Bitmiyor bitmiyor...
Kamu sağlık kurumlarında yaşanan haksızlıkların, mobbinglerin bir türlü sonu gelmiyor...
Ne olacak ve nereye böyle?
Çalışanların çoğu mutsuz, kaygılı...
Bekliyorlar...
Neyi mi?
Sağlık emekçilerinin ifadesi ile adaleti ve eşitliği...
***
Dünkü yazımızda taşerondan kadroya geçen temizlik işçilerinin durumunu gündeme taşıdık...
Yazımızın arkasından mesajlar aktı...
Gerçi sayıları fazla değil ama olsun!
Bir haksızlık varsa, bir mağduriyet söz konusu ise biz her zaman oradayız...
Bugünkü konu taşeron şirkette çalışırken kadrosu şef olan, devlet kadrosuna geçirilirken temizlik işçisi statüsünde çalıştırılmaya “zorlananlardan!” bahsedeceğiz.
Bu kapsamda çalışan personelin iddiaları şunlar:
“Taşeron şirket tarafından şef olarak işe alındık ve kadromuz şefti. Devlet kadrosuna geçerken bazı hastane yönetimleri ‘Siz sadece imza atın!” dediler ve bizim bilgimiz dışında üzerini ‘personel’ olarak doldurdular. Bizlerin çoğu üniversite mezunu. Gerekli kurumlarla irtibata geçtik. Konuyu İl Sağlık Müdürlüğümüz de biliyor. Ancak şu ana kadar her hangi bir düzelme olmadı. Bekliyoruz. Bizleri kandırdılar. Oyuna getirdiler...”
***
Evet bu ifadeleri kullanan personel, sözleşmenin bazı maddelerini de gönderdi.
Sözleşmenin “a” bendi şöyle diyor:
“Mevzuat hükümleri esas alınarak her işçi kendi kadro unvanında /branşında çalıştırılmak kaydıyla görev bölümü, işveren veya işveren vekili tarafından yapılır.”
“d” bendinde ise:
“Vasıfsız işçi kadrosunda bulunmakla beraber, bir yıl süreyle vasıflı işçiler tarafından yapılması gereken bir işte çalışmış olanlar bu sürenin sonunda vasıfsız bir işte çalıştırılamazlar.” ifadelere yer verilmiş.
Durum böyle...
“Top!” İl Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığında tabii...
Bu uygulama keyfi mi, değil mi bilemem!
Bu konuda yetkililer nasıl bir yol izler onlara kalmış...
Ancak burada haksız bir süreç izleniyor gibi...
***
Şimdi...
Her defasında yazdık...
Madem ki böyle bir karar alınmış herkese eşit uygulanmalı...
“O siyasetçinin talebi, şu sendikanın tercihi, o müdürün eşi, yakını...”teraneleriyle kurumlarda çalışanlar arasında iş huzurunu, barışı ve motivasyonu bozarak ötekileştirmeye neden olmak kimsenin hakkı değil...
Kim olursa olsun, ne olursa olsun!
Ancak bugünkü mevzu farklı...
Çalışanların kadrosu şefmiş zaten...
Niye ve hangi akıl böyle bir işlem yapar anlayan varsa gelsin beriye...
Bu kapsamda personel sayısının az olması, yanlıştan dönülmeyeceği anlamını taşımaz...
“Hayatın kuralı bu! Ya yanlış zamanlarda doğru insanları karşına çıkarır ya da yanlış insanla zamanını harcatır”
Hadi buyurun...
Yorumlar 32
Kalan Karakter: