Emeklinin gözü kulağı maaşlarına yapılacak olan ara zamda idi. Dün zam oranları açıklandı ve emeklinin yüzü uzun zamandır olduğu gibi bu zam döneminde de gülmedi...
Zam oranları açıklandı, televizyon ekranlarından uzmanlar konuştu, rakamlar havalarda uçuştu... Ama asıl duyulması gereken ses yine sokaklarda yankı buldu: "biz bu parayla nasıl geçinelim?"
Türkiye'de yaşayan milyonlarca emekli artık karnını market indirimlerini kovalayarak doyuruyor. Et ve süt ürünleri tüketimi ya tam anlamıyla hayatlarından çıkmış ya da haftada bir tüketilir hale gelmiş durumda. Faturalar her geçen gün daha da artıyor, kiralar maaşlarla yarışıyor... İşte tam bu durumda hükümet çıkıp, "Size zam yaptık" diyor.
Ama gelin görün ki o zam daha cebe girmeden eriyip bitiyor! Herkesin aklında tek bir soru var açıklanan rakamların belirlenme ölçütü ne?
Bugün en düşük emekli maaşı 14 bin 469 TL oldu. Peki bu rakamla bir emekli nasıl kirasını ödeyecek, nasıl sofrasına bir kap yemek koyacak?
Evet haftalar önce emekliler meydanlarda bağırıyordu... "Dilenci değil, emekliyiz" diyorlardı. Haklılarda! Yıllarca bu ülkenin fabrikalarında, okullarında, tarlalarında çalışıp geleceğimizi inşa ettiler. Ve doğal olarak geldikleri noktada emeklerinin karşılıklarını bekliyorlar. Kimse sadaka talep etmiyor. Emeklilerin tek istedikleri pazarda "yarım kilo" demeden alışveriş yapabilmek.
Emekliler adil bir maaş düzenlemesi ve insanca bir yaşam istiyor. Ne yazık ki yıllardır aynı sorunlar dönüp dolaşıp emeklinin sırtına bindiriliyor.
Evet ortada bir zam söz konusu fakat bunun karşılığı sofrada yok, pazarda yok, ilaçta yok... Emekli yine yoksullukla boğuşuyor.
Belki birgün 'emekli maaşı' dendiği zaman insanların yüzünde bir tebessüm olur. Ama şunu net bir dille söylemeliyim o gün bu gün değil...
Yorumlar
Kalan Karakter: