Yazımızın başlığını okuyunca çok şaşırdınız değil mi?
Belki de “Hadi ordan canım... Çektiğimiz ‘zulümler’ ortada!” dediğinizi de duyar gibiyim...
“Geçecek bu kara günler geçecek hem de delip geçecek...” diyelim ve sizi daha fazla meraklandırmadan sağlık kulislerinde konuşulanlara bir göz atalım...
Biliyorsunuz adeta “kanayan yara” haline gelen kurumlarımızdan Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesine aylardan sonra nihayet bir başhekim atandı.
Aynı hastanede görev yapan Doç. Dr. Mehmet Oğuzhan Ay yaklaşık 3 hafta önce görevi devraldı.
Yazımızda “Hayırlı olsun!” dedikten sonra da “İnşallah bu dev hastanemizin makus talihi yeni başhekimle değişir...” şeklinde not düşmüştük..
Neler yapabileceğini ve yaptığını ilk günden itibaren izlemeye, takip etmeye başladık...
Çünkü bu hastanede çalışan 5 bine yakın personel var ve “Biri Anya’da biri Konya’da” olmak üzere 11 ayrı binada günlük ortalama 10 binden fazla da poliklinik hizmeti veriliyor...
Yük ve sorumluluk ağır, iş çok!
***
Ayrıca bu kurumda başhekimler kısa dönemler halinde görev yaptıkları için her gelen yönetici iyi veya kötü, kendi düzenini kurmaya çalıştığından dolayı da sistemde hep aksamalar meydana gelmiş...
Hele ki bazı torpilli sözleşmeli “memur kralcıkların” efelenmeleri, çalışanlar üzerinde baskı oluşturmaları, tehdit, korku salmaları...
Personelin moralinin bozulmasına ve iş motivasyonun düşmesine neden oldu.
***
Farklı dönemlerde yönetici olarak atanan bazı başhekimlerin yanı sıra Yüksek İhtisas'ta en fazla sıkıntı Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanı Dr. Salih Metin döneminde yaşanmış...
Aman Allah'ım!
Her gün onlarca mail ve telefon geliyordu...
Hangi birini yazacağımızı şaşırmıştık...
Neyse ki Dr. Metin Kamu Hastaneleri Kurumuna geçti de hastane personeli bir nebze bile olsa rahat bir nefes aldı...
Tekrarlamaya gerek yok biliyorsunuz her şeyi amma...
Başkan Dr. Metin hayallerinin peşine doğru yol alırken de “Bu benim adamım, şu benim adamım... Onlara dokunmayın...” diyerek kurumdaki bazı personeli yerine “mıhlamış!”
Sağlık çalışanlarının ifadeleri bunlar...
***
Yüksek İhtisas Hastanesi yöneticiliği “yara” mı kaldı içinde acaba?
Yok yok!
Dr. Salih Metin’in mevcut hayali şimdilik Bursa’ya İl Sağlık Müdürü olmakmış...
Bütün çabası, gayreti bu yöndeymiş...
Ancak önce Dr. Fevzi Beyin gitmesi gerekiyor...
Gidemedi o da bir türlü!
Yağmurdan kaçarken doluya yakalanmazsınız inşallah!
Aman neyse...
Bendeniz bakarım çalışan ve hasta memnuniyetine...
Devletimin ve Türk Milletinin geleceğine...
Ondan sonrası benim için teferruattır...
Ne onlar benim müdürüm, patronumdur...
Ne de bendeniz onların çalışanıyım...
Ez cümle: “Gelen ağam giden paşam” misali yani...
***
Dönelim yazımızın başlığına...
Yaklaşık 3 hafta önce Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği'ne atanan Doç Dr. Mehmet Oğuzhan Ay çok hızlı giriş yapmış sorunlara...
Öncelikle hastanede “Temizlik seferberliği” için start vermiş...
Hastane personelinin anlattığına göre 210 bin metrekare kapalı alana sahip olan 11 ayrı binayı tek tek gezmiş ve yaşanan sorunlarla ilgili durum tespiti yapmış...
Çalışanlarla ve hastalarla birebir görüşmüş...
Hem de bunları yanında kimse olmadan ve beyaz önlüğünü giymeden, yani tebdili kıyafetiyle yapmış...
Daha sonra da başhekim Doç. Dr. Ay hastanede bazı idarecilerle toplantı düzenlemiş...
İşte o toplantıdan bize aktarılanlar...
Başhekim Doç. Dr. Ay öncelikle, “Arkadaşlar kurumumuzda temizlik seferberliği başlatıyoruz. Hastanemiz öyle temiz olacak ki dışarıdan içeriye giren hem hastalar hem de çalışanlar bu değişimi fark edecek. Fiziki olarak bazı alanlarımız yetersiz. Ana binamızdaki lavabolar, zemin döşemeleri kırık ve çok bakımsız. Kısmi planlamalar yaparak belli bir takvim içerisinde bu çehreyi hep birlikte el ele verip değiştireceğiz, yenileyeceğiz. Bir bölümünü hastane döner sermaye bütçesinden bir bölümünü de genel bütçeden isteyeceğiz...”
***
“Şaşırdım!” desem yalan olmaz...
Çünkü gelen bazı yöneticiler ekip kurmaya, siyasilere biat etmeye, “Aman efendim tamam efendim” demeye ve efelenmeye daha çok müsaitlerdir...
E, ne de olsa vefa borçlarını ödemeleri gerekiyor öyle değil mi?
Allah Allah!
Bir de ne demiş biliyor musunuz?
Şimdi sıkı durun!
“Şu siyasinin yakını, şu sendikanın adamı yani onun bunun adamı olayı bu hastanede durduruldu! Herkes işinin başına”demiş...
Eğer bu söylenenler doğru ise...
Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinin makus talihine “Güle güle!” diyeceğiz herhalde...
Hadi hayırlısı!
Yorumlar 11
Kalan Karakter: