Son üç haftanın kazananı olarak, bugün de Düzce'de, Düzce Cam Düzcespor müsabakasına çıktık.
Üstelik, camia olarak, ileriki haftalara umut taşımak adına, farklı bir inanç ve istek içinde çıktık.
Neydi bu inanç ve istek?
Pek tabi Play-off.
İşte bu amaçla, umutları ileriki haftalara taşıma adına, iki farkla öne geçtiğimiz Düzcespor müsabakası için; böyle olmamalıydı; başlığını uygun buldum.
Düzce 18 Temmuz stadyumunda maça, son üç haftada yaptığımız sıkı savunma anlayışı ile başladık.
İlk yirmi dakika topun arkasına geçerek, önünü rakibe bıraktık.
Bu zaman içinde rakibe hiç pozisyon şansı tanımazken; bizde pozisyon bulamayıp, sadece rakibi karşıladık.
20'den sonra, karşıladığımız topları daha iyi kullanıp, ayağımızda daha iyi tuttuk.
Özellikle, son üç haftanın en yararlı oyuncusu olan Hasan Ayaroğlu'nun; yapmış olduğu 30-40 mt.'lik driplingler, ikinci bölge geçişini sağlayıp, rakip ceza alanı önünde ve yanlarında takımımıza fırsatlar yarattı.
Hasan'ın sürüklediği pozisyonlara sol tarafta Çağatay eşlik edip, katkı koyarken; sağ öndeki Ömer Turan maalesef bizlere Enver Cenk Şahin'i arattı.
Eğer sağ kanattan da verim alabilseydik, çok farklı olurdu diye düşünüyorum.
20 ile 45 dakika arasında, özellikle, yarı alanımızdan yaptığımız çıkışlarda, rakibi çok eksik yakalama şansını bulduk.
Bunlardan birinde, Çağatay-Berat pas alışverişi sonucu, Çağatay'ın, tam cepheden önünü güzel bir hareketle açması sonucu sağ ayağı ile yaptığı vuruş, savunmaya da temas ederek ağlarla buluştu.
Hemen arkasından Ayaroğlu'nun şık hareketlerle önünü açıp, sol ayağı ile yaptığı gol vuruşu esnasında, rakibe, 4'e 3 durumunda bir fazlaydık.
Bu şekilde ve oldukça rahat hissederek girdiğimiz devre arası sonrası; 20 dakikalık bir fırtınaya yakalanacağımızı açıkça hiç düşünmemiştim.
İkinci devre başlama düdüğü ile birlikte 17 dakikada tam 3 gol birden yedik...
Hattâ, sanki fırtına değil de, bir tufann...
Bunu da pekalâ karşılayıp, dindirebilirdik de...
Ceza sahası ön çizgiden rakibin sağ ayağının içiyle attığı şutu, kalesinde doğru pozisyonda durmasına rağmen, geç reaksiyon veren sevgili Deniz, yemeseydi eğer...
Aniden çıkan bu fırtına-Tayfun karışımı durum 70'lerde duruldu.
Ancak, bu defa, oyun alanının ikinci bölgesinin kontrolü her iki takım tarafından da bırakılınca; müsabaka gel-git oyunu şekline döndü.
3-3 sonrası oynanan 20 dakika her iki takıma da eşit fırsatlar sundu.
Fırsatlardan en net olanı değerlendiremeyen Düzcespor oldu.
Sonuçta, açıkçası, Play-off adına kaçan 2 puan mı verdik;
Yoksaa, ileriki haftaların vahametini de göz önüne alarak; düşme tehlikesi adına, 1 puan mı kazandık?
Bunun yanıtını önümüzdeki hafta içi ve hafta sonu oynayacağımız iki müsabaka verecek.
19 Nisan Çarşamba günü evimizde Menemenspor;
24 Nisan Pazar Isparta'da, Isparta 32 Spor ile yapılacak maçlar; pek tabi diğer maç sonuçları ile paralel olarak yönümüzü belirleyecek ya da tayin edecek, diyelim...
Kalın sağlıcakla...
PLAY OF ÇOK ZOR BE DOSTUM...