Ülkemizin içinden geçtiği süreçle birlikte alım gücü önceki yıllara göre oldukça düştü ve düşmeye de devam edecek gibi görünüyor. Bu durumun yansıması olarak da vatandaş ister istemez borçlanıyor.
Son verilere göre borcunu ödeyemeyen ve icralık olan vatandaşların sayısı artıyor. İcra dairelerindeki dosya sayısı, son bir yılda 1 milyon 466 bin adet artarak 24 milyonu aştı.
Hal böyle olunca eşler arasında, borçların ödenmesi ve birbirlerinin borçlarından sorumlu olup olmayacakları da çatışma konusu haline gelir oldu.
4271 Sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre eşler aralarında bir seçimlik mal rejimi sözleşmesi yapmamışlarsa, aralarında yasa gereği edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır. Bu rejime göre eşler, evlilik süresince alınan tüm mallara ortaktır.
Eşlerin evlilik süresince almış oldukları mallar, edinilmiş mal olarak adlandırılır. TMK madde 219’da edinilmiş mallar gösterilmiştir:
1. Çalışmasının karşılığı olan edinimler
2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler
3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar
4. Kişisel mallarının gelirleri
5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler.
Kişisel mallar ise TMK 220. maddesinde:
1. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya
2. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri
3. Manevî tazminat alacakları
4. Kişisel mallar yerine geçen değerler şeklinde gösterilmiştir.
Örneğin, babanızdan size miras yoluyla kalan bir dükkan sizin kişisel malınız sayılacak ve boşanma halinde eşiniz bu dükkan üzerinde hak talep edemeyecektir. Ancak bu dükkandan elde edilen kira geliri edinilmiş mal sayılacaktır. Yani elde ettiğiniz kira gelirinin yarısı eşinize ait olacaktır.
Bir başka örnek vermek gerekirse; eşinizin geçirdiği iş kazası sebebiyle elde ettiği maddi tazminatın yarısında hak talep edebilirken, eşinize edilen bir hakaret sebebiyle açılan manevi tazminat davasında, eşinizin elde ettiği manevi tazminat üzerinde hak talep edemeyeceksiniz.
BORÇLARDAN DOLAYI SORUMLULUK
Kanun eşler arasında her ne kadar edinilmiş mallara katılıma rejimi uygulanacağını belirtse de bu rejim boşanma veya ölüm halinde uygulanacaktır. Evliliğin devam ettiği süreçte mal ayrılığı rejimi uygulanmaktadır. Kısacası evlilik devam ettiği müddetçe eşlerin finansal ilişkilerinde ‘’benim malım, benim borcum’’ mantığı uygulanacaktır.
Belirttiğim üzere evlilik süresince mal ayrılığı rejimi uygulanmaktadır. Bu sebeple, evlilik içerisinde eşlerden her biri kendi malları üstünde istediği tasarrufta bulunabilir. Kiraya verebilir, satabilir hatta bağışlayabilir.
Bu durum borçlar için de geçerlidir. Yani bir eşin borcundan diğer eş sorumlu değildir. Borçlu eşin, borcundan dolayı diğer eşin maaşına, üzerine kayıtlı gayrimenkullere ve araçlara haciz konamaz. Aynı durum kamu borçları açısından da geçerlidir. Yani eşinizin vergi ve sgk prim borçları da sizin sorumluluğunuzda değildir. Eşin borçlardan sorumluluğu noktasında özel sektör veya kamu gibi ayrımlara gidilmemiştir.
Haftaya aynı günde, Nöbetçi Gazete’de,
Yine özel bir konuyla görüşmek üzere…