Malumunuz geçtiğimiz haftalarda ani bir kararla sözleşmesi biten Bursa Şehir Hastanesinin eski Başhekimi Doç. Dr. Dursun Topal’ın yerine Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanı Doç. Dr. Salih Metin getirilmişti...
Çok hızlı yapılan ve sağlık camiasında adeta “şoke etkisi” yaratan bu atamanın nedeni nedir, neden böyle bir hüküm verilmiştir bilemeyiz...
Ha!
Doç. Dr. Dursun’la yeniden sözleşme niye imzalanmadığını ne biz ne de bir başkası sorgulamıyor elbette...
Çok daha önce yapılması gereken bir durumdu deniliyor...
Doç. Dr. Topal’ın başhekimliği döneminde, Bursa Şehir Hastanesi ameliyathanesindeki sarf malzemeleri çalınıp-satılırken......
Sağlık Bakanlığı mevzunun incelemesi ve araştırılması için müfettişler gönderilirken...
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu tarafından konu TBMM gündemine taşınırken...
Soruşturmanın selameti açısından başhekimin görevden uzaklaştırılması beklenirken...
Olmadı!
Demek ki o günkü konjonktür öyle gerektiriyormuş!!!
Neyse...
***
Doç. Dr. Salih Metin’in Şehir Hastanesi Başhekimi olmasındaki en büyük rol; İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Çetin ve ekibinin mi veya bazı siyasilerin mi?
Yoksa...
Tasarruf tamamen Sağlık Bakanlığının mı?
Bilemiyoruz...
Ancak nedenini merak etmiyor da değiliz hani!
İl Sağlık Müdürlüğünde olması hasebiyle Doç. Dr. Salih Metin’den bir rahatsızlık söz konusu olabilir mi?
Çünkü, İl Sağlık Müdürlüğündeki üst düzey bürokratların çoğu Dt. Lütfi Çiftçi’nin “ekürlerinden” oluştuğu için öylesine aklımıza geldi!!!
“Ekür” kelimesini burada mecazi anlamda kullandık...
Hala boş duran bazı koltuklar da var...
Söylenene göre oralara da Dt. Çitçi’nin istediği isimler atanacakmış...
Evet buyurun dönelim yazımızın başlığına...
***
Biliyorsunuz geçtiğimiz yılın mayıs ayında Bursa Şehir Hastanesinde büyük vurgun gerçekleşmişti...
Başta ameliyathane sorumlusu D. B. olmak üzere teknik takibe yakalanan bazı personel Emniyette ifadeleri alındıktan sonra çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmıştı...
Daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere bırakılmışlardı...
Kimi memuriyetten men edildi kimileri de kurumda çalışmaya devam etti...
Ancak bu büyük vurgunda yapılan soruşturmalar ve işleyen sistem ne yazık ki toplumsal vicdanı rahatlatmadı...
***
Sağlık kulislerinde, “Doç. Dr. Salih Metin büyük sınav verecek... Ya hırsızlığın boyutunu ortaya çıkartıp hesap soracak... Yapamazsa da bu işin altında kalacak...” şeklinde konuşuluyor...
Şimdi...
Adeta “Tuğla” gibi birikmiş dosyalar yeniden açılacak mı?
Yaptığımız araştırma ve görüşmelerde yeni başhekim Doç. Dr. Salih Metin bu konu ile ilgili bakanlıktan yeniden müfettiş isteyebilirmiş.
Çünkü bir çok konunun “sır” perdesi açılmadı veya açılamamış...
Gizemini koruyormuş yani!
Denilen o ki vurgunun miktarı kamuoyunda paylaşılan rakamdan çok ama çok daha fazlaymış...
Üstelik sadece çalınan- satılan ameliyat sarf malzemelerinin dışında...
Hastanedeki ortez- protez, cerrahi el aletleriyle ilgili de bir çok iddia söz konusuymuş...
Soruşturmalar da yapılmış fakat...
Akıbetin ne olduğu konusunda net bilgi yok...
Ayrıca hastanede hem dışarıdan gelen hem de kurum içinde görev yapan hekimlerin hastalara uyguladıkları PRP işlemleriyle ilgili son gelişmeler nelerdir?
Ve...
Şimdi de araştırılması gereken konulara ameliyathanenin cep deposundaki ipler eklenmiş durumda...
Sorulacak o kadar çok soru var ki...
Sonuç:
Ya devlet başa ya kuzgun leşe!
Yorumlar
Kalan Karakter: