bene kalmıyor.
Bir de “israf ekonomisi” vurgusu oldu Özdağ’ın.
“Türkiye, Bülent Arınç tarafından da görevdeyken itiraf edilen israf ekonomisi modelinden vazgeçmeden, Türk halkını açlığa sürükleyen bu krizden çıkamaz” diyen Özdağ ekledi, “Sonbahardan itibaren Türkiye’nin değişik illerinde ekonomi programımızı sektör sektör açıklamaya başlayacağız. Biz sadece eleştirmeyeceğiz, ne yapacağımızı da söyleyeceğiz” dedi.
Zafer Partisi, konuyu yalnıza eleştirmekle kalmadan, çözüm için de adım atacak gibi.
Ama hatırlatmakta da fayda görüyorum. Birileri de 19 farklı alanda çözüm önerileri hazırlayıp kamuoyunun önüne çıkmıştı. Ama bugün gelinen noktada tatlı su muhalefetinden öteye adım atamadı.
Bilmem anlatabildim mi?
Yorumlar
Kalan Karakter: