Dünkü yazımda BUSİAD’ın Bursa 2050 Çevre Düzeni Planı’na ilişkin yayınladığı ara rapora dair bir girizgah yapmıştık.
Raporun bugün değineceğimiz kısmı bize “Bu gençlik nereye gidiyor?” sorusunun yanıtını verecek.
Cevabı sizi bekletmeden hemen vereyim:
Gençlik ekmek bulduğu yere gidiyor.
***
1990’lı yıllardan sonra sanayi alanında önemli bir gelişim gösterip nüfus anlamında ciddi değişiklikler yaşayan Bursa plansızlıklar içinde savruluyor.
Şehrimizdeki mevcut OSB’lerin yalnızca 3’ü 1990 yılından önce kurulmuş.
17 karma ve ihtisas organize sanayi bölgesi ve 3 ıslah sanayi bölgesinden 8’i 90’ların ardından nüfus patlaması yaşayan Nilüfer ilçesi sınırları içinde yer alıyor.
Pek çok ilçemizde de sanayi bölgesi bulunmuyor.
Sanayileşme ile ilgili veriler böyle, gelelim nüfusa...
Sanayileşmenin her geçen gün arttığı Nilüfer’de dikkat çeken bir oranla karşılaşıyoruz.
1990’dan 2023 yılına kadar geçen sürede 478 bin 135 kişi daha Nilüfer’de yaşamaya başlamış. Ülkemizde 36 ilin nüfusu bu sayının altında yer alıyor.
Nilüfer’in bu nüfus artışındaki en yakın rakibi ise Osmangazi ilçesi. 33 yılda fark 374 bin 371’e çıkmış. Oransal olarak yüzde 73 bir artışla karşılaşıyoruz.
Büyükorhan, Harmancık ve Keles nüfusları ise bu yıllarda neredeyse yarı yarıya düşmüş.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 2022 yılında yapılan İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması’na göre Nilüfer ve Osmangazi 1. kademe gelişmiş ilçeler arasında yer alırken Orhaneli, Harmancık ve Keles 4, Büyükorhan 5. kademede gösteriliyor.
Büyükorhan ülkedeki 922 ilçe arasında 815. sırada bulunuyor.
Potansiyeli bu kadar yüksek olan bir şehirde bu rakamlar insanın gerçekten canını sıkıyor.
Sanayileşme ve nüfus ne kadar iç içe değil mi?
BUSİAD’ın raporunda bu verilerin ardından iş insanlarının özellikle dağ ilçelerine destek çıkmak için istekli olduğuna vurgu yapılmış.
***
Bursa ilçelerindeki nüfus kaybı tehlikeli bir hal alıyor.
Eskiden “Gençler köyleri terk ediyor” denirdi öyle değil mi?
Gençler artık köylerini değil ilçelerini terk ediyor.
Çünkü mevcut şartlar altında merkezleşememiş ve sanayileşmesi düşük olan ilçelerde gençlere ne sosyal, ne kültürel ne de ekonomik olarak verebileceğimiz hiçbir şey yok.
Birileri var dese de yok.
İlle de yok.
***
BUSİAD mevcut sorunları tespit etmenin yanında yapılması gerekenlere dair de önerileri raporda sunmuş.
Bursa Vizyonu “Sanayi, Tarım ve Turizmle Gelişen Bursa” çalışmasında yer alan görüşlerin yerinde ve önemli olduğuna bir kez daha vurgulanıp önerilerin Bursa'daki sosyo-ekonomik dengesizliği giderebileceği belirtilmiş.
Bu önerilerin özetinde tarımsal üretimin desteklenip teknoloji destekli bir üretim gerçekleştirmesi, kooperatifçiliğin desteklenmesi, ürünlerin işlenip değerlendirilmesine yönelik üretici ve girişimcilerin yönlendirilmesi gibi maddeler yer alıyor.
Kaplıcaların ‘Yeşil Bursa’ gözetilerek komu-özel sektör işbirliği ile geliştirilmesine dair madde bence oldukça dikkat çekici ve geliştirilmeye çok uygun.
Tüm ilçeler birlikte düşünülüp orantılı şekilde kurgulanmalı, sanayi, tarım ve turizm potansiyeli yeniden ortaya çıkarılmalı.
***
Evet bütün bu planlamalar yapılıp hayata geçirilmeli.
Yeşil Bursa’yı geri kazanıp her bölgesini yaşanır hale getirmeliyiz.
Ancak unutulmamalı ki yıllardır yol haritası olmadan, hormonlu bir şekilde büyüyen Bursa, kendi coğrafyasındaki İznik ve Uluabat gölleri ve Nilüfer Çayı’nın dışında Marmara Denizi’nin de failleri arasında.
Çevreci planlarımızı hayata geçirip artık daha geniş bir coğrafyadaki problemlere eğilmemiz gerekiyor.
İklim krizi tehlikesi artık kapıda değil, aramızda.
Barajlarımızda su bulmakta güçlük çekiyoruz.
Sanayileşelim, kentleşelim ama tüm bunları gerçekleştirirken kaybetmek üzere olduğumuz doğamıza da sahip çıkalım.