Durdu durdu, kışın en sert döneminde vurdu!
Hem de;
En şiddetli, en yıkıcı gücüyle.
O kadar geniş bir coğrafi alan ki…
10 ilde ağır kayıplara sebep oldu.
Türkiye, ağlıyor!
Türkiye, uykusuz!
Türkiye, her zaman olduğu gibi yine tek yürek ve tek ses.
*
Fakat;
Acılarımızı saramıyoruz.
Dinmiyor acılarımız.
Nasıl dinsin ki!
Hala, onca canımız var enkaz altında, kurtarılmayı bekliyor.
Ölü ve yaralı sayısına girmiyorum hiç.
Rakam sürekli değişiyor, güncelleniyor.
İmdat çığlıkları yükseliyordu.
Ama şimdi…
Sessizlik var!
Geçen her saat ve dakika artık aleyhte işliyor, umutlar tükeniyor.
Acaba;
Yine de bir müjde gelir mi?
Mucize gerçekleşir mi?
*
Zor zamanlarda bunu hep yapıyor ve başarıyoruz.
Birlik, beraberlik, dayanışma, fedakarlık.
Yine öyle kenetlendik ki, gönüllülük esasıyla koştuk deprem bölgelerine.
Bu bir insanlık, yurttaşlık görevi aslında.
Devlet de seferber etti imkanlarını.
Yine de, ulaşılamayan bölgeler oldu.
Bunlardan biri de Hatay.
Hatay, yıkımın en fazla olduğu illerden.
Zayiat da öyle!
Ne sağlam bir ev kaldı, ne de yıkılan evlerin altında canlı.
Nasıl kalsın?
"Hiç yardım gelmedi!" deniliyor.
Televizyon izlerken “Nerde devlet!” diye haykıranları gördüm.
Çöken evler, öyle pek yüksek katlı değildi.
Zamanında ulaşılsaydı, belki kurtarılan canlar olacaktı.
Havaalanındaki pist ve yollardaki derin çatlakların ulaşımı zorlaştırdığı söylense de söz konusu can olunca…
*
Peki;
Türkiye’de depremle ilgili önümüzde çok acı örnekler var.
Yaşanmışlardan ders çıkardık mı?
Asrın bu son felaketinde nasıl bir sınav verdik?
Üzerimize düşen görevi layıkıyla yapabildik mi?
Milletçe, devletçe!..
Yağmacılar ve fırsatçılara ne demeli?
İnsanların çaresiz olduğu dönemlerde yine kirli yüzleriyle çıktıkları ortaya.
Yüreklerimizi dağlayan, derin acıya boğan bu afette…
Ne yazık ki;
Hepimiz enkaz altında kaldık!
*
Gölcük, Düzce, Erzincan, Van ve İzmir depremleri daha dün gibi hafızalarda.
Bazıları;
Bugünkü tabloyu değerlendirirken devletin müdahale refleksi ve organizasyon konusunda yıllar öncesinin çok daha gerisinde olduğunu söylüyor.
Tüm bunlar elbette tartışılacak, tartışılmalı da.
Fakat;
Şimdi birlik olma vakti.
Elbirliğiyle yara sarma, zaman tükeniyor olsa da can kurtarma vakti!
BURSA FARKINI GÖSTERDİ
Birinci derece deprem bölgesi iller arasında Bursa’nın da yer aldığını hepimiz biliyoruz.
Bursa asrın son felaketinde farkını ortaya koydu.
Gerek bölgedeki kurtarma ve gerekse kentte başlatılan yardım seferberliğinde öncü illerin başında geldi Bursa.
Tırlar dolusu eşya gitti deprem bölgelerine.
Belediyelerin bu kampanyaya gösterdikleri hassasiyet yüzünden hakkını teslim etmek gerek.
Bu konuda Akademik Odalar da çok iyi bir sınav verdi.
Öyle kusursuz bir organizasyon yaptılar ki…
BAOB (Bursa Akademik Odalar Birliği) yerleşkesinde kriz masası kuruldu.
Ve gelen yardımları, AFAD aracılığıyla hızlıca deprem bölgelerindeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırdılar.
*
Öte yandan;
Bursa Büyükşehir başta olmak üzere, Osmangazi, Nilüfer, Yıldırım, Kestel, İnegöl gibi bir çok belediyenin özel eğitimli arama kurtarma timleri de felaketin ardından hemen deprem bölgelerine dağıldı.
Enkaz altında hayat arayan Bursalı kurtarma ekiplerinin, beton yığınlarının arasından canlı kurtarırken ekranlara yansıyan görüntülerine tanık olmak gurur vericiydi.
Umutlar artık azalsa da, Bursa’dan giden ekiplerimiz hala enkazdan canlı çıkartabilmek için uyumadan, dinlenmeden çaba sarf ediyor.
CANBOLAT VE AKTAŞ’A ÖZEL GÖREV
Nöbetçi Gazete’nin haber merkezindeki editör arkadaşlarımız gerçi haberi anında duyurmuştu.
Bursa Valisi Yakup Canbolat ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, İçişleri Bakanlığı tarafından koordinasyon görevi için Gaziantep’e gönderildi.
Biliyorsunuz;
Depremin vurduğu iller arasında geliyor Gaziantep.
Canbolat ve Aktaş, arama kurtarma çalışmalarını AFAD Merkezi’nden birlikte koordine etti.
Aktaş ayrıca, Bursa’dan Gaziantep’e giden Büyükşehir Belediyesi ekiplerinden de çalışmalar hakkında bilgi aldı.
*
Ve son bir not!
TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu haftanın ilk günü, yani geçtiğimiz pazartesi 'Kaçak Yapılara Karşı Göreve Çağrı' konulu bir basın toplantısı gerçekleştirecekti.
Mesele;
Kaçak yapı olduğu için her açıdan önem arz ediyordu.
Haftanın ilk gününe depremle uyandığımız için, o toplantı bu güne ertelendi.
Bu günkü toplantıda 10 ili yerle bir eden deprem de konuşulacak.
Elbet de;
Bursa’nın risk durumu ve olası depremde bizleri nelerin beklediği konunun uzmanları tarafından bir kez daha yüzümüzce vurulacak!
Bakalım;
Bursa’ya dair nasıl bir senaryo var!
Yorumlar 1
Kalan Karakter: